Güle güle güller sultanı
Kavuşmak güzel, ayrılık olmasaydı.
Bir, iki, üç demeye vakit kalmadan sonuna geldik.
Ramazanın başı rahmet,
Ortası mağfiret,
Sonu ise Cehennem’den kurtuluştur buyuruyor Rahmet Peygamberi,
30 günde yaka yaka yok ettiğim günahlardan tasaffi ettirirken,
Sevincimiz ise kursağımızda kaldı.
Valizler dolu dolu hazırlanmış.. Belli ki veda vakti.
Arafat vakfesi gibi ümmeti Muhammed’i (asm) günahlardan arındırmış,
Bembeyaz sayfalarla bırakıp gidiyorsun,
Bir sonraki Haziran’da inşallah diyerek yine geleceksin...
Ya kavuşamazsak?
Ama olsun seninle bir daha başbaşa kalma fırsatı veren Rabbime,
Sonsuz hamd ve şükürler olsun.
Yolun açık olsun Sultanım...
Gözler yaşlı, gönüller mahzun,
Ayrılış hüznünü unutturmak istersin gibi,
Senden sonraki günü bayram ettriyorsun.
Bayramlar sevinç demek,
Bayramlar mutluluğu paylaşmak demek,
Bayramlar hüzün ve dargınlıkları kaldırmak demek...
Ama sen yoksun.
Mutlu musun giderken,
Belli ki hüzünlü bir ayrılık var.
Kadrin bilmeyen gafiller seni çokça üzmüşler.
Camiler, bu kadar mutlu dolulukları seninle yaşamakta,
Seninle açlık hiç bu kadar güzel olmamıştı.
Seninle seni yaşamak çok güzeldi.
Yaktın bütün günahları.
Hasretinle yanacak bu kalp sensizliğe nasıl tahammül edecek?
Al beni de götür gittiğin diyarlara,
Rabb-i Rahim’ime Resul-i Kibriya’ya (asm) Üstadım Bediüzzaman’a...
Güle güle güzeller güzeli,
Güle güle şehr-i Ramazan,
Aziz dost güle güle,
Güle güle sultanım...
Ayrılıklar kavuşmanın müjdecisidir.
Demek ki yine geleceksin,
Güle güle Şehr-i Ramazan...
YAŞAR KILINÇ
Yeni Asya’m
Sen evime girmesen ben kururum,
Hem zayıf, hem çaresiz, şaşkın bir kulum,
Hergün nefes olursun, ruhumu doyururum,
Yine gençlik tazelenmiş şaha kalkmış Yeni Asyam.
Arkanda kabul olmuş nice duâlar var,
Bilmediklerinden hep sana vurur dururlar,
Sabret gönüllerin fatihi, basının gözbebeği,
Yolun açık, Al-i Beyt’ten haber var Yeni Asyam.
Sen ki Rıza-ı İlâhiyi maksad yaptın,
Evlerimizi engin kültürünle bir mektep yaptın,
Şaşmadın, her şeye Kur’ân’ın Nuruyla baktın,
Haklının yanında, haksızın karşısındasın Yeni Asyam.
Dünya çalkalandı, heyhat istikamet şaştı,
Yürekler dayanmıyor bebekler sahile taştı,
Ehli dalâlet azgınlaştı, haddini aştı,
Halaskâr görür âlem-i İslâm seni Yeni Asyam.
Nice parelenmiş masum, nurdan yürekler,
Sabır, sebat, ihlâs, tevekkülle meşakkat çekenler,
666 zincirinde müsbet yolu seçenler,
Şahs-ı manevinle zamanın müceddidisin Yeni Asyam.
EMİNE BENLİCE
Aşınmayan hatıralar
Müstamel kundurayla, rüya dolu bir gece
Kim bilir? Rüyasında, neler der hece, hece
Anlatması zor duygular rüyalarda yeşerir
Sarmaş dolaş, uyudular, kundurayla o gece
Çocuk bu, insan bu; sel olur bazen, sevinçler
Her zaman farklıdır, gönle süzülen sevgiler
Ya bir duygu, bir inşirah; ya da bir nesne olup
Uçuşurlar, rüyalarda, ruha kisve kareler
Mes’ud olmak, bazısına, aşılmaz dağlar olur
Bazısına, bir kundura, seyr-i sülûk yol olur
Hele, bir de, gıcır gıcır boyanmışsa boyası
Ömür boyu aşınmayan, silinmeyen, iz olur
Belki o gün, bir bayram; şehrâyînin günüdür
Duyguları, cûşuhurûş; o an, onun düğünüdür
Yıllar boyu süre gelen “mâzî” olur, o demler
Gün gelip çözülecek, bir ilmeğin düğümüdür.
ALİ RIZA AYDIN
Geldi geçti Ramazan
Geldi geçti, nasıl da Ramazan,
Rahmet deryasına gel sende uzan,
Bir ek, yüz binler sermayeyi kazan,
Ömrünun sonu olmasın hazan,
Rahmet hazinesi açılmış önümüze,
Bereket katıyor hep ömrümüze,
Rahmet, bereket inmiş şehrimize,
Huzur gelmiş, gönülle çehremize,
On bir ayın sultanı gelmiş misafir,
Bağlanmış zincire şeytan-ı kâfir,
Fakir fukarayı görme asla hakir,
Ramazan bereketi ile ol şâkir.
İnsan melekleşir arşa uruç eder,
Üzerinden günah kirleri hep gider,
Bu güzel ay mağfirete medar,
Kurtuluşa vesiledir belki Ramazan,
HASAN YEŞİLKAYA
At dünyayı arkana
Şu hayatın akıp gitti nereden nereye,
Arzu ve isteğin gitmiyor kabirden öte,
Vücudunda ağrılar gireceksin kabre,
Aldanma dünyaya at dünyayı arkana.
Başında beyazlar, gitti gücün kuvvetin,
Neye yarar dünyada malın servetin,
Makamın, mevkiin, şanın şöhretin,
Aldanma dünyaya at dünyayı arkana.
Sonbaharda nevruzî, nergis, çiçekler soldu,
Kışta kar yağdı, her taraf bembeyaz oldu,
Güneş battı her yer karanlığa boğuldu,
Aldanma dünyaya, at dünyayı arkana.
Dünya dönüyor, mevsimler oluyor bak,
Her yerde acı, her yerde ıztırap, firak,
Herşey fani, fanilere bırak dünyayı,
Aldanma dünyaya, at dünyayı arkana.
CELAL YALÇIN
ELİF
Yıllar boyu mütevazı
Yürüyüşle yürür Elif
Az çıksa da hür avazı
Geleceği görür Elif
İnce fikir yazılarla
Çok değerli kazılarla
Diriltici sızılarla
Dağı taşı bürür Elif
İman nuru ile yaşar
Deryaları yüzüp aşar
Bahtiyarca dolup taşar
Ruha ümit verir Elif
Bir gün gelir çınar olur
Zemzem akan pınar olur
Bal şerbeti sunar olur
Coşmak için erir Elif
Sevgi dolu hürce yürek
Şaşmaz fikir güçlü bilek
Ediplikte edep gerek
Karanlığı kürür Elif
Yol kesse de kuşu, kurdu
Hep mertlikle karşı durdu
CEYHUNÎ bir garip ordu
Toplumları sürür Elif
MUSTAFA AVCU (CEYHUNÎ)