Trump’ın yeniden başkanlık koltuğuna oturması sonrası Türkiye-ABD ilişkileri nasıl olacak, beklentiler ne yönde.
5 Kasım ABD seçimleri sonrası piyasalarda, dolar birçok para birimi karşısında yükselirken, TL karşısında yatay bir seyir izledi. Borsa İstanbul’un BIST 100 endeksi ciddi bir atak yaparak, bazı hisselerin %3 oranında değer kazandığı görüldü. Dijital paralar ve Bitcoin cephesinde ise yine fiyat artışları gözlendi.
BBC Türkçe‘ye konuşan Capital Dergisinin ekonomi yazarı Timothy Ash,‘’Trump’ın zaferinin uzun vadede Türkiye lehine olabileceği, ABD’nin petrol üretimini artırması halinde küresel ekonominin yavaşlayacağı ve Çin’e olan talebin azalacağı’’nı söylüyor. Eğer Trump Ortadoğu başta olmak üzere sorunlu bölgelerde istikrarı sağlayabilirse, mesaisini asıl tehdit olarak gördüğü Çin’e harcayabilir. Bu yüzden Trump 2. Döneminde, Çin ile ABD arasında ticaret savaşlarını görebiliriz
Görünen o ki Trump, Amerikan ekonomisini korumaya yönelik politikalar uygulayacak. Özellikle kendi şirketleri üzerindeki vergi yükünü hafifleteceğini, kendi kaynakların kullanılmasını teşvik edeceğini, ithal mallara karşı ek gümrük vergisi getireceğini söylemişti. Timothy Ash; ‘’ek gümrük vergileri, küresel büyümeyi, ticareti, dünya ekonomisini ve gelişmekte olan ülkeleri etkileyecek. Doların güçlenmesi, yüksek faizler ve göçün sınırlandırılması, ABD’de iç dinamikleri tetikleyecek. Bu durum gelişmekte olan birçok ülkenin girdi maliyetlerinin artması neden olacak’’ şeklinde yorum yapıyor.
Türkiye içinde girdi maliyetleri çok yükselebilir ve ekonomik gelişim açısından bu dönem, olumsuz etkilenebilir. Trump’ın bir önceki başkanlık döneminde (2018 yılı), Türkiye-ABD ilişkilerinde, tarihin en gergin günlerinin yaşanmasına sebep olan, Rahip Brunson krizi patlamıştı. Brunson’a İzmir'de ‘’terör örgütleri adına devletin gizli kalması gereken bilgileri casusluk amacıyla temin ettiği" suçlamasıyla 35 yıl hapis cezası isteniyordu. Trump’ın sosyal medya hesabı X’den Türkiye için ekonomik yaptırımlardan bahsetmesi sonrası, TL de ciddi kayıplar yaşanmıştı. Buna ilaveten, Türkiye'den ithal edilen çelik ve alüminyuma ek gümrük vergisi konulması sonrası, dolar tarihi zirvesine ulaşmıştı. ABD’nin ekonomik yaptırımları Türkiye’yi zora sokarken, ‘’bu can bu tende olduğu müddetçe Rahip Brunson’u bırakmayız’’ lafı askıda kalmış, Rahip Brunson Ekim ayında serbest bırakılmıştı.
Trump, Türkiye'nin Suriye'deki operasyonları ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yazdığı mektupta, “Binlerce kişinin öldürülmesinden sorumlu tutulmak istemezsiniz ve biz de Türk ekonomisini mahvetmekten sorumlu olmak istemeyiz ve bunu yaparız. Size bunun bir örneğini Rahip Brunson olayında yaşatmıştım’’ şeklindeki cümleler hala hafızalarımızda. Bu
yüzden 2. Trump dönemi, dünyayı şaşırtan yeni tarz uygulamaların odağı olabilir. Krizlere rağmen Trump ve Başkan Erdoğan arasında sıcak ilişkilerde söz konusu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Trump’ın başkan seçilmesini "dostum" diyerek kutlamasını hatırlayalım.
Trump, eğer Avrupa’ya karşı ticaret noktasında negatif bir tavır takınacak olursa, Avrupa’nın büyümesi olumsuz etkilenirken, ihracatının büyük bölümünü Avrupa’ya yapan Türkiye içinde olumsuz etki yapacaktır. Ayrıca Trump’ın Rusya-Ukrayna savaşını bitirme gayretleri Türkiye ekonomisine olumlu katkılar sağlayacaktır. Önümüzdeki dönemde, ABD-Rusya ilişkilerinin normalleşmesi, kronikleşen sorunlarımız olan S400’ler ve Suriye’nin kuzeyindeki PKK/YPG olaylarının çözümünde yol alınmasını kolaylaştırabilir. Türkiye, ABD ve Rusya arasında sıkışıp kalmaktan kurtulabilir. Beklentiler o yönde. Trump’ın ani ve değişken politik tavırlarına alışmamız gerekiyor.