Mevlüt Bey: “Vakit namazlarında farzlarda imama sonradan yetişen namazını nasıl tamamlar? bÜtün vakitlere ve rek’âtlere göre tarif eder misiniz?”
CEMAAT NAMAZINA YETİŞME
Namazı cemaatle kılmak sünnet-i müekkede hükmünde1 bir şeairdir.2 Bu yüzden cemaate geç de kalsak, yetişebilecek durumdaysak yetişmemiz evlâdır.
Cemaatle namazda imama sonradan yetişen ve namazın bir veya birkaç rek’âtini imamla kılmayan birisi, kılmadığı kaç rek’ât varsa hepsini, imam selâm verdikten sonra sıra ile ve tek tek kazâ yapar. Kazâ yapmaktan kastımız, kılınmayan rek’âtlerde ne varsa, arttırmaksızın ve eksiltmeksizin kendisinin de okuyarak namazını tamamlamasıdır. Yani imamın seslice veya gizlice okuduğu Fâtihâ ve zamm-ı sûreyi kendisi sessizce okur. Ve namazını tamamlar.
İmama herhangi bir rek’âtin en geç rükûunda –imam rükûdan doğrulmadan- yetişen kimse o rek’âti imamla birlikte kılmış sayılır. İmam selâm verinceye kadar namazda imama uyar. İmam selâm verince, kendisi selâm vermez, ayağa kalkar ve kılmadığı rek’âtleri sıra ile kılar.
MUHTELİF ÖRNEKLER
- Sabah namazının farzının ikinci rek’âtinde imama uyan kimse, imamla berâber son oturuşta yalnız “Et-Tahıyyâtü” duâsını okur, bekler. İmam selâm verince kendisi ayağa kalkar ve kılmamış olduğu birinci rek’âti kılar. Bu durumda birinci rek’âtte ne okuması gerekiyor idiyse okur. Çünkü kıldığı bu rek’ât kazâdır. Yani “Sübhâneke”yi okur, ardından “Eûzü ve Besmele” çeker, ardından Fâtihâ Sûresini ve zamm-ı sûreyi okur. Rükû ve secdelerle birlikte son oturuşunu yapar, “et-Tahıyyâtü’yü, Salâvatları ve Rabbenâ Âtinâ’yı” okur ve selâm verir.
- Akşam namazının son rek’âtinde imama uyan kimse; imam selâm verince kalkar ve kılmadığı ilk iki rek’âti sıra ile kılar. Kıldığı bu iki rek’ât kazâ olduğundan; her rek’âtte ne okuması gerekiyorsa okur. Meselâ birinci rek’âtte okuması gereken Sübhâneke’yi, Eûzü ve Besmele’yi, Fâtihâ Sûresini ve zamm-ı sûreyi okur, rükû ve secde yapar, ilk oturuşunu yapar. Bu onun ilk oturuşu olduğundan sadece “et-Tahıyyâtü”yü okur ve ikinci rek’âte kalkar. Burada Besmele çeker, Fâtihâ Sûresini ve zamm-ı sûreyi okur. Ardından rükû ve secde yapar, son oturuşunu yapar. Son oturuşta okuması gereken “et-Tahıyyâtü’yü, Salâvatları ve Rabbenâ Âtinâ” duâlarını okur ve selâm verir.
- Dört rek’âtli namazın ikinci rek’âtinde imama uyan kimse, imam selâm verdikten sonra kalkar ve kılmadığı birinci rek’âtin kazâsını yapar. Bu esnada birinci rek’âtte ne okuması gerekiyor idiyse hepsini sıra ile okur.
- Dört rek’âtli bir namazın üçüncü rek’âtinde imama uyan kimse, son iki rek’âti imamla kılmış olmaktadır. Teşehhütten sonra imam selâm verince kalkar ve sıra ile ilk iki rek’âtin kazasını arada oturmaksızın peş peşe yapar. Bu esnada okuması gereken duâ ve sûreleri okur.
- Dört rek’âtli bir namazın dördüncü rek’âtinde imama uyan kimse imam selâm verince kalkar, birinci rek’âti, okuması gereken duâ ve sûreleri okuyarak kılar, rükû ve secdeyi yapar ve sonra oturur. Bu onun ilk oturuşudur ve bu oturuşta yalnız “et-Tahıyyâtü”yü okur. Ardından hemen kalkar, ikinci ve üçüncü rek’âtleri peş peşe, arada oturuş yapmaksızın kılar. Bu rek’âtlerde okuması gereken duâ ve sûreleri okur.
REK’ÂT SIRALARI NASIL BELİRLENİR?
İmamla kıldığı son rek’âti kendisi –o rek’âtte yetiştiğinden- birinci rek’ât sayar; imamdan sonra kendisi, kendisine göre ikinci rek’âtı kılınca teşehhüde oturur. İmamla birlikte zorunlu olarak teşehhüde oturmuş olmasını nazara almaz.
Cemaate sonradan yetişen kimse, imam açıktan okumaya başlamışsa Sübhâneke’yi okumaz, imamı dinler. Sübhâneke’yi imamın kıraatinin âyet aralarında imam okuma yapmazken okur. İmam gizli okuyorsa Sübhâneke’yi okur.
Dipnotlar:
1- Müslim, Mesâcid, 255; Nesâî, İmamlık, 50.
2- Sözler, s. 183.