"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Rahmetin kaynağından akan cevher: Süt - 2

Feyzullah ERGÜN
29 Temmuz 2019, Pazartesi
Sağlıklı ve mutlu nesillerin yetişip, gelişmesi için gereken süt ürünlerinin, ana maddesi olan sütün fıtrî, katkısız ve bazı endüstriyel amaçlarla tahribata uğratılmaması gerekir.

Yani süt, sağlam, güvenilir ve sağlık kaynağı olan bir süt olmalıdır. Süt görüntüsündeki beyaz sıvının, çeşitli kaynaklarca sağlanan desteklerle, genç nesillere içirilmesi, beklenen faydaları vücut binasına sağlayamayacağından, boş bir beklentinin ötesine geçilemeyecektir. Sütün gıda yapısını bozan, ultra yüksek ısıda (UHT), pastörize edilmesidir. Bu teknikle, ambalajlanarak raf ömrü uzatılan sütlerin içinde besin değeri olan hiçbir vitamin, mineral ve antioksidan madde kalmamaktadır. Ayrıca pastörize işlemleri yapılmış sütlerin kimyevî yapısı bozulduğundan, sindirimi zor bir hal almaktadır. “Pastörize süt, yetişkinlerin tüketimi için uygun olmadığı ve birçok hastalığı da tetiklediği gibi, özellikle çocukları çok olumsuz etkilemektedir. Dr. William Camphell Douglass’ın dediği gibi ‘Sütü pastörize ederek, içindeki hayatı yok ediyorsunuz.’ Sütün içindeki hayatiyeti yok ederken de, sütü bozuyorsunuz, sonra bunu da sağlıklı diye tüketiyorsunuz. Biz çocuklarımıza, pastörize süt vererek, onlara iyilik değil, maalesef kötülük yapmış oluyoruz. 

Süt gerçeğini dile getiren bilim adamlarından, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Demirkol, “Merada otlayan hayvanın sütünde Omega 3 vardır. Sadece balıktan aldığımızı sandığımız Omega 3’ün kaynağı yeşilliktir. Balık yosun yediği için, Omega 3 vardır. Mera sütünde dünyanın en önemli antioksidanı CLA var. CLA pastörize edilmiş endüstriyel sütte yoktur. Şu anda marketten alıp tükettiğimiz (pastörize) süte, süt bile diyemeyiz” 4 demektedir. Onkolog Dr. Yavuz Dizdar ise, bu konuda “İlkokul çağı çocuklarına, pastörize süt yerine Omega 3 bakımından zengin balık yağı, kenevir tohumu veya yağı verilse, çocuklar hem fizikî hem de beyin gelişimlerini daha sağlıklı gerçekleştirirler, ama bu besinlerin arkasında büyük endüstriyel güçler olmadığı için, sütte olduğu gibi büyük kârlar yoktur.” 5 

Rahmetin kaynağından, canlıların ihtiyacını karşılayacak miktarlarda gönderilen süt nimeti ekonomik ve endüstriyel hesaplarla farklı ve zararlı bir madde haline getirilmektedir. Kola gibi, ABD’nin bir icadı olan UHT teknolojisi ile hayatî özellikleri yok edilmiş olan süt “Daha tam oluşmamış bağışıklık sisteminin, bu yabancı proteine saldırmasına ve T hücrelerinin sayısının fazlalaşmasına sebep oluyor. Bu T hücreleri, pankreastaki ensülin hücrelerine saldırarak, şeker hastalığının başlangıcını tetikliyor. 2008’de yapılan araştırmalar, anne sütünden erken kesilen ve inek sütüyle beslenen bebeklerin, ileriki yaşlarda Tip 1 şeker/ diyabet hastalığına yakalanma risklerinin yüksek olduğunu ortaya koydu. Hastalık çocuk yaşlarda başlıyor ve ensülin iğnelerini zorunlu kılıyor. Şimdi evde bebeğe süt, okulda çocuğa UHT süt verilince, neler oluyormuş bir daha düşünmek gerekiyor. BİR ŞEYİN YARADILIŞINA MÜDAHALE EDERSENİZ, FATURASINI İNSANLIK OLARAK, MUTLAKA ÖDERSİNİZ. Bebek bir nimet ve emanettir. Nimete ve emanete nankörlük etmemelidir. Bebeğe, bebekliğinde verilen kıymet, sizin ikinci bebeklik, yani YAŞLILIKTA HÜRMET VE KIYMET GÖRMENİZE GİDEN YOLUN TEMEL TAŞIDIR.” 6 

Bebeğin büyüme ve gelişimi için gerekli olan süt, hayatın devamı için Rahmetin kaynağından, Rahmaniyyet kanallarıyla, aciz yavrulara ulaştırılmaktadır. Bebeğin gelişimi süresince, değişen ihtiyaçlara uygun olarak, sütün besin değeri ve yapısı değişmektedir. Aynı zamanda anne ile yavrusu arasında, emzirme sırasında çok özel ve güzel bir bağ olan şefkat, merhamet ve muhabbet duyguları gelişir. Hayat boyu da ruhî, fizyolojik ve zihnî faydaları devam eder. Bebeğin yeterince anne sütüyle beslenmesi, bebeğe olduğu kadar, annenin de birçok hastalıklardan korunmasına destek vermektedir. Bunlardan en önemlileri, rahim sağlığını destekleyerek, doğum sonu kanamalarını azaltır. Annenin hamilelik döneminde aldığı fazla kiloların, sağlıklı şekilde verilmesini sağlar. Salgılanan hormonlar, annenin birçok kanser türünden korunmasına destek sağlar. 

Süt tüketiminde çok önemli bir durum ise, gebelik dönemlerinde sağılan sütlerdir. “Bu dönemde sağılan ineklerin sütünde, yüksek derecede ÖSTROJEN/ dişilik hormonu var. Bu da içenlerin HORMONAL DENGELERİNİ BOZMAKTA. Prof. Dr. Faruk Memik bu durumu şöyle izah ediyor: ‘Asya ülkelerinde gebe ineklerin sağılmamasına karşın, bilhassa Kuzey Avrupa ülkeleri ve İsviçre’de, inekler yılda 300 gün kadar sağılmaktadır. Asya’da meme kanseri az görülmektedir. Hayvanların gebelik veya gebelik sonrası sütlerinde yüksek derecede Östrojen hormonu bulunmakta ve bu sütlerin devamlı ve aşırı içilmesi ile ‘HORMONA  BAĞLI’ denilen meme, yumurtalık, rahim, prostat, testis kanserlerine yol açabilmektedir. Özellikle hayvanın gebeliğinin son aylarındaki sütünde Östrojen, % 33 daha fazla bulunur. Türkiye’de, ineklerin ne kadar süre sağıldığına ilişkin kesin bir bilgiye ulaşılamamaktadır.” 7 

Bütün bu bilgiler ışığında, insanların tüketimi için hazırlanıp, ambalajlanan, UHT teknolojisi ile pastörize edilen endüstriyel sütün kullanımı, konunun uzmanları tarafından, sakıncalı olacağı açıkça belirtilmektedir. Ambalajına hangi bilgilerin, ne şekilde yazılacağının hiçbir önemi yoktur. Kutunun içinde bulunan maddenin, her yönüyle sağlıklı ve güven içinde kullanıma hazır olduğu, standartlara uygun olarak, güvenli kuruluşlarca kontrol edildikten sonra, tüketim aşamasına sunulması, insan sağlığına verilen değerin ölçüsü olmalıdır. Kabuk, kışır ve ambalajla uğraşan, özü, iç yapılanmayı ve doğruları kaybeder. Böylece aldatma ve aldanma girdabında, çok yönlü zararlara uğrar. En doğru yol, süte ve hiçbir gıdaya hile katmamaktır. Hz. Ömer de (ra), nerden görecek, bilecek şimdi uykudadır diyen olsa da, ‘Ömer bilmese de, Allah bilmez mi? Ben Allah’tan korkarım’ diyenler de olmalıdır. Yoksa insan nesline, çok yazık olacaktır.  SAĞLICAKLA KALIN. 

Dipnotlar:

4) İsmail TOKALAK, Dünyada Gıda Terörü, s. 116 Ataç Yayınları 2016., 5) Dr. Yavuz DİZDAR, Yemezler, s. 153, Hayykitap 2014., 6) Kemal ÖZER, Age. s. 189., 7) Age. s. 188. 

Okunma Sayısı: 3112
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı