Van, Üstadın farklı dönemlerde uzun yıllar kaldığı en önemli Nur menzillerinden biri. Gençlik çağında Vali Tahir Paşanın misafiri olarak, ilim tahsilini pekiştirdiği ve öğrendiği ilimleri Kur’an’ı anlamak için basamak yapmaya hazırlandığı belde.
Bunun yanında Türkçeyi öğrendiği, gazeteyle tanıştığı ve İngiliz müstemlekât nâzırının “Kur’an’ı kaldırma veya Müslümanları ondan soğutma” planına dair haberi gazeteden öğrenip, “Kur’an’ın sönmez ve söndürülemez bir manevî güneş olduğunu bütün dünyaya göstereceğim ve ispat edeceğim” kararını verdiği şehir.
Van Gölündeki Akdamar adası için “Burada on senede yetiştireceğim 50 talebe ile İslamı insanlığa duyurup dünyayı fethederiz” dediği mekân.
İki minare yüksekliğindeki yekpare taştan ibaret Van Kalesinin tepesinde ayağı kayıp düşerken “Davam” diye haykırdığı ve İlahî bir muhafaza ile manevî bir inayet elinin onu alttaki mağaraya çekerek düşmekten kurtardığı kerametli menzil.
Kalenin altındaki Horhor medresesinde talebeleriyle birlikte feyizli, bereketli, neşeli, zevkli ve şevkli bir tedris hayatı yaşadığı mahal.
Birinci Dünya Harbi patlak verdiğinde talebeleriyle beraber Erek Dağında mevzilenip Taşnak çetelerine korku salarken, esir Ermeni kadın ve çocuklarını serbest bıraktırdığı cihad meydanı.
Harpten sonra döndüğünde bütün Müslüman mahallelerinin yakılıp yıkıldığı bir tablo ile karşılaşınca gözyaşı döktüğü hüzüngâh.
Risale-i Nur’un ilk telif merkezi Barla’ya müteveccih manevî cihad yolculuğunun çıkış adresi.
İlk tahsil ve tedris döneminden itibaren geliştirdiği Medresetüzzehra projesinin merkezi olarak tasarladığı ve Sultan Reşad’la dönemin İttihad Terakki hükümeti tarafından verilen tahsisatla göl kıyısında temelini attığı ilim diyarı.
Maddeten tahakkukuna şartların bir türlü imkân vermediği bu özgün ve muhteşem proje, Risale-i Nur hizmetiyle dünyanın neredeyse her köşesinde ve her dilinde hizmet veren cihanşümûl bir eğitim ağı olarak dal budak saldı.
Bu mananın çıkış adresi olarak Van hem Üstadın sağlığında, hem sonrasında çok önemli hizmetlere sahne oldu. Her birini rahmetle yad ettiğimiz Molla Hamid, Molla Resul, Ali Çavuş, Çaycı Emin, Erol Kuralkan, Selahaddin Akyıl, Müştak ve Raif Zernekli, Halil Uslu, Kâmil Koyuncu, Timurlenk Bozkurt, Mustafa Öztürkçü... gibi değerli hizmet insanları Van’ın bağrında yetişti.
Van, ilki 1966’da yapılan ve fasılalarla devam eden Bediüzzaman mevlidlerinin bir yenisini, Yeni Asya Vakfı Bediüzzaman Külliyesinin açılışıyla birlikte hafta sonu gerçekleştirecek. Orada buluşmak dileğiyle.