Yaşadığımız asır masumlara, özellikle de kadın ve çocuklara yönelik şiddetin her türlüsünün uygulandığı cahiliye dönemi gibi. Gönüllere manevî bir yasaklayıcı yerleştirmeden yapılmaya çalışılan kanunî düzenlemelerle bu vahşetin önünün alınması mümkün değil. Üniversite mezunu zalimleri görünce “oğlum paşa olmuşsun, adam olamamışsın” misali  eğitimin tek başına yeterli olmadığı anlaşılıyor. Sağlam köklü bir ahlâkî eğitim şart!

Değil inançsız insanları, bir çok Müslüman’ı da  önüne katıp savuran bu dehşetli asırda ahir zamanın “derin fitne”leriyle dolu fırtınalarında insan kalabilmek zor. Böyle bir ortamda hayvanî duyguları terbiye etmek, ulvî duyguları geliştirmek emek istiyor, ama mükemmel insan olabilmek de bu gayrete bağlı. 

DUYGU KONTROLÜ

Bütün Peygamberler insanın fıtratına yerleştirilmiş, sınır konulamayan kuvve-i gadabiye, kuvve-i akliye ve kuvve-i şehe- viye gibi duyguları terbiye etmek için gönderilmişler. Bu duyguları kontrol edip  eğitebilmek insanı hayvanlardan ayıran en temel özellik. 

İslâm bir şefkat medeniyeti. Ümmetine karşı çok merhametli olan Peygamberimizin (asm) kadınların hukuku noktasında da çok hassas olduğu bütün kaynaklarda yer alır. Onun hanımlarıyla olan muhabbet ve hürmete dayalı iletişiminden Ahzab, Hucurat, Tahrim Sûreleri’nde de söz edilir. 

Efendimiz (asm) hayatı boyunca bir tek hanımına şiddet, sert sözlü davranmamış, en ufak bir sıkıntı oluşturabilecek cümle kullanmamıştır. 

KRİSTALLER KIRILMASIN

Peygamber Efendimiz (asm) kadınları kristale benzetiyor. Üzerinde tefekkür edilmesi gereken ilginç bir benzetme değil mi? Çok çabuk kırılan, şeffaf ve  ışığın yedi rengini en güzel şekilde yansıtan, kesilip şekil verilmesi sair camlara göre zor bir maddedir kristal. Develeri hızla koşturan bir sahabeye üzerlerinde hanımları taşıdığını hatırlatıyor ve “Yavaş ol. Üstünde kristalleri taşıyorsun, kırılacak” diyor. 

Peygamberimiz (asm) yine başka bir hadisinde, eve geldiğinde aile fertlerinin korkudan nereye saklanacağını bilemedikleri aile reisini “hayırsız” olarak ifade ediyor. 

Bunlar İslâm’da kadına, aileye verilen değeri gösteren çok önemli ifadelerden sadece bir kaçı. 

Hz. Ömer’in de (ra) İslâmiyet’te kadının haklarıyla ilgili çok ilginç bir tesbiti var: “Biz Hz. Peygamberin (asm) zamanında yaşarken kadınlar hakkında bir şey sormaktan, kadınlara bir şey yapmaktan korkardık. Çünkü ne zaman kadınlar hakkında bir şey sorsak anında âyetler iner ve inen âyetler de hep kadınların lehinde olurdu” diyor. 

Bunlar o dönemde sahabelerin kadınlara yaklaşım tarzını anlatan çok net ifadeler.

KONTROLSÜZ DUYGULAR TEDAVİ EDİLİR

Bugünkü medeniyet, öfkeli insanları tedavi edilmeleri gereken fertler olarak görüyor. Çünkü aile içi şiddet olaylarında ya da kişiler arası öfkeye yenilgi durumlarında ortaya çıkan hukukî dâvâlar  mahkemeye aksettiğinde hâkimler tarafından verilen bir ceza var: Öfke kontrol eğitimi almak… Öfkesine mağlûp olup suç işleyen kişilere hâkimler çoğu zaman öfke kontrol eğitimi kursuna gönderiyorlar. Yani duyguları kontrol edebilmek, yerinde ve dozunda kullanabilmek noktasında bir eğitim cezası veriyorlar. 

HÜLÂSA

Aslında öfke kontrol eğitimini köklü bir şekilde peygamberler veriyor. 

Ahirzamanın fitnelerinde insan kalabilmenin yolu, yüz şehit sevabını kazandıran Hatemül Enbiya Peygamberimizin (asm) sünnetine uymaktan geçiyor!