Birinci Cihan Harbi’nde Ruslara esir düşen Teğmen Mehmet Arif Ölçen, Bolşevik İhtilâli’ni şöyle anlatıyor: “Bize kadar ulaşan “Türk İli Türk Dili” gazetesi, Kerensky hükümetinin düştüğünü yazıyordu. Yerine Bolşevik hükümeti geçmişti. Dört aydır Moskova tımarhanesinde kalan iki arkadaşımız geri geldi. Eski dengesizliklerinden hiçbir iz kalmamış gibi. Kerensky hükümetinin düştüğünü onlardan öğrendik.”1
Çarlık rejimi sona eriyor
Birinci Harb-i Umûmî’de Ruslara esir düşen Türk askerleri üzerinde Bolşevik İhtilâli’nin iktisadi neticeleri kaynaklarda şöyle ifade edilir.2 “Mart 1917’de başkentte yayılan grev ve sokak gösterileri, Rusya’da ‘Şubat Devrimi’ olarak bilinen bir ayaklanmaya dönüşmüştür. Ordunun bir kısmının da isyancılar tarafında yer alması hükümet güçlerini zor durumda bıraktığı gibi silahlı kalabalık kısa zamanda devlete ait önemli binaları ele geçirerek bakanların bulunduğu Marinski Sarayı’nı kuşatmıştır. İşin ciddiyetini anlayan Çar II. Nikolay’ın Petrograd’dan3 kaçmaya zoraki bırakılması, akabinde başkentin isyancıların eline geçmesiyle de devrimin gerçekleşmiş olduğu ortadadır.4 Ardından Rus Meclisi “Duma” üyeleri tarafından geçici bir hükümet yönetimi devralmıştır. Hükümet Başkanı Prens Lvov, Dışişleri Başkanı Miljukov, Adalet Bakanı Kerenski idi. Bu kişiler, Ekim (Kasım) 1917’de Bolşeviklerin iktidarı ele geçirmesine kadar iş başında kalmışlardır.5 12 Mart (O zamanki Rus takvimine göre 27 Şubat) Çarlık rejiminin sona erdiği ve ihtilalin kesinlikle galip geldiği gün olarak tarih sayfalarına geçmiştir.”6
Vaziyet gün geçtikçe kötüye gidiyor
Tarihî kaynaklara göre Bolşevik İhtilâli bile her şeyin iyiye gittiğini göstermiyor. Rusya’da vaziyet gün geçtikçe kötüye gitmektedir. Geçici Hükümet hiçbir kuvvet ve nüfuza sahip değildir. Asker ve işçi buhran içinde olup, Petersburg’da her gün gösteriler ve kanlı çarpışmalar cereyan etmiştir.7 Zira, Rus ekonomisi iflas etmiş durumdadır. Mali düzen karışık, bozuk ve adaletsizdir. Fabrikalar birbiri ardınca kapandığı gibi ürün fiyatları da buna istinaden artıyor, halk açlıkla pençeleşmektedir. Yalnız Mayıs ve Temmuz ayları arasında yaklaşık 439 fabrika kapanmıştır.8 Rusya’da pek çok yerde köylüler zenginlerin mallarını yağma etmiş ve meskenleri yakmışlardır.9 Geçici Hükümet ise, ülkeyi ekonomik buhrandan kurtarmanın yollarını arasa da, kurtarıcı olarak doğru dürüst bir politika üretemez hale gelmiştir. Neticede, Geçici Hükümet’in ömrü de olumsuz devam eden gelişmeler nedeniyle uzun sürmedi. “Barış” vaat eden Bolşeviklere destek her geçen gün arttı ve bu desteğin sonucunda 24-25 Ekim/6-7
Kasım 1917’de Bolşevikler bir hükümet darbesi ile Geçici Hükümeti devirerek iktidarı ele geçirmişlerdir.10
Dipnotlar:
1- Çarlık Rusya’sında Bir Türk Savaş Tutsağının Anıları, 2006 Ankara, s.141
2- Dr. Öğr. Üyesi Merve Üner, Balıkesir Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü
3- 1914 yılı Ağustos ayında başkent St. Petersburg’un adı Petrograd olarak değiştirilmiştir.
4- Ramin Sadıkov,“Şubat Devriminden Sonra Rusya’da İktidar Mücadelesi: Ekim Devrimi’ne Giden Yol” Ankara 2010, s. 102.
5- Selami Kılıç, Türk-Sovyet İlişkilerinin Doğuşu, Dergâh Yayınları, İstanbul 1998, s. 23.
6- Merve Üner, Dr. Öğr. Üyesi, Balıkesir Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü,
7- Kılıç, age., s. 26.
8- Sadıkov, agm., s. 102.
9- ATASE, A.6-12836, K.5232, D.33, F.32-2.
10- Bkz. Nadir Devlet, 1917 Ekim İhtilali ve Türk-Tatar Meclisi, Ötüken Neşriyat A.Ş., İstanbul 1998, s. 158-160.