Çok komplike ve bedenimizi de yönetip yönlendiren ruhumuzla yalnızca 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü’nde değil, her zaman ilgilenmek ve gıdasını vermek zorundayız.
Ruh sağlığı; psikolojinin iyi hâli veya zihnî bir bozukluğun olmadığı bir durumdur. Dünya Sağlık Örgütüne göre (WHO), ruh sağlığı; ferdin iyilik hâlini, üretken olması ve içinde yaşadığı topluma faydalı olabilmesi olarak tarif eder.
İlmî gelişmeleri takip etmeyen demode, yüksek vizyondan mahrum eğitim sistemi; felç olmuş adaletsiz, vesayete bağımlı yargı; tek adama dayalı müstebit yönetim hiyeraşisi; işsiz kalma korkusu; istikbâl endişesi psikolojiyi, ruh sağlığını bozuyor.
Kezâ, ümit, sevgi, tevekkül, şefkat, hüsn-ü zân gibi müspet duygu sapmaları; korku, düşmanlık, hırs, kin, öfke, haset gibi yerli yerinde kullanılma-yan duygular da ruhumuzda tahribatlar yapıyor.
Ve stres, yalnızlık, depresyon, anksiyete, ilişki sorunları, sevilen birinin ölümü, keder, bağımlılık, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu (ADHD), kendine zarar verme gibi duygu sapmaları… Ehliyetsiz doktorlar, çuvallarla tüketilen antidepresan ilâçlar da ruh sağlığını bozuyor. Ruh sağlığımızı kim, nasıl, ne ile tedavi eder?
“Hâzık [uzman], mütedeyyin hekimlerin tavsiyelerini tutmak, ehemmiyetli bir ilâçtır.”1 Yani, sahasında uzman ve dindar doktor, terapist, psikiyatrist, psikolog, sosyal hizmet uzmanları tedavide yardımcı olabilir. Ancak, ruh sağlığı koruyucu hekimliği ve hakikî tedavi, “müminler için şifa ve rahmet”2 Kur’ân, Esma-i Hüsna, Sünnet-i Seniyye, fikir, tefekkür, tevekkül, dua, zikir, şükür gibi evrad-ezkârdır. “Hakikî zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevinç ve hayattaki saadet yalnız imandadır ve iman hakikatleri dairesinde bulunur.”3
En büyük teşekkür, zihin temizleme ve tedavi polikliniği olan “Namazda ruhun ve kalbin ve aklın büyük bir rahatı vardır.”4
Olumsuz hâdiselerin rahmet yönünü izah ve ispat ile akıl, kalb, vicdan, his ve latifelerimizi mutmain eden; baştan sona “tefekkür” ve “Esma zikri” olan “Risale-i Nur şu zamanın ihtiyaçlarına uygun bir ilaçtır.”5 Onu “Ya okumak veya okutmak veya yazmak sûretindeki meşguliyet; tecrübelerle kalbe ferah, rûha rahat, rızka bereket, vücuda sıhhat veriyor.”6
Dipnotlar: 1-Lem’alar, Enst./intr., s. 219.; 2-İsra Suresi, 82.; 3-Sözler, 137.; 4-Age., s. 27.; 5-Hizmet Rehberi, s. 25.; 6-Şuâlar, s. 410.