Dünyanın tersine döndüğünün bir delili de; Türkiye’nin esas meselesinin hak, hukuk ve adalet yolunda yürümek olduğunu söyleyenlerin ekseriyetle takdir yerine tekdir ile karşılanıyor olmasıdır.
Onlara göre ‘hak, hukuk ve adalet’ karın doyurmuyor. Böyle düşünenler her gün ve her fırsatta ‘ekmek, ekonomi ve para’ denilmesini arzu ediyorlar.
Tam aksine, hak, hukuk ve adalet yerine ‘ekmek, ekonomi ve para’ diyen ülkeler ekseriyetle hem bunlara kavuşamıyor hem de ‘insan hakları’ndan da mahrum kalıyorlar.
Adalete sadece ‘hukuk’ta ihtiyaç duyulmuyor ki. Zengin, müreffeh ve huzurlu bir ülke için iğneden ipliğe kadar her sahada ve her konuda ‘adalet’e ihtiyaç var. Nitekim, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan da ‘vergide adalet’ talep ederken şöyle demiş: “Bugün sadece devletin yakaladığından aldığı, az kazananın fazla, çok kazananın az vergi verdiği haksız, adaletsiz bir vergi sistemi var. Bu vergi sistemini ortadan kaldırmak adına ciddi çalışmalar yapmak mecburiyetimiz var.” (AA, 29 Kasım 2023)
Vergide adaletsizlik ya da az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi alınması elbette sadece bu günün meselesi değil. Ancak bu meseleyi çözmesi icap eden ‘siyasi irade’nin gerekli adımları atmamış olması nasıl izah edilecek? “Tek başına, iş başına” gelen bir iktidar, “Mecliste engelleniyorum” da diyemez. O halde bu meselenin çözüme kavuşmaması doğrudan iktidarın sorumluluğunda değil mi?
İdarecilerimizin çoğu meselede kınadığı ve “Bizi örnek alın” dediği Avrupa ya da Amerika gibi ülkelerdeki vergi sisteminin daha ‘adil’ olduğu ehlince malumdur. Elbette o ülkelerde de ‘tam vergi adaleti’nin sağlandığı söylenemez. Fakat sistemin bizdekinden daha iyi işlediği uzmanlarca ifade ediliyor. Hatta, çoğu ülkede ‘para, vergi’ ve benzeri konularla ilgili kabahatlerin ‘ağır ceza’lık olduğu hep söylenir. Bu ülkeler nispeten vergide adaleti sağlayabildiği halde, ülkemizin bu konuda da geride kalmış olması idarecileri hiç düşündürmüyor mu?
Üstelik bu meselede adım atılması için doğrudan ‘para’ya da ihtiyaç yok. Aksine ‘çok kazanandan çok’ vergi alınmaya başladığında devletin kasasına daha fazla para girer ve başka dertlere de derman olunur.
O halde Türkiye’yi idare edenler inandırıcı olmayan bahaneleri bir yana bırakıp ‘adil bir vergi sistemi’ni bir an önce hayata geçirmeye çalışmalıdırlar. Peki, bunu yaparlar mı? Doğrusu ‘hal ve gidiş’e bakıldığında böyle bir meselelerinin gündemlerinde olduğunu söylemek kolay değil. Onlar daha çok eldeki ‘az kazananlar’dan çok vergi almanın peşindeler.
Zaten en büyük ve adaletsiz vergi, yüksek enflasyon değil mi? Enflasyon en çok ‘az kazananlar’ı mağdur etmiyor mu?
Türkiye’nin ihtiyacı; adalet yoludur... Tabii ki vergide de, hukukta da...