2021’in son saatlerinde duyurulan elektrik ve doğal gaz zamları, Şubat ayının girmesi ile faturalara yansımaya başladı. Zamlar öncesi, elektrik sarfiyatı 200 liralık bir faturaya tekabül eden bir abone, aynı elektrik harcaması ile 450 lira ödeyecek artık.
Enerji Bakanlığı’nın yerinde olsam, “Sevgili vatandaşlar! Kapınıza dayanıp, elektrik, doğal gaz, internet ve telefon şirketlerinden geldiğini söyleyen, fahiş tutarlara sahip faturalara itibar ediniz! FATÖ (fahiş tutar örgütü) ciddî bir örgüttür, ödemezseniz size verdiği hizmeti keser!” diye bir kamu spotu yayınlardım.
Zamlı faturalarını sosyal medyadan paylaşıp isyan edenler, yeni tarifeyi ve hükümeti protesto etmek için toplanıp yürüyenler oldu. Neyse ki, her zaman ve çoğu işte olduğu gibi, vatandaşın imdadına Cumhurbaşkanı yetişti: Kademeli faturalandırma sisteminde katmerli katsayıyla çarpılan elektrik sarfiyatı kademesi 150 kws yerine 210 kws olarak değiştirildi. Müjdenin büyüklüğünü anlamak için şöyle söyleyelim: 1000 liralık bir faturada, bu alicenaplık vesilesiyle 41 liralık indirim olacak. 41 kere maşallah...
Hep aynı taktik; bir vergi, ceza veya vatandaşın cebinden çıkacak bir ödeme mi arttırılacak? Dünya ve piyasa gerçeklerinin gerektirdiği miktarın iki buçuk-üç katı ile işe başlanıyor.
Motorlu Taşıtlar Vergisi üzerinden örnek akış şöyle:
• MTV’yi % 40 artır (makul artırma oranının % 15 olduğunu varsayalım)
• Artış duyurusunu bürokratlara yaptır
• Kamuoyunun nabzını ölç, vatandaş hiç ses çıkarmıyorsa aynen devam!
• Tepkiler gelmişse; sadece muhalefet tabanından mı geliyor, yoksa kendi tabanında da homurdanma var mı?
• % 40’lık zam oy kaybettirecekse veya daha düşük bir oran oy kazandıracaksa zamdan indirim yap
• % 40’lık zammın % 25’e çekildiği “müjdesini” Cumhurbaşkanı versin ve milletin gönlünü kazansın.
Hesaplar % 15 zammı gerektiriyorken, bu sistemle, tutabilirse % 40 oluyor, tutmazsa % 25! Hem de, tepki gösteren insanlara “bak, nasıl direnip de indirdik” duygusu yaşatılıyor, daha ne olsun! Halkının dertleriyle alâkadar, şefkatli bir Cumhurbaşkanı imajı çiziliyor. Buna “El-AK-trick” diyebiliriz. El kısmı, Arapça harf-i tarif, AK, bildiğiniz AK, trick ise İngilizce hile anlamına gelen bir kelime.
Arabalardaki cam filmine önce izin verilip sonra ceza kesilmesi ve nihayetinde o cezadan indirimlere gidilmesi, ÖTV zamları, emlak vergileri, asgarî ücret açıklamaları, fındık-çay gibi tarım ürünleri için devletin vereceği taban fiyatlar, türlü teşvik ve indirim açıklamalarında hep bu El-AK-trick yöntemleri kullanılıyor.
Kendilerinden önce vatandaşların aydınlatma için gaz lambası kullandığını, ülkeye elektriği kendilerinin getirdiğini iddia eden, altı ışık okunun çıktığı bir ampülü logo edinen bir partideki işleyiş elektrikle çok bağlantılıdır diye düşünüyorum.
Okunuşu elektrik kelimesine benzeyen El-AK-trick yöntemini anlamak için, elektrikte kullanılan OHM Kanunu’na bakmak lazım. Şöyle bir formülü vardır:
Gerilim = AKım x Direnç (V= i x R)
Buradaki akım, “el-Aktrol”lerin hareketi ile oluşur. Yüksek gerilimlerden beslendikleri için AKım’ı arttırırlar. Gerilimi tırmandıracak her türlü direnç yükselmeleri de makbuldür. Alternatif akıma tabi oldukları için, akımın şiddeti ve yönü sürekli değişir. Kendilerine gönderilen işaret fişeği nereyi gösteriyorsa istikameti ona göre yenilerler. Birileri düğmeye basıyor, ardından akıyor akmakta olan. Bir oluyorlar, dir’oluyorlar ama neticede trollüyorlar.
El-AK-trick metodunun bir diğer önemli özelliği, söylediklerinin tersini yapmak ve yaptıklarının tersini söylemektir. Lafta ahlâk dersi verirlerken, rakiplerini küçümserler, hakaret ve küfürlerle haysiyet cellatlığı yaparlar, küçük çocuklara bile nefret dolu siyasî nutuklar attırıp gülerler.
Askeri, istihbari, siyasî, idarî ve bürokratik bütün güçlere sahip oldukları halde muhakkak yeni ortaya çıkan bir mağduriyet hikâyeleri olur. Her zaman mücadele ettikleri gizemli ve büyük bir düşman vardır. Tabiî, bu büyük düşmanlarla mücadele edebilmek için hürriyetlerden, hukuktan ve gerekirse de ekmekten fedakârlık etmeyi salık verirler.
Ecdat, ecdat diye ortalıkta dolaşıp, ecdattan kalan eserleri yağmalarlar, tarihî külliyeleri nargile kafe ve otoparka dönüştürürler, restorasyon adı altında yandaşlarına para aktarıp o eserleri tahrip ederler.
Ecdadın tarihini anlatan filmler çekerken tarihi gerçekler yerine bugünün siyasî durumlarına gönderme yaparlar.
Her fırsatta adaletten dem vururlar, ama ayyuka çıkan adam kayırma, rüşvet ve yolsuzluk iddialarının göbeğinde yer alırlar. Kesin delilleri olsun olmasın, kararname ile attıkları kişilerin bütün akraba ve taallükatını da cezalandırırlar.
***
Elektrik faturaları bir şekilde ödenir de, bu El-AK-trick’lerin ülkeye faturası nasıl ödenecek bilmiyorum...