Her şeyi bir şeyden ve bir şeyi her şeyden yaratan’ ilmi, iradesi ve kudreti sonsuz olan Rabb-i Rahimimiz; dilimize koyduğu yiyecekler adedince tad, lezzet ve iştah duygusuyla beslenmemizi kolaylaştırmıştır.
Hatta tad, lezzet ve iştah konusunda o derece ileri gidilmiştir ki meselâ, meşhur bir edebiyatçımız hakkında şöyle dediği yazılmıştır:
“Yahya Kemal Beyatlı, biraz midesine düşkün biri olduğundan ve günün birinde sık sık gittiği Abdullah Efendi lokantasında yemek listesini eline alarak:
Tatar böreği... İç pilav... Zeytinyağlı enginar... Kuzu çevirme... Yoğurtlu kebap... Badem tatlısı... Kaymaklı baklava… gibi yemek isimlerini okumuş ve yanında bulunan sofra arkadaşına listeyi göstererek: İşte, Türkçe‘de okumaya doyamadığın en leziz eser!.. demiştir.”
(Bilinmeyen Yönleriyle Yahya Kemal, s. 121)
Evet, Cenâb-ı Hak, mideyi yarattığı gibi, midenin ihtiyacı olan çeşitli tad ve lezzetlerde yiyecekleri de yaratmış, insanın hizmetine sunmuştur. Gözle görülmeyen tek bir hücreden yüz trilyonluk bir vücuda ulaşacak bu büyümeyi ve gelişmeyi sağlayabilmek için; Yaratıcımız gerekli temel maddeleri nitrojen, karbon, hidrojen ve oksijen olarak belirlemiştir. Temel besin unsurlarından proteinler bu dört elementten meydana getirilirken; karbonhidratlar ve yağlar ise karbon, hidrojen ve oksijen olmak üzere üç elementten yaratılmıştır.
Besinleri; genelde organizmanın varlığının sağlanmasının devamı, büyümesi, kaybettiklerini yerine koyması ve hayatın gereği olan fizyolojik fonksiyonlarını yapabilmesi için vücuda alınan gıda maddesi olarak tanımlamak mümkündür.
Yumurta, et, süt, kuru baklagiller (nohut, fasulye vb.), tahıllar (buğday, mısır, pirinç vb.), meyveler (çilek, portakal vb.), sebzeler (ıspanak, patates vb.) besin maddeleridir. Bunların bileşiminde bulunan protein, vitamin ve mineraller ise besin unsurlarıdır. Besin unsurları besinlerin bileşiminde bulunan ve vücutta çeşitli görevleri olan moleküllerdir. Besinler, yenilip içildikten sonra sindirilerek yapılarını meydana getiren besin unsurlarına parçalanır. Daha sonra kana geçerek görevlerini yapmak üzere vücudun bütün dokularına taşınır. Besinlerde bulunan 40’ı aşkın besin unsurları enerji verenler (protein, yağ ve karbonhidratlar); enerji vermeyen ancak vücut çalışmasında önemli görevleri olanlar (su, vitamin ve mineraller) olarak altı kısımda incelenebilir.
Besin unsurlarından; büyüme, gelişme ve sağlığın korunması için lüzumlu olan enerji ve gıdanın ihtiyacı karşılayacak miktarda düzenli ve sürekli alınmasına; yeterli ve dengeli beslenme denir. Besin unsurlarının herhangi biri alınmadığında veya gereğinden az ya da çok alındığında, büyüme ve gelişmenin engellendiği ve sağlığın bozulduğu ilmi olarak ortaya konmuştur.