Fikret Çalışkan: “Allah, meleklerden de resûller seçer, insanlardan da.”1 ayetinden ne anlamalıyız?
Seyyidü’l-Melaike
Meleklerden insanoğluna gelen elçi olarak sadece Cebrail’i biliyoruz. Yani İslam’ın hemen her emrinde, her yerinde Cebrail’in (as) izini görmek mümkündür. Belki o nedenle bir elçi melek olarak Cebrail’in (as) adını çok sık duyarız.
Cebrail (as) meleklerin en üstünüdür. Allah’a en yakındır. Kendisine “Meleklerin Efendisi” manasında “Seyyidü’l-Melaike” denmiştir. Dört büyük melekten birisidir. Peygamberlere vahiy getirmekle görevlidir. Cebrail’e (as) “güvenilir” manasında “El-Emin” veya “Cibril-i Emin” de denmiştir.
Ayetlerde geçen Ruhu’l-Emin veya Ruhu’l-Kudüs, ya da Ruh, Cebrail’den (as) başkası değildir. “O’nu (Kur’ân’ı) Ruhu’l-Emin indirdi.”2, “O’nu ruhu’l-Kudüs indirdi.”3, “O gece melekler ve Ruh, Rablerinin izniyle, her türlü iş için iner dururlar.”4
Bir İş, Bir İşe Mâni Olmaz
“Allah hem meleklerden hem insanlardan peygamberler seçer.”5 Ayetinde geçen meleklerden seçilen elçi en başta Cebrail’dir (as). Nitekim Cebrail (as), her peygambere bir tebliğ elçisi olarak gelmiştir. Cebrail (as) ile Peygamber arasında başka bir aracı olmamıştır.
Cebrail (as) aynı zamanda sayısız meleklere, sayısız yerlerde, Allah’ın sayısız emirlerini tebliğ etmekle de görevlidir. Bu da bir elçiliktir.
Nitekim Bediüzzaman buyurur ki: “Hazret-i Cebrâil Aleyhisselâm, Dıhye sûretinde huzur-u Nebevîde bulunduğu bir anda, huzur-u İlâhîde, haşmetli kanatlarıyla Arş-ı Âzamın önünde secdeye gider. Hem, o anda hesabsız yerlerde bulunur, evâmir-i İlâhiyeyi tebliğ ederdi. Bir iş, bir işe mâni olmazdı.”6
“Hesapsız yerlerde evamir-iİahiyeyi tebliğ”, elçilikten başka bir şey değildir. Demek anlaşılıyor ki, Hazret-i Cebrail’in (as) bu görevi devam ediyor.
Elçi ve Resul Melekler
Hac suresinde Allah’ın, meleklerden de insanlardan da resûller seçtiğini; Fatır Suresinde de bütün meleklerin ikişer, üçer dörder kanatlı elçiler7 olduğunu okuyoruz.
Fahrettin-i Razi tefsirinde der ki: “Bu ayetle, Ademoğullarına elçi olarak gönderilen meleklerin kastedilmiş olması mümkündür. Bunlar da, Cebrail, Mikâil, İsrafil, Azrail ve Hafaza melekleri, gibi büyük meleklerdir.”8
Elçilik Allah’ın emirlerini tebliğ etmek olduğuna göre, Azrail’in (as) eceli gelen insanların ölüm emrini kendi avanesi olan, yani emirleri uygulamakla görevli meleklere bildirmesi bir nevi elçilik oluyor. Mikail’in (as) tabiat kanunlarını uygulamakla ilgili tekvinî emirleri kendi avanesi olan meleklere bildirmesi bir nevi elçilik oluyor. İsrafil’in (a), su’r üfleyerek, Bediüzzaman’ın ifadesiyle “ezan okuyarak”9 kıyamet vaktinin geldiğini bütün kâinata ilan etmesi bir nevi elçilik oluyor. Bediüzzaman, “İsrafil’in ezanını fecr-i haşirde işitip ‘Allahu ekber” diyerek kalkacağım.”10 Der.
Keza elçilik temelinde çok çeşitli görev tanımlarıyla yer yüzüne inen meleklerin de bulunduğunu Resulullah (asm) ifade ediyor. Bunların kimisi insanları imtihan ederler, kimisi yardım ederler. Keza İlahî tebliğleri melekler arası ileten elçi melekler olabileceği gibi, kâinatın aksamı üzerinde müekkel meleklere kendi görevleriyle ilgili emir ve talimatları ileten elçi meleklerin bulunması da söz konusu olabilir.
Dipnotlar:
1- Hac Suresi: 75 2- Şuara Suresi: 193
3- Nahl Suresi: 102 4- Kadir Suresi: 4
5- Hac Suresi: 75 6- Sözler, s. 223
7- Fatır Suresi: 1 8- Tefsir-i Kebir, Hac Suresi Tefsiri
9- Sözler, s. 238 10- Sözler, s. 238