Vesayet bir musibettir! Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde, Kaymakam Burak Akeller’in ‘hutbe’ sebebiyle imam M.K.’yi darp ettiği iddiaları, “Kemalist, darbe ve devlet vesayetinin” halen devam ettiğini gösteren ilginç bir hadisedir. “Tüm Türkiye’de merkezi ve tek tip olan hutbe”nin de darbe ürünü olduğunu gözler önüne sermiştir.
Ne yazık ki, “Dinde zorlama yoktur.”1 “Sizi yaratan Odur. Böyle iken, kiminiz kâfir olur, kiminiz mü’min.”2 diyen din, Diyanet, camiler, imamlar, cemaat tek tip iktidar vesayeti altında. Bu, Türkiye’de uygulanan laikliğin de hakiki olmayıp sahte, çakma olduğunu gösterir. “Laiklik, dinin devlete; devletin de dine müdahale etmemesi, tüm dinlerin şemsiyesi olması”dır. İslam dünyası, meşrutiyete, demokrasiye ve hakiki laikliğe sahip çıkmadığından sahtekâr laikçiler dünyevi saltanatlarını sürdürmek için ona da kullanıyor!
AKP iktidarı ANAP gibi 28 Şubat darbe-i münafıkanesinin ürünüdür! 22 Haziran 2001’de FP kapatılınca AKP; 28 Şubat darbesinin ürünü ve bir vesayet partisi olarak kuruldu.
Baştan ayağa yasaklarla dolu 12 Eylül darbe-i münafıkanesi Anayasası vesayeti devam ediyor. Sözde “dindar” iktidarın-AKP’nin uygulamalarının dinle hiçbir ilgisi yoktur-vesayetçi tek tip hutbe saçmalığı sürüyor! Müstebit, baskıcı, zorba rejim ve devlet sistemi; din, Diyanet, eğitim, adalet, yargı sistemi, basın vesayet devam ediyor! Dinin resmi vesayete ihtiyacı yok:
“Siz göçersiniz. Göçerin malı koyundur; o işi bilirsiniz. Şimdi herbiriniz, bazı koyunları bir çobanın uhdesine vermişsiniz. Halbuki çoban tembel ve muavini kayıtsız, köpekleri değersizdir. Tamamıyla ona itimat etseniz, rahatla evlerinizde yatsanız, biçare koyunları müstebit kurtlar ve hırsızlar ve belâlar içinde bıraksanız daha mı iyidir; yoksa onun adem-i kifayetini bilmekle nevm-i gafleti terk edip, hanesinden her biri bir kahraman gibi koşsun, koyunların etrafında halka tutup, bir çobana bedel bin muhafız olmakla, hiçbir kurt ve hırsız cesaret etmesin, daha mı iyidir? Acaba Mâmehuran hırsızlarını tevbekâr ve sofî eden şu sır değil midir?”3
Dindar gözüküp adaletsizlik, zulüm, hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet bir musibettir. Din görevlilerine baskı yapıp hutbe dayatmak bir musibettir. Tüm vesayet ve musibetlerden kurtulmanın yolu kavli, fiili dua ile din, vicdan ve sair hak ve hürriyetlere sahip çıkmakla mümkün!
Tabii ki, önce “İkra/Oku!” emrine uyarak cehalet vesayetinden kurtulmak gerekir!
Dipnotlar: 1-Bakara Suresi, 256.; 2-Tağabun Suresi, 2.; 3-Münâzârât, s. 45.