Rahim Bey: “Allahümme la tuhricnâ mineddünya illa ma’a-ş-şehadeti ve’l-iman” duası namazda Rabbena sırasında yapılır mı? Tazarru ve niyazda var.”
Namaza Devam Etmek
Dua mü’minin gücüdür, silahıdır, sığınağıdır, melceidir, istinadgâhıdır, dayanağıdır, yitik malıdır. Ancak her şeyde olduğu gibi, duada da bir denge lazımdır. Bazı hususları mübalağa ile öne alıp, bazı hususları atlamak ya da ikinci dereceye bırakmak isabetli olmayabilir. Sünnetteki dengeyi hayatımıza kurduktan sonra endişe etmeye gerek yoktur. Namaz İlahî bir kuledir. Her yanını vahiy doldurmuştur. Namazı sünnete uygun kıldığımızda bütün endişelerimize kifayet edecek duamızı da yapmış oluruz. Yoksa duamızda muvazene kaybolabilir.
Mesela, dünyadan imanla çıkmak istiyoruz. En makul ve en yerinde bir istektir. Fakat sadece bunu istediğimizde, bu, mahşerdeki sorgudan geçeceğimiz manasına gelmez. Ama Sahib-i şeriat namaza öyle bir metin koymuştur ki, eli hem ölüme, hem mahşere ulaşıyor. Namaz kulesine imanla ölmekle ilgili duayı zımnen koymuştur. Bize düşen, onunla iktifa etmek ve namaza devam etmektir.
İbadetimizin bütünü duadır. Namazımızın bütünü duadır. Tesbihatımızın bütünü duadır. Derslerimizin bütünü duadır. Hizmetlerimizin bütünü duadır.
İşlerimizin, şahsî ve sosyal hayatımızın, alıp verdiğimiz nefeslerimizin bütünü (diyelim mi) dua (olmalıdır diyelim en azından). Belki burada sıkıntılar vardır. Aslında bir gayret, bir rahmet, bir inayet, belki bunu da aşabiliriz!
Cami Dualar
Namazda okuduğumuz Fatiha Suresinde “ihdinassıratal-Mustakim. Sıratallezine en’amte aleyhim gayr’il-mağdubi aleyhim veleddallîn. Âmin!” duası vardır ki, her duadan camidir, geniştir, her muradımıza yeter! Rükû ve secde hallerinin, burada okuduğumuz tesbihatların, teşehhüt halinin ve burada okuduğumuz selam ve salâvatların bize verdiği mensubiyet her duaya bedeldir.
Son teşehhütte salâvatlardan sonra sünnet olarak yaptığımız münacat ve dualar (Kur’ân’dan iktibasen yaptığımız Rabbenâ duaları) keza geniştir, camidir ve kafidir. Dünyadan kelime-i şehadetle ve imanla çıkmayı ve kabre imanla girmeyi de içine alır. Çünkü bütün bunlar hasenattır ve mağfirete mebnidir.
Yani Rabbena metniyle yaptığımız, “Rabbimiz! Bize dünyada da, ahirette de hasenat ver! Bizi Cehennem ateşinden koru!” duası dünyadan imanla çıkma isteğini de zımnen ihtiva eder. Keza, diğer bir Rabbenâ duasıyla yaptığımız, “Rabbimiz! Beni, annemi, babamı ve bütün Mü’minleri yevmü’l-mahşerde mağfiret eyle!” duası en cami dualardan birisidir. Hem kendimizin, hem anne ve babamızın, hem de bütün ehl-i imanın mahşer gününde mağfirete mazhar olması isteği, ölümden mahşere hepimize yeter.
Son Teşehhüt Duaları
Bu ve buna benzer dualar, doğrudan Kur’ân’dan alınmış olarak, her kaygımıza kifayet derecesinde namazda mevcutturlar.
Namazda son teşehhütte selamdan önce olmak kaydıyla, “Allahümme latuhricnâ mineddünya illa ma’a-ş-şehadeti ve’l-iman” (Allah’ım! Kelime-i şehadeti söyletmeden ve imanlı olmadan beni dünyadan çıkarma!) duasını da yapabiliriz. Namazı bozmaz.
Ancak bu son duamız, önceki dualarımızda münderiçtir. İçinde vardır. O dualara devam ettiğimiz müddetçe inşallah dünyadan kelime-i şehadetle ve imanla çıkmamız konusunda sıkıntımız olmaz.
Namazda sünnet olan dualar ölümden ötesine de ulaşıyor. Hasenat isteği, nar-ı Cehennem’den kurtulma isteği, mağfiret isteği Cennet’e kadar bize lazımdır. Sadece ölüm anına yoğunlaşıp, ölümden sonraki hayatı atlamak isabetli olmayabilir
Öte yandan, bu ve buna benzer daha birçok duamızı namazın akabinde, namaz dışında da yapabiliriz. Seher vakitlerinde de, başka dua vakitlerinde de yapabiliriz. Çünkü hepsini namaza koyduğumuzda namazı zorlaştırmış oluruz. İmam olsak arkamızda cemaat kalmaz. İmam olduğumuzda sünnet olan, namazı uzatmamaktır.
Böyle duaları namazda yapmak istiyorsak, bunun için şahsî kıldığımız sünnet namazları tercih etmemiz daha efdal olacaktır.