Bazen oluyor ki uzun mesafeli yolculuk yapmak durumunda kalıyoruz. Yaptığımız yolculuk esnasında, yolun durum ve ahvalini gösteren işaret ve levhalar vardır. Bunlardan bir tanesi de “kilometre taşı”dır.
Kilometre taşının Türk Dil Kurumu’ndaki sözlük anlamı:
1. Kara yollarında üzerinde kilometreleri gösteren dikili taş.
2. Mecazî anlam: Önemli bir durumu belirleyen, üzerinde durulması gereken nokta.
3. Mecazî anlam: Bir işteki aşamaları belirleyen olay veya kimse.
Bu kilometre taşları, menzilimize ulaşmak için bize ne kadar mesafe kaldığı bilgisini verir. Bizler de ona göre durum ve vaziyet alırız. Yani mola verip vermeyeceğimize; verecek isek nerede ve hangi mekanlarda vereceğimize, mekanların maddî ve manevî ihtiyaçlarımızı karşılayıp karşılamayacağına karar veririz. Kısacası huzurlu bir yolculuk yapmak için bu kilometre taşları yolculuğumuzda önemli rol oynar.
Maddî hayatta olduğu gibi mânevî hayatta da “İnsan bir yolcudur. Sabâvetten gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre, kabirden haşre, haşirden ebede kadar yolculuğu devam eder.” 1
Bu yolculukta da aslında kilometre taşları vardır. Yoksa bile kişi kendisi koymalıdır. Himmetini, şevkini ve gayretini yenileyecek, tazeleyecek ve artıracak kilometre taşları yani aralıkları koymalıdır.
Şahsî okuma aralıkları, müzakereli okuma programları, seminerler, aktivitelerin yanı sıra müsbet manada, hakikî arkadaşlar ve dostlar gibi kilometre taşları.
Zira “insanı dünyaya çağıran ve sevk eden esbab çoktur. Başta nefis ve hevâsı ve ihtiyaç ve havassı ve duyguları ve şeytanı ve dünyanın surî tatlılığı ve senin gibi kötü arkadaşları gibi çok dâileri var.” 2
Saniyen “medeniyet fantaziyelerinin aldatıcı ve uyutucu olması”3 Hamisen kendini değiştirmeyi düşünme yerine, başkasını değiştirmeyi düşünme vartası.
İnsan bu tür olay ve hadiselerin vermiş olduğu menfî haletlerden kurtulma yolunda kilometre taşlarını oluştururken yani kendini yenileme ve tazeleme aralıklarına, önce nefsinden başlamalı. Çünkü Nefsini ıslah etmeyen, başkasını ıslah edemez. 4
Sonra hem şahsının, hem âleminin her zaman teceddüd ettiğinin farkında olmalı.
“İnsanın her bir ferdinin manen çok efradı var. Ömrünün seneleri adedince, belki günleri adedince, belki saatleri adedince birer ferd-i âher sayılır. Çünkü zaman altına girdiği için o ferd-i vâhid bir model hükmüne geçer, her gün bir ferd-i âher şeklini giyer.
Hem insanda bu taaddüd ve teceddüd olduğu gibi, tavattun ettiği âlem dahi seyyardır. O gider, başkası yerine gelir, daima tenevvü’ ediyor; her gün başka bir âlem kapısını açıyor.” 5
Mezkûr olay ve hadiselerin vermiş olduğu, menfî haletlerden kurtulma yolunda, şu hadis-i şerif de kilometre taşı niteliğindedir: “Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Katâde ibni Numan’a, karanlıklı, yağmurlu bir gecede bir değnek verir ve ferman eder ki: ‘Sana, lâmba gibi, onar arşın her tarafta ışık verecek. Evine gittiğin zaman bir siyah şahıs gölge göreceksin. O şeytandır. Onu hanenden çıkar, tard et.’ Katâde değneği alır, gider. Yed-i beyzâ gibi ışık verir. Evine gider, o siyah şahsı görür, tard eder.”6
Allah’u a’lem bissavab... Bu hadisin bir tevili şudur ki: Zeminin karanlıklı ve yağmurlu olması, zamanın dehşetine (deccalizm ve süfyanizme) işarettir.
Değneğin lâmba gibi her tarafta ışık vermesi, asrımızın müceddidi ve aynı zamanda Mehdi’sinin eserleri lamba (Lem’alar - Risale-i Nur) hükmünde olup, anlayarak okuyanların etrafını aydınlatmasına işarettir.
Değneğin lâmba gibi onar arşın her tarafta ışık vermesi; Nur - ışık saçan risalelerle muhatabiyet aralığı, on arşın yani lâakal her on günde bir, kilometre taşları olarak muhatap olmaya işarettir.
Evdeki siyah şahıs gölge; Eskiden TV’ler siyah-beyaz idi. Şimdi renkli. Yani renkli ekranlardan uzak durmaya işarettir.
Şayet renkli ekranlardan uzak durulamıyor ise; “Cenab-ı Hak haşirde adalet-i mutlaka ile mizan-ı ekberinde a’mal-i mükellefîni tarttığı zaman, hasenatı seyyiata galibiyeti, mağlubiyeti noktasında hükmeyler... Bu dünyada, o adalet-i İlahiye noktasında muamele gerektir.” 7
Bu da bize gösteriyor ki; “Sırr-ı imtihan ve hikmet-i teklif iktiza eder ki, akla kapı açılsın ve aklın ihtiyarı elinden alınmasın.” 8
Günümüzde hâl ve hareketleriyle, söz ve davranışlarıyla, güzel ahlâkı telkin eden, Allah’ı hatırlatan kilometre taşları hükmündeki, hakikî arkadaşların ve dostların sayısı oldukça azdır.
İçten ve samimi dostlarla, Allah için sohbet etmek, hakikî bir teselli alıp vermek, hasbihal etmek dünya nimetleri içinde en tatlısı, en şirini ve en güzelidir.
Mâlâyanî işlerle iştigal, maksadı geri bıraktırdığı için; “Bu dünyanın hayatı pek çabuk değişmesine ve zevâline ve fenâ ve fânî, âkıbetsiz lezzetlerine ve firak ve iftirak tokatlarına karşı bir ehemmiyetli medar-ı teselli ise, samimî dostlarla görüşmek”9 himmetini, şevkini ve gayretini yenileme, tazeleme ve artırma noktasında kilometre taşları yani aralıkları hükmündedir.
Hâsıl-ı kelâm, kilometre taşları ile hayatımızı değiştirerek huzurlu bir ebedî yolculuk yapma fırsatını kaçırmamak temennisiyle.
Dipnotlar:
1. Mesnevi-i Nuriye, 10. Risale.
2. Lem’alar, 17. Lem’a, 7. Nota.
3. Emirdağ Lâhikası - I, M. No.: 191.
4. Sözler, 21. Söz, 1. Makam.
5. Mektubat, 26. Mektup, 4. Mebhas, 4. Mesele.
6. Mektubat, 19. Mektup, 12. İşaret.
7. Lem’alar, 13. Lem’a, 13. İşaret.
8. Mektubat, 19. Mektup, 4. Nükteli işaret, 4. Esas.
9. Şualar, 13. Şua.