Afrika’nın iptidai mekteplerinde yalnız Kur’ân okutuluyorsa bu az bir şey ve küçük bir terakki değildir. Çünkü Kur’ân daha büyük bir terakkinin menbaı olabilir… Kur’ân’ın Afrika’da bu şekilde okunmasının tevlid ettiği menafiden biri oradaki rüesanın kendi arzularına göre hareket edeceklerine Kur’ân’ın irşadatına Tevfik-i hareket etmeleridir. Bu hatt-ı hareket Afrikalıların hayatında öyle bir tebeddül vücuda getirmiştir ki bu tebeddül onları medenileştirmiş, onları sanayi, ticaret vesair işleri inkişâf ettirmeye sevk etmiştir. Müslümanların irşadıyla ve İslâmiyet’in tesisiyle Afrika’nın her tarafında muhteşem şehirler tesis olunmuştur. Avrupalı seyyahlar buraları ziyaret ederek onları hemşerilerine tavsif ettikleri zaman, Avrupalılar bunların ihtişamına inanmak istememişlerdi.”
(1) Londra Dar-ül fünununun Arapça müderrisidir. Müteaddid telifatı vardır. “İslam’ın Tebliği” ünvanlı eseri “İntişar-ı İslâm Tarihi” serlevhasıyla merhum Halil Halit Bey tarafından tercüme olunmuştur.