“Devletin ‘var’ dediği bir terör örgütünü yok saymak ve bu konuda devlete inanmadığını söylemek Anayasa suçuymuş ve cezası da çok ağırmış. Sizin ve başka yazarların bazı yazıları bu suç kapsamında kalmış olmuyor mu?”
Aslında bu konuları daha önce çok kere yazdık ve ne yazdığımızı çok iyi biliyoruz ama madem ihtiyaç var, açık yüreklilikle ve samimiyetle yeniden cevap verelim:
Bir fiil birileri dedi diye suç olmaz. Anayasa’nın 38. maddesi gereğince suç ancak kanunla ihdas edilir, kanunda adlandırılır ve unsurları da kanunda tarif edilir. Kanundaki tarife uyan fiil suçtur ve kanunda belirtilen cezayı gerektirir. Buna “suçun ve cezanın kanuniliği” denilir. Her hukuk öğrencisi birinci sınıftan itibaren her sene önce bunu öğrenir.
Anayasa suçu denilen suç da Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde ve tam adı “Anayasayı ihlal suçu”:
“Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.”
Bu konudaki ayrıntılı köşe yazımızın linki ve bir kısmı şöyle:
https://www.yeniasya.com.tr/ahmet-battal/anayasayi-ihlal-suc-mudur_507693
“Anayasayı ihlâl suçu denilen suçun oluşabilmesi için ‘cebir ve/veya şiddet kullanmak’ şart. Fikir söyleyerek anayasal düzen ihlâl edilemez. O fikir ne kadar aykırı olursa olsun. Köşe yazısı yazarak da bu suç işlenmiş olmaz. Ama ‘memleketin âlî menfaatleri’ diyerek muhalefeti suç saymaya kalkanlar olabilir ve olabiliyor.”
Baştaki sorudan dolayı akla gelen ikinci suç tipi de “suçu ve suçluyu övme suçu”.
Bu suç TCK 215. maddede şöyle düzenlenmiş:
“‘İşlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimse, bu nedenle kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması hâlinde, iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Bu konudaki bir yazımızın linki ve metni şöyle:
https://www.yeniasya.com.tr/ahmet-battal/sucu-ve-sucluyu-ovme-sucu_511154
“Suçu övmek, ‘genel olarak’ bir suçu değil, ‘işlenmiş’ olan belli bir suçu yani somut bir suç fiilini övmektir. Meselâ ‘hırsızlık iyidir’ demek tek başına suç değildir. ‘Kim çalmışsa iyi ki çalmış, oh olsun’ demek suç olabilir.
“Suçluyu övmek, işlemiş olduğu somut bir suçtan dolayı bir kişiyi övmek demektir. Meselâ ‘Ali’nin eline sağlık, iyi ki Veli’yi vurmuş’ demek suç olabilir.
“Suçluluğu iddia edilen ya da kesinleşen birinin iyi yönlerinden bahsetmek suç değildir. ‘Adam hırsız, ama çok iyi yemek yapıyor’ dediğimizde suçu da suçluyu da övmüş olmayız.
“Birilerinin ve hatta bizzat görevi ‘iddia etmek’ olan savcıların suçlu olduğunu iddia ettiği birinin masum olduğunu ileri sürmek ya da savunmak suç değildir. Öyle olsaydı önce ceza avukatlığı suç olurdu!
“Yargı organının ‘kesinlikle suçludur’ dediği birinin o suçu işlemediğini ve masum olduğunu iddia etmek suç değildir. Zira devletin her dediği her zaman doğrudur denilemeyeceği gibi hâkimin her hükmü her zaman doğrudur da denemez. Temyiz ve benzeri denetim aşamaları bunun için var.
“Zaten bu ihtimalde fikrini açıklayan kişi suçu ya da suçluyu övmemekte, masum olduğuna inandığı birinin lehinde konuşmaktadır. Bu açıklama vicdan özgürlüğü kapsamındadır ve suç olamaz.”
Şimdi, bu bilgilerden sonra baştaki soruya cevabımızı verecek olursak:
Devletin suç dediğine “öyle suç mu olur” demek ya da “bu adamın yaptığı da suç mu şimdi, iyi ki yaptı” demek bazen suç olabilir. Ama devletin “bu suçlu” dediği kişi için “bence o suçu o işlememiştir, o masumdur” demek suç olamaz.
“Devletin ‘darbeyi şu kişi ya da kişiler planladı’ şeklindeki hükmüne inanmıyorum” demek suç değildir. “Darbeyi planlayanlar iyi ki planladılar, keşke başarsalardı” demek ise suç olabilir.
Buna karşılık, bizim hep dediğimiz gibi, “bir zamanların devlet nezdinde ‘en makbul’ cemaatinin mensuplarını, ‘cemaat eşittir terör örgütü’ hatalı formülü ile ve cemaate mensubiyetlerini gösteren deliller yardımıyla ve üstelik kendilerine herhangi bir somut suç isnat edilmeden ‘terör örgütü üyesi’ saymak yanlıştır” demek bir fikirdir, adil ve hakkaniyetli bir fikirdir ve suç değildir.
Bir cemaatin içinde bir yerlerde bir suç örgütünün ya da darbeci cuntanın da var olup olmadığına inanıp inanmamak kişilerin şahsi fikridir. Devlet kimseye inanç dayatamaz. Bizim bu konudaki fikrimiz ise zaten bellidir. Ta 7 Şubat 2011’de yazdığımız “Toplumlu örgüt riski” başlıklı yazımız ibramız için yeter.