Orta Doğu‘dan Avrupa’ya açılan iki yeni ipek yolu=koridor ( Irak’ın Fav limanından, Türkiye üzerinden Avrupa’ya açılan Kalkınma yolu, ayrıca Azerbaycan, Ermenistan ve İran üzerinden gelip, Türkiye’den Avrupa’ya açılan Zengezur koridoru) çok önemli. Türkiye ise Orta Doğudan-Batı Avrupa’ya geçiş güzergahında iki kıtayı birleştiren tarihsel yapısının da etkisi ile önem kazanıyor.

Türkiye’nin jeopolitik bu konumundan kaynaklanan önemi, Kalkınma yolu projesi ile, Basra Körfezi ülkelerini de içine alacak şekilde genişleyerek bu ülkelerin yeraltı zenginliklerinin Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması anlamı demek oluyor.

Türkiye’nin Irak’la ilişkilerini son dönemde hızla geliştirmiş olması kayda değer bir gelişme, aynı ilgiyi Suriye ile, Esed Rejimi ile de yeniden ilişki kurmak adına çaba sarf edilmeli. Bu konuda üst düzey görüşmeler başladı ve Esed cephesi de bu gelişmelerden memnun. Türkiye, komşuları ile olan ilişkilerini çözmek zorunda. Ekonomik olarak ülkelerin güçlü olabilmesi, ayakta kalmaları ve ikili ilişkilerin gelişmesi, terörden arındırılmış bir ortamda başlıyor. Devletler artık ekonomik olarak bağımsızlık peşinde, bu da ikili ilişkilerde Kazan-Kazan pozisyonunun ortaya çıkarıyor. Ama asıl şart, ülkelerin teröre geçit vermemeleri. Dolayısı ile komşuluk ilişkileri bu süreçte kazanç hanesinde duruyor. Artık hamaset kokan siyaset terk edilmiş durumda, çünkü kaybettiriyor.

Irak ve Suriye sınırlarımız içinde terör etkisinin kalmaması, sınırların güvenli olması sadece bizi değil, komşu ülkelerinde geleceğini tetikliyor. Kalkınma yolu projesinin sadece Türkiye’ye katkısının büyük olduğunu düşünmek hatalı olur, Gürcistan, Azerbaycan, İran, Irak ve Suriye ile olan tüm ikili ilişkilerin elle tutulur tarzda iyileşmesini sağlayacak olması, herkesin menfaatine olacaktır.

İran orta doğunun en önemli aktörlerinden biri olma noktasında Türkiye ile yıllardır maraton koşmakta. İran Cumhurbaşkanı Reis’inin helikopter kazasında vefat etmesi, İran içindeki dengeleri biraz olsa da değiştirdi. Türkiye’nin komşuları ile sınır güvenliği başta olmak üzere, terör örgütü olan PKK/YPG unsurlarının da ortadan kaldırılması elzem. Bölge komşuluk ilişkisi içinde yeniden dizayn edilirken, ABD, İngiltere ve diğer güçlerin oyun alanı olmaktan da çıkarılması şart.

Türkiye düzensiz göçmenler konusunda, AB ile ilişkileri iyi manipüle etse bile, sınır güvenliğini komşu ülkelerle birlikte yapması göçmen sorununu kaynağında çözmesi demek olacaktır, ayrıca sınır güvenliği sağlandığı için ekonomik açıdan da rahatlayacaktır.

Şanghay Beşlisi ve BIRICS ülkeleri ile de iyi ilişkiler, bölgenin daha ayakta kalabilir bir yapıya kavuşmasını sağlayacaktır. Türkiye’yi bypass eden ticaret koridorların maliyetinin yüksek oluşu, Türkiye’siz bir koridorun açılmasını ekonomik kılmamaktadır.

İsrail, Gazze’nin yer altı zenginlikleri, Kızıldeniz’in Ürdün tarafındaki kısmından Akdeniz’e açılmaya planladığı, Süveyş kanalına benzer proje düşündüğü bilinmekte. Tüm bu gelişmeleri alt alta koyduğumuzda, Türkiye’nin hızlı bir şekilde Suriye, Irak, İran, Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan yönetimleri ile komşuluk ilişkilerini en üst seviyeye çıkararak, barış içinde, bölgenin geleceğini kontrol altına almayı, ekonomik olarak güçlü bir Türkiye kurmanın yolunun buradan geçtiğini bilmek zorunda. CIA, MI5 ve MOSSAD’ın bu bölgelerde cirit atan yapısı ve teröre olan destekleri ancak bu şekilde kontrol edilebilir.