Silik; üstünde bulunan yazı ve çizgileri aşınmış, bozulmuş ya da silinmiş olan; kendini gösteremeyen ve belirgin olmayan, demektir.
Silik para; kalp, kanun dışı, kalpazanların bastırdığı sahte paradır. Silik söz, sahte, yanlış, batıl sözdür. Mesela, Prof. Dr. İlber Ortaylı tarafından “Herkes Kur’an’ı Türkçe okusa, din adamları villada oturamaz, lüks makam aracına binemez, şeyh, şıh ve tarikatlar da ortadan kalkar…” ona ait değil, silik bir sözdür. Kaldı ki, anadili Arapça olan bazı Araplar Kur’an’ın manasını anlamıyor; mesajını almıyor; anlasa, alsa da uygulamıyor!
Öte yandan algı operasyonları için yapılan konuşmalar, yazışmalar silik sözdür. Sözlü, yazılı ve görüntülü tüm “basın-yayın-medya”nın yanlış, yalan, iftira montaj yayınları siliktir. Şiddete yönelmeyen insanları “terörist”likle suçlamak silik sözdür. İktidar ve yandaşlarının masum kadınları hapse atması, ailelerini perişan edip teröristlikle suçlaması da “silik sözdür.” Niçin uyduruldu? “Müstebit bir kurt, bîçare bir koyunu parça parça etmek, dâimâ kavî, zayıfı ezmek, hayvanların birinci düstur ve kavânîn-i esâsiyesindendir.”1
Silik adam, varlığı belli olmayan insan demektir. Adam erkek ve hanımlar için insan anlamında kullanılan ortak kelimedir. Silik adam, ot gibi kişi demektir. İyi, doğru, hak karşısında olumlu tepki vermeyen; yanlış, batıl, zulüm ve haksızlık, yanlış, batıl, kötülükten menetmeyendir. Tıpkı otlar, ağaç dalları iyi ve güzeli alkışlamaz; olumsuzluk karşısında da tepki vermediği gibi, silik adam da “ot” gibidir! Silik olmamak için silik söz, silik adam, silik hareketler karşısında nasıl bir tavır takınmalıyız?
“Hiçbir müfsid ben müfsidim demez. Daima suret-i haktan görünür. Yahut bâtılı hak görür (yanlışı doğru zanneder). Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik (geçersiz, sahte) söz ticarette geziyor. Hattâ benim sözümü de ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz. Belki ben de müfsidim. Veya bilmediğim halde ifsad ediyorum (yanlışı doğru zannederek bozgunculuk yapabilirim…). Öyleyse, her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. İşte, size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın, mihenge vurunuz. Eğer altın çıktıysa kalbde saklayınız. Bakır çıktıysa, çok gıybeti üstüne ve bedduayı arkasına takınız, bana reddediniz, gönderiniz.”2
Dipnotlar:
1-Münâzârât, Enst./inter., s. 37.; 2-Age., s. 119.