"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Merak edip okumamız gerekmez mi?

Ali FERŞADOĞLU
22 Ağustos 2024, Perşembe
Herkesin hastalıklar hakkında bir fikri var.

Ama, teşhis, tedavi ve ameliyat-ı cerrahiyede asıl yetki doktorundur. Herkes elektronik, elektrikli ev aletleri hakkında bir şeyler söyleyebilir. Ama, esas bilgilendirme ve tamir yetkisi servisin, meslek erbabının, ustanındır.

“Hem de nazar-ı dikkate almak lâzımdır ki: Kim birşeyde çok tevaggul etse, galiben başkasında gabîleşmesine sebebiyet verir.”1 

Herkesin aile, cemaat ve toplum yapısı, durumu, gidişatı ve geleceği hakkında öngörüleri vardır. Ama, esas yetkili psiko-sosyal mevzularda ve Kur’ân ile Sünnet-i Seniyyede ihtisas sahibi, uzman, otorite olan müctehid ve müceddidlerindir.  

Özellikle  “Âhirzamanın en büyük fesadı (bozgunu)  zamanında, elbette en büyük bir müçtehid hem en büyük bir müceddid hem hâkim, hem mehdî, hem mürşid, hem kutb-u âzam olarak bir zat-ı nuranî...”2

Bediüzzaman, insanlık ve bilhassa İslâm âleminin sosyal, siyasi, ekonomik problemleri ile çözüm yollarını göstermiş; hastalıklarını teşhis ile tedavi formüllerini ortaya koymuş; tüm suallerini ve cevaplarını vermiştir. Risale-i Nur’da 20 bin mesele halledilmiş, sual cevaplandırılmıştır. Mesela, Münâzârât isimli eseri bunlardan birisidir. İçtimaî/sosyal, siyasî, eğitim ve ekonomi meselelerini yaklaşık 150 soru ve cevapları yer alır.

Zındıklık, dinsizlik, maddeperstlikten kurtulmak sadece, “Dine sarılmalıyız, ahlâklı, dürüst, ihlâslı ve kardeş olmalıyız” söylemleriyle engelleyemeyiz. Çağımızın müceddidi, Bediüzzaman’ın şu teşhis ve tesbitine göre hareket etmemiz gerekir:

“Şimdi bu zamanda en büyük tehlike olan zındıka ve dinsizlik ve anarşilik ve maddiyunluğa karşı yalnız ve yalnız tek bir çare var. O da Kur’ân’ın hakikatlerine sarılmaktır. Yoksa koca Çin’i az bir zamanda komünistliğe çeviren musibet-i beşeriye, siyasî, maddî kuvvetlerle susmaz. Yalnız onu susturan hakikat-i Kur’âniyedir.”3

Bediüzzaman’ı “hastalıklarımızı nasıl teşhis, tedavi formülleri vermiş, problemlerimizi nasıl çözmüş, suallerimize nasıl cevaplar vermiş” diye merak edip okumamız gerekmez mi?

“Merak ilmin hocasıdır.” Ve mucidler dahil hepimiz her şeyi merakımız sayesinde öğreniriz.

Dipnotlar:

1-Muhakemat, Enst./inter., s. 15; 2-Mektubat s. 425.; 3-Emirdağ Lâhikası, s. 297.

Okunma Sayısı: 1587
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    22.8.2024 23:29:06

    "Cenabu Allah c.c, "ilmi", isteyene, zenginliğide istediğine verir!"Denildiğine göre, biz samîmiyetle ve ihlâsla arzu edip, istemedikce bu ilim hazinesinin kapısını aralayamayız! O kapı kendiliğinden açılmaz, Vesselam! 🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙😢😭😪😡😤🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • Kerim Soyten

    22.8.2024 18:55:42

    Allah razı olsun..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı