"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zerreyi yapamayan, hiçbir şeyi yapamaz

Ertuğrul BERK
19 Haziran 2016, Pazar
Ey gökleri ve yeri ve içindekileri yoktan yaratan Rabbimiz…

Ben bir hiçtim, yoktum. Beni Sen yarattın kudretinle. Sen çıkardın yokluktan varlığa. Bana vücut verdin, hayat verdin, ruh verdin… El verdin, ayak verdin…  Heykelin de ayağı var, ama yürüyemiyor. Heykelin de eli var, ama tutamıyor. Taştan demirden değil, etten kemikten bir hayat verdin. Konuşan, Sana şükreden bir dil verdin. Kâğıt üzerindeki resim gibi değil, yeri geldiğinde ağlayan, yeri geldiğinde üzülen, yeri geldiğinde sabreden, düşünen ve şükreden bir hal verdin.

Bir akıl verdin Seni arayan, Seni bulmak için yollara düşen, eserlerine bakıp Seni anlamaya çalışan…

Evet, bir anne, bir babadan doğdum, doğru. Ama ben dünyaya gözümü açmadan önce onlar da nasıl bir bebek beklediklerini bilmiyorlardı ki... Anneme sordum bir gün: 

“Dünyaya geldiğimde ne hissettin?”

“Her annenin hissettiğini.” dedi.

Soruyu aslında yanlış sormuştum. Biliyordum ki, ben dünyaya geldiğimde annemden çok Senin rızan vardı, Senin münezzeh olan memnuniyetin vardı. Bakmam gereken yeri bir kere daha anladım. Senin rahmetine yol bulup başımı oraya doğru çevirmeliydim, düşüncelerimi oraya teksif etmeliydim. Bir damla sudan insan nasıl olur? Sen “Ol” dersen, olmazlar olur. Sen “Ol” dersen her şey olur. 

Sen bize kendi dilediğin gibi suretler verdin. Yeryüzündeki hemcinslerime bakıyorum, hiçbirisi birbirine benzemiyor. Kim bunlar? Senin kulların. Senin yarattığın insanlar. Farkındalar mı acaba, böyle bir san’at eserini üzerlerinde taşıdıklarının farkındalar mı?

Aynı ağacın yaprakları bile benzemiyor birbirlerine. Meyveler de öyle. Birbirine benzemiyor aynı ağacın başında dut, kiraz, erik de olsa. Hepsi ayrı ayrı, hepsi farklı bir şekilde yaratılmış. Vahidiyetinin, vahdaniyetinin delilleridir bunlar. İlminin her şeyi kuşattığının işareti bunlar. Her şeyde bir birlik var. Birlik ise Seni gösterir. Dilersen her şeyi birbirine benzetirsin, dilersen her şeyi atomlarına, zerrelerine kadar farklı yaratırsın. 

Aklımıza bir soru düşürürsün; doğru cevabı kalbimizde buldurursun. Zerreyi yapamayan, hiçbir şeyi yapamaz. Bir tek zerreyi yapan, her şeyi yapar. Her şey Senden haber verirken, kendimden bile habersiz yaşadığım günler için beni affeyle. 

Bana dünyada hiç kimseye benzemeyen bir yüz verdin. Yüzüme bakmayı ihmal etmemem gerektiğini bir kulunun kalbine ilham ettiğin şiirle öğrendim:

Yön yön sarılmışım ne yana baksam

Sarılan olur da saran olmaz mı?

Kim bu yüzü çizen san’atkâr ressam?

Geçip de aynaya soran olmaz mı?

        Necip Fazıl Kısakürek

Yüzüm, diğer yüzlere benzemiyor da, ellerim mi benziyor? Hayır. Parmak izlerim de farklı. Bileklerim, ellerim, kollarım, ayaklarım, saçlarımın her bir teli bana has, bana özel… Bu kadar mı değerliyim ben Allah’ım? Senin indinde bu kadar mı sevilmeye lâyık bir kulum ben?

Evet, Senin yarattığın her şey, Sen yarattığın için kıymetlidir. Kıymetini bilemeyenlere bir minarenin tepesinden ezan okur gibi seslenmeliyim:

“Kıymetinizi bilin yoksa şeytana oyuncak olursunuz” demeliyim. “İstiğfar edin, şeytanı maskara edin. İstiğfar etmeyen, şeytana maskara olur.” Maskaralıktan kurtulmanın yolu, Allah’a kul olmaktan geçiyor, secdeye baş koymaktan geçiyor. Onun emrini tutup aç kalmaktan geçiyor. Nefsimiz içimizde kıvransa da mahpustur iftar vaktine kadar. Emir dinlemeyi öğrenecek her organım gibi yoksa sonu perişan olacak. 

Evet, Allah için, O’nun rızası için yapılan her şey, her ibadet kıymetlidir. Çünkü ey insan, sen, Allah’ın bu kâinattaki en güzel eserisin. En güzel esere yakışan da, kulluk görevini en güzel şekilde yerine getirmektir. 

Yaratan güzel olunca yarattığı da güzel oluyor. Yarattıklarının içindeki en güzel olan insan doğruyu buldu mu eğrilik kalmıyor. Eğriyi kendinde arayan, kalbinde doğruyu buluyor.

Bir göz verdin ki, aman Allah’ım, o ne göz öyle… Sadece bulunduğu yer güzel değil, görüşü de güzel, görevi de güzel… İç içe şükredilecek kaç tane işler var. Birini olsun anlayalım bari bugün… Kulak verdin Senin yarattıklarının Seni nasıl zikrettiğini anlamam için. Onları da duyayım, onları da işiteyim diye… Akıl verdin Seni bulayım diye. Dil verdin Seni zikredeyim diye. Ayak verdin yarattığın dünyayı gezip göreyim diye… Kalp verdin Seni seveyim diye. 

Heykelin de yüzü var; ama bakacak gözü yok, ruhu yok. Hâsılı her şeyi var gibi gözüküyorsa da hiçbir şeyi yok. Bir heykel bile heykeltıraşından haber veriyorsa bu canlı, bu konuşan, bu yürüyen insan nasıl Senden haber vermez ki? Senden habersiz yaşayanlara da Seni anlatmalıyım.

Resim de insanı gösteriyor, ama konuşamıyor. Resmin ressamını, heykelin heykeltıraşını görüp de anlayan insan, bir insanın san’atkârını göremiyorsa ne kadar da heder ediyordur hayatını, ne kadar da yazık ediyordur kendine…

***

Lambaları yapanı sevip, güneşi yaratandan gaflet etmek sana yakışmaz. Taştan cansız heykeller yapan san’atkârları alkışlayıp, bir damla sudan seni canlı yapıp yaratan, kudret ve hikmet sahibi olan Allah’ı görmezlikten, bilmezlikten gelemezsin. Sana yakışmaz bu. Ve sen düşün ki en küçük bir iyiliğe karşı teşekkür etmeyi vicdanî bir borç bilirsin. Bir bardak çayın ve bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır senin gönlünde. Sana bir çift ayakkabı hediye edene yüzlerce teşekkür edip de, ayaklarını Yaratana şükretmemek yakışmaz sana. Para verip aldığın gözlük için gözlükçüye teşekkür edip de, bedâvâdan iki gözü sana hediye eden Rabbine karşı lâkayt kalamazsın sen...

***

Sana yakışan şükürdür. Şükür ki çok kolaydır. Şükür ki insana yakışır, şükür ki Sana yakışır.

Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim...

Okunma Sayısı: 1828
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı