Fransız feylesoflarından Alexy Levazaune nutuklarında birinde diyor ki: “İnsanlığın hidayeti için Hazret-i Peygamber’e (asm) vahyolunan Kur’ân, hikmetle dolu, parlak bir eserdir. Muhammed’in (asm) hakikî bir Peygamber ve mukadderatı âleme hâkim Zat-ı Kibriya’nın gönderdiği hak bir peygamber olduğunda şek ve şüphe yoktur. Bundan başka Muhammed (asm), öyle yüksek bir Resul-i İlâhî idi ki Allah’ın iradesine tevfikan Müslümanlık gibi cihanşümul bir dini tesis etmiş ve onun tesisinde Allah’ın inayetine nail olmuştu. Binnetice onun dinini kabul edenlerin adedi (300) milyona varmış ve bu Müslümanlar, atlarının nallarıyla Roma İmparatorluğu’nu çiğnedikten sonra, mızraklarının ucuyla dalâleti kökünden istisal etmişler, nihayet şark ve garbın en muazzam devletleri onların karşısında titremişti.”
Aynı muharrir, (Hayatı Hazret-i Muhammed (asm)) ünvaniyle yazdığı eserde diyor ki:
“Hazret-i Muhammed (asm) gerçi ümmi idi, fakat üç büyük dâvâyı birbirini müteakip müdafaa etmişti. Bunlar, milliyet, diyanet ve beynelmilliyettir. Hazret-i Muhammed (asm) cihana öyle bir kitap bırakmıştır ki bir nadire-i belâgat, bir mecelle-i ahlâk ve bir kitab-ı mukaddestir. Beşeriyetin altıda biri tarafından mu’ciz tanılan bu kitap, onun mübelliği tarafından da bir mu’cize olarak takdim olunmuştu.”