"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokratik direnç ve işbirliği

Cevher İLHAN
21 Ağustos 2024, Çarşamba
Meclis’teki son saldırı tertibi, gittikçe erozyona uğrayan “iktidar cephesi”nin şiddet sarmalını tetikleyen kavgayı tahrikle toplumu kamplaştırıp kutuplaştırarak daha da erimeyi durdurma hamlesinin son gösterisi.

İftiralı videolarla “iktidara iliştirilmiş medya”da topyekûn muhalefete “teröre destek”, “terörist” ve “vatan haini” isnatlarıyla sürdürülen saldırıların sahteliğinin sırıtmasına karşı AYM kararlarının bile bile hiçe sayılmasıyla hukukun çiğnenmesi bundan.

Bundandır ki seçimden sonra âlây-ı vâlâ ile propaganda edilen “yumuşama-normalleşme” furyası boşa çıkarken “yandaş yorumcular”, Meclis kürsüsünde bir vekile saldıran saldırgana “eline sağlık” övgüleri diziyor. Maaşlı troller pavyon ağzıyla saldırgana “kral gereğini yaptı!” diyor ve Bahçeli “biz olmadan da AKP gereğini yerine getirdi” çıkışında bulunuyor.

Belli ki bütün bu çarpıklıklarla başta ekonomik yıkım, tarımın çöküşü, İsrail’le gizli kirli ticaret, yargının Sarayın güdümüne sokulmasıyla dayatılan vahim haksızlık ve hukuksuzluklar; ayyuka çıkan rüşvet, hırsızlık, ihâleye fesat karıştırma, milletin malının yandaşlara peşkeşi, partizanlık, israf ve şatafat karartılmak isteniyor.

“DEMOKRATİK İŞBİRLİĞİ” ZEMİNİNDE…

Bu maksatla “iktidara iliştirilmiş medya”da muhalefeti dağıtma komplosuyla “2028’de Cumhurbaşkanı adayı” tartışmaları tetiklendi. Bilhassa “ittifak protokolü” gereği “millet ittifakı” ortağı partilerden 39 milletvekilinin ana muhalefetten seçilmesi serişte edildi. İktidar partisi vekil transferine 500 milyonluk bütçe ayırır, muhalefetin belediye başkanlarını tehditlerle, baskılarla hizmet yapamaz-çalışamaz hale getirme şantajı savrulurken, “yandaş medya”da uzun süredir “mitomani”yle –karakterini sürekli yalana ayarlayan yalan hastalığıyla- “6’lı masa”dan vekillerin, hatta bir partinin genel başkanıyla toptan iktidar partisine katılacağı yalanı yaydırıldı.

Çarpıcı olan, parti içi hesaplar ve ideolojik saplantıdaki medyatik saptırmalarla bazı anamuhalefet mahfillerince bu fitne ateşine odun taşınıp malzeme verilmesi. Bu çarpıklıkla 14-28 Mayıs seçimlerinde “millet ittifakı” Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun yüzde 48’le 25 milyon 500 bin oy almasına mukabil, partisinin son seçimde 17 milyon 500 bin oyla yüzde 37’de kalmasıyla, yüzde 11’e tekabül eden 6.8 milyon oyun; bir başka değerlendirmeyle on bir milyon oyun “ittifak ortağı” partileri seçmeninden gittiği gerçeği gözardı edildi.

Özellikle “otoriter rejim”e karşı “millet ittifakı”nca hazırlanan “demokratik anayasa önerisi”yle dış politikadan sosyal politikalara; kamu yönetimi, güvenlik, göç-sığınmacı, sınırları koruma-kontrol, yolsuzluklarla-israfla mücadele, şeffaflık-denetimde “güçlendirilmiş parlamenter sistem mutâbakatı”yla demokratik işbirliği zemininin inşası hiçe sayılıyor.

Ve 31 Mart’taki başarının Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde 14-28 Mayıs seçimi sürecinde altyapısını oluşturduğu kucaklayıcı, “helâlleşme”yle barıştırıcı, toplayıcı ve bütünleştirici mâkul siyasetin tesisinden sarf-ı nazar ediliyor…

“CEBERUT REJİM”İN TASFİYESİ

Görünen o ki “ucûbe otoriter yönetim”, AKP Meclis’te çoğunluğu kaybetmesiyle artık “oyun kuramaz” halde. Kasım 2002’de partisinin Genel Başkanı olarak Erdoğan’ın millete deklâre ettiği “yoksullukla, yolsuzlukla, yasaklarla mücadele” vaadleri yerine getirilmezken, tam tersi “3 y” kat kat artmış.

Türkiye Avrupa’da birinci, dünyada dördüncü enflasyonla, peşpeşe fahiş zamlarla, pahalılıkla ağır ekonomik çöküşte. “Yolsuzluğun yaygınlaşması”nda dünyada savaş, işgal, kaos, iç çatışma ve istikrasızlığın hüküm sürdüğü yoksul ülkeler arasına düşmüş. “Yasaklar”da, insan hakları ihlâllerinde Uganda, Kenya ve Tanzanya’nın altına düşürülmüş. Temel hak ve hürriyetlerin başında gelen “basın özgürlüğü endeksi”nde Etiyopya, Zimbabve ve Kongo kategorisine geriletilmiş; Avrupa’da “basını özgür olmayan tek ülke” olmuş.

Hâsılı, “ceberut rejim”in tasfiyesi için demokratik muhalefetin “tek kişilik ceberutluk”a karşı “millet ittifakı” esası üzerinde tesis edilen “demokratik mutâbakat”la “toplum ittifakı”nı takviye ve tahkimle birlikte topyekûn demokratik direnci büyük önem taşıyor. Demokratikleşme ve hukuk mücadelesi işbirliğinin devam etmesi gerekiyor.

Başka da yolu yok.

Okunma Sayısı: 1016
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Oğuz Yiğiter

    21.8.2024 13:28:11

    Demokratlık sadece isim takmakla olmaz. İçini de doldurmak gerekir. 15 sene ben demokrat misyonu temsil ediyorum diye bir misyonun sembolü üzerine kapanıp, 12 eylül ürünü bir partinin ev sahipliğinde, demokrat misyonla ilgisi olmayan Özal'ın resmi altında, anketlerde bu köklü misyonu "diğer partiler" klasmanında tutmak, bu mudur 70'lerin AP'sinin varisliği... Ciddi bir muhasebe zamanı geldi de geçiyor....

  • selma

    21.8.2024 12:21:09

    Bu zaman da muhalefet olunmayacaksa ne zaman olunur ? Yüzlere çarpılacak o kadar çok yanlış var ki !!! Yapılan yanlış işlerden ciltlerce ansiklopedi çıkar. Gün gelecek, bu dönem de yapılan hatalı ,yanlış , zararlı işler ders olarak okutulacak.

  • Oğuz Yiğitet

    21.8.2024 00:35:46

    Demokratlık ortak paydası zeminini, herşeye rağmen yeniden ve ısrarla sağlam bir şekilde ve millete güven telkin edecek şekilde sabırla inşa etmek. Başka da bir yol yok gerçekten. İhtiyacımız; "Mânâsız isim ve resim"den kurtulmuş bir demokratlık. Bu da, uzun bir fetret döneminden sonra tek bir parti ile değil de, muhtelif partilere dağılmış samimi demokratların güç birliğiyle gerçekleşcektir. Sabır ve vizyon genişliği...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı