"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman Isparta’da sizi bekliyor

Süleyman KÖSMENE
11 Mayıs 2017, Perşembe
Her sene Mayıs ayı geldiğinde Isparta’da bir kutsi heyecan yaşanır. Ömrünün yaklaşık dörtte biri Isparta topraklarında geçen Bediüzzaman Hazretleri’ni anma, duâ etme, ona vefa borcunu bir nebzecik de olsa ifa etme heyecanı!

Isparta Nur Talebeleri’nin bu çerçevede bu sene düzenledikleri Mevlid-i Şerif, 14 Mayıs 2017 Pazar günü öğle namazından sonra Isparta Terminal Camii’nde gerçekleşecek inşallah. Başta Peygamber Efendimiz (asm), ashab-ı güzin, bütün evliya ve ulema olmak üzere asrımız Büyük İslâm Âlimi Bediüzzaman Said Nursî’nin aziz ve mutahhar ruh-u pakleri inşallah bu mevlid-i şeriften yapılan duâdan ve hizmetten hissedar olacaklar.  

Mevlid-i Şerife bütün okuyucularımız dâvetlidirler. 

BEDİÜZZAMAN ISPARTALIDIR       

Isparta, Bediüzzaman Hazretleri’nin Bitlis’ten sonra ikinci memleketidir. Bediüzzaman, Isparta’da 18 sene ikamet eylemiş ve Risale-i Nur güneşi Isparta’da tulu etmiştir. 

Kendisi Isparta’ya olan yakınlığını şöyle anlatıyor:

“Ben üç cihetle Ispartalıyım. Gerçi tarihçe ispat edemiyorum; fakat kanaatim var ki, İsparit nahiyesinde dünyaya gelen Said’in aslı buradan gitmiş. Hem Isparta vilâyeti öyle hakikî kardeşleri bana vermiş ki; değil Abdülmecid ve Abdurrahman, belki Said’i onların her birisine maal-memnuniye feda eylerim.”1

 Araştırmalar, hem Hz. Hasan Efendimiz’e (ra), hem Hz. Hüseyin Efendimiz’e (ra) dayanan Bediüzzaman’ın pak aslının, vaktiyle İslâm topraklarından Isparta’ya, Isparta’dan Bitlis’e intikal ettiğini gösteriyor.  

 Devlet Bediüzzaman’ı Isparta’ya sürgün ederken, Isparta’nın Bediüzzaman için ehemmiyetinin farkında değildi. Ama şimdi anlaşılmış oluyor ki, böyle bir sürgünle Bediüzzaman ana yurdundan ata yurduna intikal etmişti.  

O günlerde Bediüzzaman’a yaklaşan yanıyordu! Soluğu önce karakolda, sonra işkence odasında, ardından ya hapishanede, ya da mezarlıkta alıyordu!

ISPARTA’DA BİNBAŞI ASIM BEY     

Isparta denir de Binbaşı Asım Bey’den bahsetmeden olur mu? Sidre’den hayalen de olsa su içmeden geçilir mi?   

1925 Yılında Bediüzzaman Burdur’da kaldığı kısa süre içinde Binbaşı Asım Bey gibi bir kahraman kendisini tanıyor. Ölümüne bir tanıma!

Bediüzzaman daha sonra Burdur’dan Isparta’ya, Isparta’dan Barla’ya sevk ediliyor. Ama bu ayrılık Binbaşı Asım Bey için gayrılık getirmiyor.  

Kendisini birdenbire bir Nur Deryası’nda bulan Binbaşı Asım Bey, bunun hesabını çok çetin ödüyor. 1935 yılında Isparta sorgu hâkimliğinde sorgulanırken sırf yalan söylemekten kaçınmak ve Üstadına zarar vermemek için, “Ya Rab! Canımı Al!” diyerek ruhunu teslim ediyor. 

Korkunun dağa taşa sindiği günlerdir. Binbaşının cenazesini yıkayacak korkudan kimse çıkmıyor, cenazesini mübarek hanımı Nigâr Hanım yıkıyor, cenaze namazını da Isparta Ulu Camii’nde 5-6 kişinin katıldığı bir cemaat kılıyor. Isparta Alâeddin Mezarlığı’na tevdi ediliyor. 

ISPARTA’DA OSMAN-I HALİDÎ      

Sikke-i Tasdik-i Gaybi’de Bediüzzaman’ın kendisinden bahsettiği2 Başkazalı Osman-ı Halidi, Nakşî tarikatının Halidi kolunun şeyhlerinden. Isparta’daki dergâhında kırk günde bir defa yemek suretiyle riyazette bulunuyordu. Bediüzzaman’ın doğduğu aynı sene olan 1292’de vefat etmiştir. Vefat etmeden önce talebelerine, “Evlâtlarım! İmanı kurtaran bir müceddid çıkacak. Bu sene tevellüt etmiştir. Benim dört oğlumdan birisi onun elini öpecektir.’” diye haber veriyor.

Bediüzzaman, Isparta’ya geldiği yıllarda, içme suyunu Sidre’den aldırmak suretiyle, Osman-ı Halidi’nin adeta ruhunu taziz ediyor.

Isparta’dan bahsedince bu zevat-ı alişanı hatırladık. Ruh-u paklerine binler Fatiha!

HAZIRLAYANLARI TEBRİK EDİYORUZ 

Mevlidi tertip eden Isparta Yeni Asya Temsilciliğini tebrik ederken, katılımın mümkün olan en üst düzeyde olması için hepimize gayret düşüyor. 

Duâ her yerden gider. 

Ama unutmayalım: Bediüzzaman’ın, Binbaşı Asım Beyin ve saff-ı evvel Nur Talebeleri’nin teneffüs ettikleri havayı teneffüs ederek, yaşadıkları ve hizmet ettikleri beldeleri görerek duâ etmenin feyzi bir başkadır!

Dipnotlar:

1- Şuâlar, s. 263; Tarihçe-i Hayat, s. 371. 2- Sikke-i Tasdik-i Gaybî, s. 10.

Okunma Sayısı: 5934
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı