Risale-i Nur’a uygulanan bandrol engeli 2014 Nisan’ında başlamış ve peşinden aynı yılın yazında çıkarılan torba kanunda devlet tekeli dayatılmıştı.
Buna karşı Yeni Asya olarak tek başımıza müthiş bir mücadele verdik ve 666 gün sonra neticeye ulaştık.
Önce CHP’nin AYM’ye götürdüğü devlet tekeli yüksek mahkeme tarafından iptal edildi, ardından risale basma ve basım izni verme yetkisini Diyanete veren kararnamenin yürürlüğü Danıştay’ca durduruldu.
Abdülmecid Nursî’nin kızı Saadet Hanımın verdiği muvafakatname ile de, isteyen herkesin, “aslına uygun olmak şartıyla” risale basabilmesinin önü açıldı.
Bu neticeye Yeni Asya’nın yoğun ve kararlı gayretleriyle ulaşıldı. (Bu vesileyle, o süreçte büyük emeği geçen Nureddin Tokdemir’i bir kez daha rahmetle analım.)
Bandrol engeli ve devlet tekeli badiresini aştıktan sonra yeni keyfîliklerle karşı karşıya kaldık.
Bu defaki adres cezaevleriydi.
Önce İzmir’deki bir cezaevinde Risale-i Nur’u yasaklama girişimi oldu. 27 Şubat’ta “Skandal” başlığıyla manşete taşıdık.
Aynı gün toplanan Ağır Ceza Mahkemesi, yasağı kaldırdı.
Aynı yılın Nisan ayı sonlarında ise bazı cezaevlerinde Yeni Asya’nın engellenmesi olayı gündeme geldi.
25 Nisan’da manşetten sorduk:
“Gazetemizin cezaevlerine girişi niçin engelleniyor?”
9 Mayıs manşetimizde uyardık:
“Cezaevinde gazete ve kitap yasal hak.”
29 Kasım 2018 manşetimiz:
“AYM: Tutuklu, ücretini verdiği yayını alabilir.”
Arada konuyla ilgili başka birçok haber yaptık. Yazı, yorum ve programlarımızda da konuyu sürekli gündemde tuttuk, takipçisi olduk, peşini bırakmadık.
Ayrıca başka girişimlerimiz de oldu.
Son olarak Avukatımız Mustafa Özbek CİMER’e yaptığı başvuruyla konuyu bir kez daha gündeme taşıdı.
Ve Nisan-2017’den bu zamana kadarki süreçte bu mesele için hep suskun kalan ve bu sessizliği farklı spekülasyonlara da yol açan Adalet Bakanlığı ilk defa ses verdi ve Özbek’e bir açıklama gönderdi.
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nden gelen bu açıklamanın özünü teşkil eden mesaj 24 Temmuz sürmanşetimizde şöyle duyuruldu:
“YENİ ASYA’YA YASAK YOK”
“Cezaevlerindeki keyfî uygulamaları CİMER üzerinden sorduğumuz Adalet Bakanlığı’ndan gelen cevap: Yeni Asya ve neşriyatı hakkında bir yasaklama kararı söz konusu değil.”
Bu cevap da Yeni Asya’nın hukuk içinde müsbet hareket, sabır ve kararlılıkla verdiği mücadelenin bir neticesi.
Dileğimiz, Bakanlığın bu cevabından sonra, bütün cezaevlerindeki keyfî uygulamalara tamamen son verilmesi.
Hükümlü ve tutukluların Risale-i Nur ve Yeni Asya taleplerinin hiçbir engelleme çıkarılmadan karşılanması.