"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Teberrûlarımızı zekâtla sınırlamayalım!

Süleyman KÖSMENE
20 Mart 2025, Perşembe
Her Bir Kuruş, Bir Kuruş Değildir

Kemiyetle keyfiyet aynı şeyler değildir. Her bir kuruş bir kuruş değildir. Bazı bir kuruşlar adı üstünde bir kuruş etmezler. Bazıları da cihan değer değere sahiptirler. Kemiyeti aynı olsa da, keyfiyeti farklıdır. 

Bazen elimizdeki son kuruş olarak, başka şeylerden kısarak, büyük feragat ile verdiğimiz bir kuruş bize, bir mabet sevabı kazandırabilir. 

Kanunî Sultan Süleyman, Süleymaniye Camii’ni yaptırdıktan sonra gördüğü bir rüyada, mahşerde koca camiin bir kova ayranla tartıldığını görür. Araştırır, öğrenir ki, cami inşaatı esnasında fakirce bir kadının getirip işçilere ikram ettiği “bir kova ayran”a Allah katında bir mabet sevabı yazılmıştır. 

Allah’a verme konusunda kendi imkanlarımızı sıkı gözden geçirmeliyiz. Niyetimizi büyük ve geniş tutmalıyız. Allah’tan isterken elimizi dar tutmamalıyız. Allah’ın kerem gösterdiği bu mübarek ayda kerem sahibi olmalıyız.

Teberrûlarımızı zekâtla sınırlamamalıyız. İmkanımızı yoklayıp daha fazlasını vermeye gayret etmeliyiz. Belki birçok şeyden kısarak verdiğimiz o fazlası, bize bir dersane, bir külliye, bir mabet sevabını külliyen kazandıracaktır. “Kim Allah’a güzel bir borç verirse, Allah bunu kat kat fazlasıyla öder. Daraltan da, genişleten de Allah’tır.”1 ayeti bize imkanımız ölçüsünde fazlasını vermemizi emrediyor.    

Çünkü bu yol batak bir yol değildir. Verenin kat kat fazlasını bulduğu bir yoldur. 

Nice bataklara paramız gitmiyor mu?

BU TİCARETİ KAÇIRMAYALIM 

Hizmetlerimiz bizim asıl işlerimiz, dersanelerimiz asıl mekânlarımızdır. Bizim kendi evimizden daha esaslı evlerimiz. Biz buraları ihya etmez isek, ihtiyaçlarını karşılamaz isek, kim ihya edecek, kim buraların ihtiyaçlarını görecek?

İçinden geçtiğimiz bu kerem ayında, rahmet ayında, lütuf ayında buraların ihtiyaçları kalmamalı! Ay çıktığında buraların da ihtiyaçları çıkıp gitmeli. İhtiyaçlarını görüp, kardeşlere, “buyurun kardeşler; hizmet edin!” diyebilmeliyiz. Ve böylece, biz olmasak da, biz görmesek de, biz orada hizmet etmesek de, orada yapılan hizmetlerden yüzde yüz hissedar olabilmeliyiz. 

Bir taşını da biz alıp, hizmetlerinin tamamına, sevaplarının yekûnuna hissedar olmak az bir netice midir?  

Gelin, bu büyük ticareti kaçırmayalım. Ve Üstad Hazretlerinin şu duasına mazhar olalım inşallah: “Sizler kaldıkça ben yaşıyorum diye, mevte dostane bakıyorum. Ecelimi telaşsız bekliyorum. Allah sizden ebeden razı olsun. Âmin. Âmin. Âmin.”2

Bu fırsat her zaman önümüze açılmaz, her zaman ele geçmez.      

Az Çok Demeyelim

İmam-ı Gazalî diyor ki: “Az bir mal, bereketli olunca, çok kimsenin rahat etmesine, çok iyi işlerin yapılmasına vesile olur. Bereketli olmayan çok mal vardır ki, sahibinin dünyada ve ahirette felâketine sebep olur. O hâlde malın çok olmasını değil, bereketli olmasını istemelidir.”

On Dokuzuncu Mektup’ta az malın bereketle çok hükmünde olduğu ile ilgili çok hadis rivayetleri vardır. Mesela Hendek savaşında Hazret-i Cabir (ra) bir keçi oğlağını kesip yemek yaparak Peygamber Efendimiz’i (asm) davet etmişti. Peygamber Efendimiz (asm) ordu ile geldi. Ve tüm ordu o az ama bereketli yemekten yediler ve doydular. 

Hazret-i Cabir (ra) bu olayı aynen şöyle anlatıyor: “O gün yemek, hanemde pişirildi. Bütün bin adam o sâ’dan, o oğlaktan yediler, gittiler. Daha tenceremiz dolu kaynıyor, daha hamurumuz ekmek yapılıyor. O hamura, o tencereye mübarek ağzının suyunu koyup bereketle dua etmişti.”3

Bu ay az çok demeden vermeye gayret edelim ki, üzerimizde dönen büyük berekete -inşallah- hissedar olalım.

Dipnotlar:

1- Bakara Suresi: 245.

2- Kastamonu Lahikası, s. 44.

3- Mektubat, s. 115; Buharî, Mağâzî: 29; Müslim, Eşribe: 141; el-Hâkim, el-Müstedrek, 3:31; Ali el-Kari, eş-Şifâ, 1:290; Kenzü’l-Ummal, 12:409, 424.

Okunma Sayısı: 389
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı