Sıradan bir gündü... Sınıftaydık ve ders ile ilgimiz yoktu. Dersin adını tam hatırlamıyorum, fakat hocasından dolayı mesleki bir dersti… Hemen arkamda Tekin oturuyordu, yanımda Galip. 

Hoca bir soru yazdı tahtaya ve sıraların arasında yürümeye başladı. Bizde üç kafadar ayıp olmasın diye problemi çözelim dedik...

Değerleri yerine koyunca Lamda boşta kalıyordu. Lamda kaç diye sorduk birbirimize... Tekin “Hocaya soralım“ dedi... Ben şiddetle itiraz ettim. ”Sorma oğlum, çok basit bir cevabı vardır ayıp olur.” Tekin: “Soralım lan boşa maaş almasın.“ dedi elini kaldırdı. İtiraz edemedik. Hoca Tekin’in elini görünce bize doğru yürümeye başladı ve yüzü mutluydu. Bizden biri derse katılıp soru soracaktı.

“Buyur evlâdım Tekin “

“Hocam lamda’yı bulamıyoruz?” 

Hocanın bize çok kızdığını verdiği cevaptan anladık.

“Evlâdım Tekin yere düşürmüşsünüzdür, iyice arayın bulursunuz.”

 Biz gülmemek için kendimizi zorlarken Tekin omuzuma vurdu.

“Şef sen ön tarafa bak arka taraf bende.”

Artık kopmuştuk... Bu arada lamda abak’tan bakılıyormuş. Verdiği iki değeri karşılaştırıp çıkan sonucu yazıyormuşuz…