"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yağdır Mevlâ’m su

İbrahim Aktaşcı
15 Eylül 2024, Pazar
Vaktiyle, memleketin birinde, adamcağızın birisi köşesine kurulmuş kitap okumaktadır. Kitabın ortalarına doğru adamın gözüne şöyle bir anekdot ilişir: “Her kimin sakalı bir tutamdan fazladır ve boyu uzundur, o kişi ahmaktır.”

Cümledeki tarifin fiziğiyle uyuştuğunu gören adam, kara kara düşünmeye başlar: “Acaba ben de ahmak mıyım?” 

Bir müddet tefekkür eden adam bakar ki boyunu kısaltmaya imkân yok. “Bari sakalımı keseyim” der. Evde makas bulamayan adam alır gaz lambasını eline ve ateşi sakalına tutar.

Yüzü gözü yanıklar içinde kalan ölüm döşeğindeki adam, son nefesinde karısından, okuduğu o son kitabı kendisine getirmesini ister ve kitaptaki anekdotun altına şu derkenarı düşer:

“Tecrübe edilmiştir. Biz dahi tasdik ederiz…”Avrupa İnsan hakları Mahkemesi, geçtiğimiz yıl ekim ayında verdiği kararla, KHK ile ihraç edilen ve 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Yüksel Yalçınkaya’nın ceza yargılamasında, “adil yargılanma hakkının” ve “kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin” ihlal edildiğine hükmetmiş ve yeniden yargılama kararı verilmişti.

İhlal kararı AİHS md. 46’ya göre verildiği için karardaki ilkelerin sadece Yüksel Yalçınkaya lehine değil FETÖ/PDY davası sanığı yüzbinler lehine uygulanması lazımdı.

Türk Hükümeti Yalçınkaya kararıyla ilgili Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine sunduğu eylem planıyla topu taca atmış olsa da yargının AİHM kararına uymasına bekleniyordu. 

Fakat ne yazık ki böyle olmadı. Yeniden yargılama kararı sonrası Yalçınkaya’yı ikinci kez yargılayan Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi, AİHM’in 185 sayfalık ihlal kararını tanımadı ve Yalçınkaya hakkında yeniden 6 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Böylece kucağındaki ateş topunu Yargıtay’ın kapısına bırakmış oldu. 

Ağır Ceza Mahkemesinin bu mahkûmiyet hükmü için kaç sayfa gerekçe yazacağını bilmiyoruz ama kararında neler yazacağını üç aşağı beş yukarı tahmin ediyoruz.

AİHM’in “böyle hapis cezası olmaz” anekdotunu okuyan Ağır Ceza Mahkemesi, “verdiğim karar anekdottaki tarife benzemiyor zaten” diyebilmek için mahkûmiyet kararının boyunu kısaltamayacak belki ama sakalını kesmeye çalışacak. 

Elinde makası bulunmayan Ağır Ceza Mahkemesi, iktidarın gaz(!) lambasıyla sakalı tutuşturacak gibi görünüyor.

Ancak ne yazık ki ne iktidar ne de ona itaat etmiş olan yargı, bunu yaparken ateşle oynadığının farkında değil.

Tek adam rejimi ateşle oynarken, yalnızca kendi yüzünü ve gözünü değil, maalesef bütün bir ülkeyi ve yakın coğrafyasını tutuşturacak.

AİHM; Konsey üyeliğinden ve sözleşmeye taraf olma statüsünden çıkarılma gibi yaptırımları uygulamadan, ölüm döşeğindeki hukuk devletinden birilerinin çıkıp, “evet, tecrübe edilmiştir, biz dahi tasdik ederiz ki böyle hapis cezası ve böyle yargı olmaz” demesi lazım.

Bu ateşi söndürmenin tek yolu hukuka dönmek. Kurak toprağın suya muhtaç olduğundan daha ziyade bizim şu anda hukuka ve adalete ihtiyacımız var. 

“Toz duman savrulurken, 

Gül çimen kavrulurken,

Can tenden ayrılırken,

Yağdır Mevlâ’m su…”

Okunma Sayısı: 1359
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Doğukan Pamir

    15.9.2024 20:52:02

    Yargının tümü bir tek adamın keyfine kalmış, zira ondan gelen talimat ne ise yargı onun dışına çıkamaaaazz... Ayrıca tek adam ve Kabinesinin demokrasi, adalet, hak, hukuk , mağduriyet gibi bir derdi yok, Memleket bundan zarar görmüş, millet mağdur olmuş hiç önemli değil, onlar için önemli olan saray sakinlerinin keyfi yerinde mi? İşte o kadar...

  • Adil

    15.9.2024 11:22:50

    AİHM. Sadece şunu deyim: Bu mahkemeyi kuranlardan, kurulmasına öncülük edenlerden Allah razı olsun.

  • Yusuf Karaali

    15.9.2024 11:03:18

    AB bizi alıyorda biz girmiyor değiliz. AB de bizi almak istemiyor. Bulgaristan, Romanya bizden daha mı iyiydi de üye olabildi? AB nin siyasi bir boyutu da vardır. Ayrıca AB her sorunu çözecek iksir de değildir. İngiltere AB den ayrıldı. Tabiki girelim diyorum ama AB yi de mesih gibi görmek absürt oluyor. İnsanlığın kurtuluşu Allah'ın ezeli ve ebedi şeriatına dönmekle olacağını unutmayalım.

  • Oğuz Yiğiter

    15.9.2024 06:31:20

    Düğümü çözecek mekanizma eninde sonunda, mesihin nefesi olan AB rüzgârı olacak. Bu öyle bir rüzgâr ki ılık gölgeli bir yaz mevsiminde esen saba rüzgârı. Göğüslere inşirah veren ciğerlere çekildiğinde sabah namazları vaktindeki hava gibi hâzâ şifa olan bir iksir. Bu rüzgâr yakıp yıkan bir tûfan, fırtına ve kasırga değil, temasıyla gönülleri ferahlatan ve estiği beldeleri hayatlandıran bir nesîm. Örnek mi; AB'den önceki Bulgaristan, Romanya, AB'den sonraki Bulgaristan ve Romanya. İstibdadı arzu eden bizdeki aldatmakla iş gören nifak cereyanının sacayağındaki genetik mirasçı üçlü troyka mensupları "Yâ leyteni küntü turâbâ" dememek için ayak diretmeye devam ediyorlar. Fakat korkunun ecele faydası olmayacak. İlânihâye engelleyemeyecekler!

  • Arif

    15.9.2024 00:08:10

    Maalesef yargı öyle bir bataklığa düştü ki, artık kurtulmak için değil daha cok batmak için debeleniyor. Aynı yazinizdaki durum. Hatta daha da sufli

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı