RTÜK üyesi Deniz Güçer’in 10-11 sene önce TRT’te yaptığı “Meclis Taksi” programına eski başbakanlar, bakanlar, milletvekilleri ve bir çok siyasî şahsiyet katılmıştı.
Şoför koltuğuna oturan bu isimler yoldan aldıkları vatandaşlarla sohbet ederek dertlerini dinliyorlar, bunlar da televizyonda yayınlanıyordu.
Bu kişilerden birisi şu anda Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek idi. Şimşek’i o dönemde de Maliye Bakanı idi. Yaşlı bir karı-koca “Meclis taksi”sine binip Ankara’nın orta halli vatandaşların uğrak yeri olan Ulus’a gitmek istediklerini söylerler. Taksiye otururken de “Bu taksi bedavaya götürüyor, binin dediler bindik” derler.
Şimşek, “Amcacım bedava taksi olur mu? Bari otobüs parası alalım” sözüne vatandaş, “Benim bedava otobüs kartım var” deyince Bakan, “Peki, tamam sizi Ulus’a götüreyim” demek durumunda kalır.
Yaşlı vatandaş, “Emeklilere biraz daha zam versek iyi olur. Bunu Maliye Bakanı’na söylemek lâzım çünkü esas o engel oluyor herhalde bu zamlara” diye konuşmasına devam edince Şimşek, “Maliye Bakanına ileteyim, gerçi onlar pek taksiye binmiyorlar da kendi arabaları var” diyor.
Biz de, Şimşek’in bu sözlerini Maliye Bakanı’na iletelim. Artık gereğini yapmakta ona düşer. Malum pek taksiye binmiyormuş. Belki Şimşek’in o tarihteki sözlerini ve vatandaşın bu feryadı duyar…
O yıllarda durumu bu kadar kötü olmayan emekliler de zam istiyordu. Bugün durumu daha da kötüleşen emeklinin daha fazla zam talebi var.
Zira, hükûmetin icat ettikleri kök ücret ve aylık bağlama oranlarının düşürülmesinden kaynaklı milyonlarca emekli, açlık sınırının yarısı kadar maaş alıyor…
***
Bu neyin zammı?
AKP Bursa Milletvekili Mustafa Varank, İstanbul’da Halk ekmeğe yüzde 60 zam yapılmasına, “Peki bu neyin zammı?” diyerek tepki göstermiş.
Sosyal Medya hesabından yaptığı bu paylaşımın altına vatandaşlardan büyük tepki gelmiş.
Vatandaşın ucuz diye önünde uzun kuyruklar oluşturduğu halk ekmeğe bu kadar zam yapılmasına elbette tepki gösterilmesi lazım da, otoyollar, akaryakıt başta olmak üzere iğneden ipliğe zam yapılmasına da tepki gösterilirse bir anlamı olurdu.
Hele hükümetin hazırladığı vergi paketi Meclis’e bir gelsin vergilerdeki artıştan sonra bakalım Sayın Varank, “Bu neyin zammı?” diye tepki gösterebilecek mi?
Öncelikle de, “Türkiye’nin ekonomisinin sorumlusu benim” diyen Erdoğan’a bu soruyu sorabilecek mi? Hem Erdoğan, “Hiç çekinmeyin, yüzümüze hakikatleri haykırın. Haykırın ki hatamızı görüp kendimizi düzeltelim” dememiş miydi?
Millet hakikatlerin haykırılmasını merakla bekliyor…
***
Duy da inanma!
Mahallî seçimlerde ikinci parti durumuna düştükten sonra “yumuşama” adı altında CHP Genel Başkanı ile iki defa görüşen Erdoğan, “Bizim siyasette yumuşama normalleşme çabamız aslında muhalefeti normalleştirme çabasıdır. Sıkılı yumruğu açacak olan muhalefettir hançerleri kınına koyacak olan muhalefettir, dilini düzeltecek olan muhalefettir. Yumuşaması, normalleşmesi gereken muhalefettir” demiş.
Siyasette normalleşme olacaksa iktidara da, muhalefete de görev düşüyor. Çünkü, millet artık kutuplaşmadan, ötekileştirmeden bıktı, usandı.
Geçmişte muhalefete “zillet ittifakı” diyenlerin de, “hain, terörist, çamur, ahlaksız” ve yazamayacağımız pek çok hakaret ifadesi kullananlarında normalleşmesi gerekmez mi?
***
Demirel’den öğütler
Merhum Süleyman Demirel’den başta bugünkü siyasetçiler olmak üzere herkese birkaç öğüdünü aktaralım: “Konuşmaya başlamadan önce şu 4 cümleyi hatırlayın: Söylediklerimin gereği var mı? Anlattıklarım iyilik ve şefkat içeriyor mu? Söylediklerim birini incitiyor mu? Söz ettiklerim sessizliği bozacak kadar değerli mi?”