"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ankara/Kahire Arası diplomasi ve Başkan Sisi’nin Ziyareti

Dr. Aytekin COŞKUN
13 Eylül 2024, Cuma
Mısır Cumhurbaşkanı Abdül Fettah Sisi’nin 12 yıl aradan sonra Ankara’ya ziyareti bu haftanın önemli gelişmesiydi.

İkili ilişkilerde soğukluk (2013-2021 yılları arası) Kahire/Ankara arasındaki ilişkilerin kopma noktasına gelmesine yol açmıştı. Başkan Mursi’nin haksız ve hukuksuz şekilde önce darbe, sonrasında hakkında idam kararı verilmesi ilişkiler koparmıştı. 

Halk olarak Sisi’nin Ankara’ya ziyareti içimizi acıtsa da devletler farklı bakmalıydı. Soğukluğun giderilmesi konusundaki çabalar, her iki tarafın gündemindeydi. Bu ziyaret bu çabaları net olarak görmemizi sağlasa da, ikili ilişkilerde tam bir mutabakat beklemek erken dönemde hayalcilik olur. On yedi farklı alanda imzalanan mutabakat metinleri en azından alınan mesafeyi göstermesi açısından kıymetli. 

Varılan noktaya baktığımızda, her iki taraf, geç de olsa, ilişkileri geliştirmek için güçlü bir siyasi irade ortaya koymaya çalışıyorlar, atılan imzalar bunun göstergesi. Ticaret, tarım, savunma sanayii, sivil havacılık, çevre, eğitim, tarih, kültür ve turizm gibi pek çok alanda iş birliği için imzalar atıldı. Her iki ülkenin görüş farklılıkları olmasına rağmen, asgari noktalarda buluşmak adına diplomasiye yoğun iş düşüyor. 

Doğalgazın çıkarılması ve export güzergâhı gibi konularda her iki taraf henüz ortak noktada buluşmuş değil, bu konuda farklı düşünüyor ve farklı angajmanlara yönelmiş durumdalar. Türkiye Mısır doğalgazının kendi toprakları üzerinden Avrupa’ya taşınmasını istiyor. Mısır ise Türkiye ile yeniden masaya oturup, ‘Deniz Yetki Alanları’ ve enerji noktasında yeni anlaşmalara girmekte isteksiz davranıyor. 

Bir diğer konu Libya’nın durumu. Bu konuda ortak bir tavır henüz yok, Türkiye ve Mısır farklı yapıları destekliyorlar. Mısır, kendisini güvende hissettiği, doğudaki Halife Hafter’in lideri olduğu yapı ve Tobruk merkezli Bingazi hükümetini destekliyor. Türkiye ise batıdaki Trablus merkezli Ulusal Mutabakat hükümetini destekliyor.

Libya’da, Başkanlık ve parlamento seçimlerinin yapılması, güvenliğin sağlanarak çatışmaların durması, toprak bütünlüğünün korunması, devlet kurumlarının ortak paydada birleşerek yönetimi ele alması bekleniyor. Demokratik ve meşru seçimle hükümetin kurulması noktasında ortak tavır için, zaman gerekli. Tüm bu gelişmeler Libya’nın geleceği için önemli ve her iki taraf da bunu onaylıyor. Libya’nın bütünlüğü ile birlikte tüm kurumların meşru işleyişe dönmesi bekleniyor. Özellikle, Ordu, enerji kurumları, hazine ve ekonomi yönetimi gibi temel alanlarda çift başlılıktan kurtulmuş bir Libya’nın tesisi noktasında, ortak görüş hakim.

Mısır’ın, Hafter’i kısa vadede gözden çıkarması beklenmiyor, Türkiye’nin de Trablus’taki Ulusal Mutabakat Hükümeti ile ‘Deniz Yetki Alanları’ anlaşmalarını yapmış olması her iki ülkenin ortak noktada buluşmasına şimdilik engel oluşturuyor. Yapılan anlaşmaların, gelecekte kurulacak Libya hükümeti ile de devam etmesi arzulanıyor. Türkiye’nin Libya Ulusal Mutabakat hükümetiyle yaptığı ‘deniz yetki alanı’ anlaşmanın bir benzerini, Mısır, Yunanistan ve İsrail ile yapmıştı. 

Doğu Akdeniz’de istikrarın sağlanması halinde ilerlemenin olacağına her iki ülke inanmış durumda. Gelişmelerin önündeki en büyük engel İsrail-Hamas savaşı ve Gazze’nin durumu. Mısır, İsrail ve ABD ile çatışma içine girmek istemiyor. Özellikle Gazze şeridindeki tüm Filistinlilerin Sina çölüne sürülmesi fikrine karşı çıkarken hayli bunalmıştı. Ayrıca Refah kapısının İsrail tarafından abluka altına alınarak, yardımların Filistin’e girmesine engel olması ve bu konuda Sisi’nin yetersiz kalması önemli. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, İsrail-Hizbullah gerilimi, İran’ın adımları bölgeyi kilitlemiş, bölge ve komşu ülkelerinin farklı tavırlar içine girmesine sebep olmuştu. 

Özetle ihtilaflı konular masada olsa da diyalog sürecinin devam etmesi her iki ülkenin kazanç hanesine yazacak. Türkiye, tek adam rejiminden ziyade, ortak aklın hakim olduğu gelişmelerin peşinden gitmeli, bölgede herkese düşmanca yaklaşan bir İsrail’in varlığı sebebiyle, Arap alemi ve komşularımız ile acilen iyi ilişkilerini geliştirmeli ve diplomatik sistemi işletmenin yollarını aramalıdır. 

Devletler hukukunda küslük olmaz, her devlet önceliğinde kendisinin kazançlı olmasını düşünür. Bu da her iki ülkenin barış ve diyalog içinde kalarak kendi çıkarını ve ortak çıkarlarını koruması anlamına gelir. 

Okunma Sayısı: 704
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustafa Said Kara

    13.9.2024 14:40:10

    İstifade ettik. Allah razı olsun hocam. Gerçekten üst düzey bir köşeniz var.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı