UNUTMA!
Sakın atma kardeşim, öz “Sözler”i yabana,
Herbirinden bir ibret, alacaksın unutma!
Ya bir müfside inan, veyahut da ya bana,
En sonunda sözüme, geleceksin unutma!
Hatanda dikeninim, sevabında gülünüm,
Dobra dobra söylerim, bükülmez sağ kolunum,
Hakikatin neşrinde, susturulmaz dilinim,
Kim bizi kardeş yaptı, bileceksin unutma!
Sor suali kendine, niçin geldik dünyaya?
Yükseliyor eloğlu, hem aya, hem semaya!
Niçin biz geri kaldık, yürüyoruz aç, yaya?
Nan-ı nısfı ikiye böleceksin unutma!
Hakk’a teslim olacak, haksızlar birer birer,
Karşına çıkmaz asla, izbandut eder firar,
Sen dâvâna feda ol, en azından yiğit er,
Bir isimsiz kahraman, olacaksın unutma!
Cehlim ilmimden üstün, tek bildiğim şey budur,
Kimi sarayda meskûn, bize reva mı çadır?
Tevbe edersen eğer, güneş doğana kadar,
Hayırdır akıbetin, solacaksın unutma!
Kimler yakın nefsine, kimler bakın Hüda’ya?
Cihad-ı maddî bitti, bu bize bir hediye,
“Dahilde kılıç yasak”; cihad manevî diye,
Küfre kesin “delili” çalacaksın unutma!
Mü’min ferasetlidir; düşmez aynı vartaya,
Çevirir eksileri inşaallah artıya,
Mahşerde hata-sevap çıkacaktır tartıya,
Masumun gözyaşını sileceksin unutma!
Düşmanından sulh iste, dostunla mürüvvet et,
Nefret kurşunlarını, büyük adüv nefse at,
Hiç zahmetsiz ecrine, milyon milyon ecir kat,
Affederek hasmını, salacaksın unutma!
Memleketin adalet, sürerse hükmü eğer,
Her hizmetin mahsulü Arş-ı Alâya değer,
“Ya Sabur” de sana da “Tecdid” güneşi doğar,
İlim, iman feyziyle dolacaksın unutma!
Söyle bilelim kimdir; siyasetin azgını?
Nasıl tahribat yapar, Süfyanistin kızgını?
Neye tekabül eder; Kemalizmin bozgunu?
Mehdi kimdir, deccal kim, bulacaksın unutma!
Feraset imandadır, kurtuluş ancak dinde,
Müceddidi yola düş, kalma dehşet içinde,
Hikmet ara, bul ilmi, olsa Çin’de, Maçin’de,
Mehdi-Deccal harbine dalacaksın unutma!
Bilirsen ey müdakkik, “ihanet mimarı” kim?
Şimdi kabrinde azap, ikap çeker nitekim,
Dördüncü devrin sonu, tuzağı kalır akim,
Hainin saç-başını, yolacaksın unutma!
Allah, Allah diyerek her varlık O’na akar,
Ahiret tarlasının tohumunu kim eker?
Dinin direği nedir, onu burca kim diker?
Namazını vaktinde, kılacaksın unutma!
İhmal etseler zikri, unutsalar camiyi,
Terk ederse korkaklar, birer birer gemiyi,
Melekler muhafızın, eder seni himaye,
Sıdk, sebat, metanetle, kalacaksın unutma!
Muhatabım arkadaş, Ziya Paşa değildir,
Nasihatim insana, ota, taşa değildir,
Sitem sahte aydına, vatandaşa değildir,
Ey azizim yakında, güleceksin unutma!
Doğru yoldan ayıran dinsiz çıyan olmalı,
Bu hal sana malûm ya, hem de ayan olmalı,
Senin işin aslında “hakkı yayan” olmalı,
Bari hak yolunda ol, öleceksin unutma!
TURABOĞLU
***
Haydi güller diyarına
Kur’ân yüce Nurlar’ını,
Saçtı güller diyarında,
Tuba gibi dallarını,
Açtı güller diyarında.
Diyarında diyarında,
Güller açmış baharında,
Kur’ân burçlarını saçtı,
Isparta gül diyarında.
Çam Dağı’nda otağ kurdu,
Süfyanizme karşı durdu,
Belâlar sarınca yurdu,
Pişti güller diyarında.
Sadâkat ile sadıklar,
İhlâsa Nuruyla sıddıklar,
Üçler, yediler, kırklar,
Geçti güller diyarında.
Sadâkat başlarında tacı,
Adalet zulmün ilâcı,
Yola düşmüş kardeş bacı,
Geçti güller diyarında.
Isparta Nur vatanı,
Said’lerin yarı canı,
Nurcular’ın aşiyanı,
Açtı güller diyarında.
Hasret ile Çam Dağı’na,
O Sultan’ın otağına,
Uhuvvetle gül bağına,
Coştu güller diyarında.
Muhabbetin diyarında,
Risale-i Nurlar’ında,
Ab-ı hayat pınarında,
İçti güller diyarında.
Vasiyet yerini buldu,
Allah’a sadık bir kuldu,
İmanla, ihlâsla doldu,
Kaldı güller diyarında.
Nurlar’ın ilk medresesi,
Hakikatin en gür sesi,
İhvana huzur bestesi,
Çaldı güller diyarında.
Hanefi ÖRNEK
***
Heva ve heves
Binlerce hissimin dizgini elde
Tattıkça yorulur tükenirdim ben
Sözlerin çirkini azgını dilde
Bet lâfa vurulur tükenirdim ben.
Heva ve hevesi nefsimi tutan
Şeytanla birliksin kendinden utan
İyiyi güzeli demeyip yutan
Çirkine sarılır tükenirdim ben.
Günahın közüyle yüreğim yanık
Bir hüsün, bir hayır yapmaya dönük
Teşebbüs etsem de iştiyak sönük
Yapamaz kırılır tükenirdim ben.
Sanki bu dünyamız bir otlak çayır
Göreyim şu nefsi yedirip doyur
Bir yanım şerlidir bir yanım hayır
Ortadan yarılır tükenirdim ben.
Hiç acı görmemek sanki düşümdü
İmtihan dediler yol iki şimdi
İlâhî her buyruk benim işimdi
Yapsaydım durulur tükenirdim ben.
Bedri Tahir ADAKLI
***
DÜNYANIN HALLERİ
Dünya denen bu hanı
Tefekkür edip tanı.
Sana diyor her yanı.
Rabbimdir yaratanı.
Dünya misafirhane.
Dolup boşalan hane.
İzzet ikram şahane.
Kulluğa yok bahane.
Dünya ticaret yeri
Kârdan kalmayın geri
Günahtan olsan beri.
Olursun Hakk’ın eri.
Dünya denen bu tarla
Mahsulâtı ayarla.
Nefsini hep azarla.
Dünya kapanır kârla.
Bin bir esmaya ayna
Tevhiddir bunda mana.
Dâvettir insü cana.
Haydi, gelin imana.
Dünya için dünyaya.
Bakma mel’abagâha.
Dalar isen hülyaya.
Zarardır bu ukbaya
Gelip geçici bir han.
Ölebilirsin her an.
Sadece Hakk’a bağlan.
Ahirete hazırlan.
Ahiret mahsulâtı,
Amal-i salihatı,
Elde et hâsılatı.
Terk eyle seyyiatı.
Takvayı tutun esas.
Ayağını doğru bas.
Olursan bir abd-i has,
Tutmazsın ukbada yas.
İşte dünyanın hali.
İçindeki ahvali,
Anla, budur meali.
Etmeliyiz teali
MEHMET KOVANCI