Kur’ân’da “Sen en yüksek ahlâk üzeresin” fermanıyla övülen Peygamberimiz (asm), bu çerçevedeki misyonunu şöyle ifade etmişti: “Ben güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim.”
“Huy, seciye, mizaç” anlamlarına gelen ve aynı zamanda “yaratılış” manasını da ifade eden Arapça “hulk” kelimesinin çoğulu olarak dilimize yerleşen ahlâk, insanın dünya hayatındaki en önemli imtihan konusunu oluşturuyor. Bu imtihanda insanoğlunun görevi, kendisine bahşedilen duygu ve kabiliyetleri veriliş hikmetine uygun şekilde kullanmak ve geliştirmek.
Başarılı olmanın yolu ise, kişinin Yaratıcı ile samimî bir intisap ilişkisi kurmasını netice verecek kuvvetli bir imana sahip olmaktan geçiyor. İlâhî mesaj ve ikazların rehberliğinde gönüllü bir iç disiplin mekanizmasının tesisini gerektiren bu sürecin hedefi, Yaratıcıya muhatap olacak liyakatteki “insan-ı kâmil” vasfını kazanabilmek.
Bu imtihan sürecinde her an iyi ile kötü, güzelle çirkin, sevapla günah, helâlle haram arasında tercih yapmak durumundayız ve tercihlerimizin isabeti, dinimizin gösterdiği güzel ahlâk prensiplerini hangi ölçüde ozümseyip içselleştirebildiğimize bağlı. Bu sınav öncelikle her bireyin iç dünyasında veriliyor; sonra genişleyen daireler halinde aile, çevre ve topluma aksediyor.
“Milletin kalb hastalığı zaaf-ı diyanettir, bunu takviye ile sıhhat bulabilir” diyen Üstadın, bütün mesaisini, dinin temelini oluşturan imanı tahkim ve takviye hizmetine verirken, büyük bir titizlik ve duyarlılıkla ahlâk ve “terbiye-i İslamiye” üzerinde durması, iman-ahlâk bütünlüğünün bir gereğiydi.
Terbiye-i İslâmiyedeki zedelenmeyi toplumun en önemli ve ciddî problemlerinden biri olarak gören Bediüzzaman, tek parti devrinde yaptığı tarihî ikazlardan birinde, din ve ahlâk noktasındaki duyarsız tavrın, elli yıl sonraki nesillerde sosyal ahlâk cihetiyle çok vahim sonuçlara yol açacağını bildirmişti. Yaşananlar ve ortaya çıkan hazin tablo, onu bu konuda da haklı çıkardı.
Bugün gelinen noktada ise ahlâkî değerler, üstelik “dindar” siyasetçilerin iktidarında maalesef çok daha ağır bir tahribata uğramış durumda.
Tamiri için siyaseti de, bütün fertleriyle toplumu da arındıracak topyekûn bir iman hizmeti seferberliğine ihtiyaç var.