● Müstebitler önce hak-hürriyet arayanı sustururlar, sonra topluma kan kustururlar!
● “Şeytandan beter deccalın şerrini” yok eder duâ, yakar kül eder “Beşinci Şuâ!”
● Bütün ilâçlar acı, tüm acılar ilâçtır ey sofi hacı!
● Tek adamcılık, başkaları açlıktan ölse de “tok adamcılıktır!”
● Bakar mısınız şu işe; sebep olduğu ve vaat ettiği halde “Dur!” diyemiyor kötü gidişe!
● Rıza gösteren kadere, çare bulur hüzün, elem, endişe ve kedere!
● Ne açgözlü aç canavarlarsınız ki, kul hakları dahil her şeyi yediniz yine de doymadınız!
● Her kişi olmak kolay, mârifet mert kişi, er kişi olmaktır!
● Masum-mağdura zulmeden sârik sırık, kalbi yarık, vicdanı harik, sonu “azâbü’l-harîk!”
● Kelâmın cemâli, mütekellimin kemâlinin cemâlindendir.
● Hak, hürriyet düşmanı müstebit gibi “kaliteli bir mal, derin bir cehûl” görmedim!..
● Fiili, ayni, nakdi, özlü, sözlü helâllık almayan ister tekkeye, ister Mekke’ye gitsin, kurtarmaz!
● Çalışıp terakki etmeyenin “yükseklik korkusu!”, uyuşukluk, atalet, tembellik yargısı var!
● Haç ile Hilâl, haram ile helâl çizgisine dikkat etmeyene ervâh-ı habise eyler hulûl!
● Hakiki mü’min “Ne yiyeceğim!” değil, “Ne yedireceğim; yarın Hakkın divanında ne diyeceğim!” diye düşünendir!
● Çocuklara mutlu değil, umutlu olmayı öğretin! Zira, umutlu mutlu, umutsuz mutsuz olur!
● Akran zorbalığı devede kulak, ekran zorbalığı kulakta deve gibidir!
● Allah dağa göre kar, kalbe göre âr, sa’ye göre kâr, duâya göre fer, gönle göre yâr verir!
● Kendine gelmeyenler bana gelir! (Ruh doktoru)
● Hasımı ile hısımı ayırt edemeyen hısımı kendine hasım, hasımı hısım eder!
● Bana gelemiyorsun, bâri kendine gel!
● Hapçı, hopçu, popçu, topçu, lüpçüden rol model olmaz!
● Çok yiyen köz yer içi-dışı yanar; az, öz yiyen haz yer!..
● Bile bile âciz olan tâciz olur, göz göre göre haciz olur, zillete düşer!
● Gelişmiş ülkeler “bilim-kurgu” filmleriyle ülkelerini ileriye taşırken, iktidar “burgu, ok, yay, kalkan, kargı, sargı” dizileriyle toplumu geriye sürüyor!
● “Namaz nemiz olur?” derseniz dünümüz, günümüz, bugünümüz, yarınımız temiz olur!
● Az, öz ye, büyük lokma yeme, kem söz eyleme, kem söz yeme!
● Susun: yakıyor şek, şüphe ve sorular; su sun ey saki “eczahâne-i Kur’ân’iyeden tiryâkı!”