"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ya doğru söylemek, ya da sükût etmek lâzım - Kapanması gereken kapılar - 31

Abdülbakî ÇİMİÇ
22 Temmuz 2024, Pazartesi
Yüce Rabbimiz “Allah’ın lâneti yalancıların üzerine olsun.”1 buyurur.

Bediüzzaman da “Ya doğru, ya sükût.” Yani, yol ikidir, üç değildir. Ya doğru, ya yalan, ya sükût değildir.”2 ifadeleriyle yalana kesin olarak yolu kapatmıştır. “İşte şimdi beşerin ortadaki dehşetli yalancılığıyla ve tezviratlarıyla emniyet-i umûmîyenin ve rû-yi zemin âsâyişlerinin zîr-ü zeber olması, kizble ve maslahatın sû-i istimâliyle olmasından, elbette o üçüncü yolu kapatmaya beşer mecbur ediyor ve kat’î emir veriyor. Yoksa, bu yarım asırda gördükleri umûmî harpler ve dehşetli inkılâplar ve sukutlar ve tahribatlar, başlarına bir kıyameti koparacak. Evet, her söylediğin doğru olmalı; fakat her doğruyu söylemek doğru değil. Bazan zarar verse sükût etmek... Yoksa yalana hiç fetva yok. Her söylediğin hak olmalı; fakat her hakkı söylemeye senin hakkın yok. Çünkü hâlis olmazsa sû-i tesir eder, hak, haksızlıkta sarf olur.”3

Yol iki kalmış olur

Acaba hâl-i âlem icrâatında cereyan etmekte olan bütün herc-ü merclerin; maslahat denilen o batıl özrün zıddına ve aleyhine olan şâhitliklerini niçin göremiyorsun?!.. Burada şu hususun da bilinmesi lâzımdır ki; örtülü bir târiz tarzında ve kinâyeli bir surette söylenen sözler kizbden sayılmamaktadır. Ve netice olarak, bu vaziyette yol iki kalmış olur:

1-Sükût... Çünki “Lâyelzemû minlüzûmî sıdgî küllü kavlin kavli küllü sıdgin” Yani: Söylenen her bir sözün illâ da doğru olmasının lüzûmu lâzım olmadığı gibi; her bir doğruyu da söylemek doğru değildir.

2-Ya da sıdk… Yani: Söylediği zaman, doğruyu söyleyip, yalan dememektir. (Yani, şayet sükûtun yeri kalmıyorsa ve bir kelâm etmek lâzım geliyorsa, doğru olandan gayrı bir şey söylememektir.)4

Netice olarak “Hülâsa, yol ikidir: Ya sükût etmektir; çünkü söylenilen her sözün doğru olması lâzımdır. Veya sıdktır; çünkü İslâmiyetin esası, sıdktır. İmânın hassası, sıdktır. Bütün kemalâta îsal edici, sıdktır. Ahlâk-ı âliyenin hayatı, sıdktır. Terakkiyatın mihveri sıdktır. Âlem-i İslâmın nizamı, sıdktır. Nev-i beşeri kâbe-i kemalâta îsal eden sıdktır. Ashab-ı Kiramı bütün insanlara tefevvuk ettiren, sıdktır. Muhammed-i Hâşimî Aleyhissalâtü Vesselâmı meratib-i beşeriyenin en yükseğine çıkaran, sıdktır.”5

İstikâmet şehidi Binbaşı Âsım Bey’in sadakâti

1935’lerde Eskişehir Mahkemesi’nin başlangıcı sayılan Isparta’da muhakeme olurken, ifadesi alındığı sırada vefat eden “İstikâmet şehidi Binbaşı Âsım Bey’in sadakâti ve dâvâsı uğruna yalan konuşmaması “Ya doğru, ya sükût” mesleğine sadakâtini gösteren bir mesele şöyledir: “Isparta’da istintak dairesinde gayet nâmuslu, müstakîm bir kardeşimiz olan mütekâid Binbaşı Merhum Âsım Bey isticvab edildi. Eğer doğru dese, Üstâdı’na zarar gelir ve eğer yalan dese, kırk senelik namuskârane ve müstakîmâne askerliğinin haysiyetine çok ağır gelir diye düşünüp, “Ya Rab, canımı al” diyerek on dakikada teslim-i rûh eyledi, istikâmet şehidi oldu. Ve dünyada hiçbir kânunun hatâ diyemeyeceği bir muavenet-i hayriyeye ve bir tasdike hatâ tevehhüm edenlerin çirkin hatâlarına kurban oldu.”6 Evet, Binbaşı Âsım Bey, Üstâdı Bedîüzzamân yerine şehit olmuştur. 1935 Nisan’ında Eskişehir hâdisesi dolayısıyla Isparta’da onun da sorgulaması yapılmak üzere mahkemeye celbedilmiş. Mahkeme koridorunda sorgulanmasını beklerken, ‘Herşeyi dosdoğru söylesem, belki sevgili Üstadıma zarar gelebilir, doğruyu söylemezsem yalana girme ihtimali vardır’ diye düşünerek, Cenab-ı Hak’tan o anda ruhunu teslim almasını niyaz etmiş ve hemen orada ruhunu Rahman’a teslim etmiştir.

Dipnotlar:

1- Âl-i İmrân Suresi: 61 

2- ESDE(Hutbe-i Şamiye), 2013, s.348 

3- ESDE(Hutbe-i Şamiye), 2013, s.348 

4- İşârât-ül İ’câz (Trc: Abdülkâdir Badıllı) 

5- Age, s.153 

6- Müdâfaalar, Eskişehir Mahkemesi [1935]

Okunma Sayısı: 1703
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı