Bazen kelimeler lâl kesilir.
Ve kendini en doğru suskunluk ile ifade edersin. Zaman sessizliğine, gökkubbe gönlünden avuçlarına düşen şahit olur. Kimi zaman uzun yağmurlar gözyaşlarına eşlik eder. Ne zaman kalbini ağır bir hüzün sarsa, kısa cümlelere sığınır insanoğlu.
Hayat inişlerin, çıkışların, uçurumların, zikzakların olduğu bir yoldur. İnsan her yol ayrımında, adım adım yeni bir dünyaya ve yeni imtihana gider. Ve her yeni imtihan, bizleri yeniden yetiştirir. İnsan sınandıkça ve o sınavı idrak ederek olgunluk mertebesine ulaşır. Her imtihan bizlere bir iz bırakır. Kalbimiz bir Hira’ya saklanır. Ve kelimelerimizi, bir Meryem’in sukutuna emanet ederiz.
Ve zaman zaman sessizliği sinesine sarılırız. Sessizliği çok güçlü bir lisanı vardır. Bilen, dinleyen ve anlayan için.
Bazen geceler uzadıkça uzar. Güneş saklanır. Mevsim zemheriye döner. Çiçekler boynunu buker ve sararıp solar. Kapıyı bir ümitsizlik çalar. Ve bu ümitsizlik usûl usûl kalbimize sızmaya çalışır. Oysa hangi ümitsizlik Rabbimize olan ümitten daha büyük olabilir ki? Hangi zor sınav, sabır kadar güçlüdür? Hangi tehdit yahut tehlike teslimiyet kadar büyüktür? Kim, bize Rabbimizden daha yakın olabilir ki? Ve bizlere şahdamarımızdan daha yakın olan bir Rabbimiz varken, bizler nasıl bu kadar büyük yalnızlıklara sahip olabiliriz ki?
Teslimiyet ubudiyetin tacıdır. Teslimiyet ubudiyetin elif hâlidir. Bir kul Allah’a ne kadar teslim ise o kadar emin ve emniyettedir. Ve bizler, Rabbimize ne kadar teslimiyet içerisindesek, o kadar hürriyete sahip oluruz.
Kalbin ile, ruhun ile, her zerren ile sadece Allah’a güven duymaktır teslimiyet. Sınavlarımızı, sınandıklarımıza, fani bir dünyaya ve dünyevî meşakkatlere faniliğini farkında olmaktır teslimiyet.
Evet teslimiyet dünya ve meşakkatler,imtihanlar karşısında elif gibi dimdik durmaktır. Ve Âlimlerin Rabbine bir vav olabilmektir.
Teslimiyet, geceyi bölüp seheri ve sabahın gelmesidir. Siyahı kırıp beyazı görebilmektir. Karanlığı kovup, aydınlığa kucak açmaktır. Ve teslimiyet, kör bir çaresizliğe, sağır edici bir umutsuzluğa, kalbindeki iman ile teslim olmamaktır.
Teslimiyet, fani dünyanın geçici elem, musîbet ve imtihanlarını rıza-i İlâhî üzere okuyup, isyana düşmeden dik durmaktır. İman dolu bir kalp ve ruhun sahip olduğu parlak bir mühürdür. Teslimiyet inanmaktır. Sonsuz bir inancın, tükenmez bir umudu, karda açan çiçeğidir.
Ve teslimiyet, her kördüğümün âlemlerin Rabbi tarafından açılmasıdır. Şüphesiz ki, Rabbimiz her şer ardında bir hayır gizlemiştir. Hz. İbrahim’in teslimiyeti misali, teslimiyetlere mazhar olmak duâsıyla.