düflmanlarna gö¤üs germifltir. Nur kahramanlarnn ha-
neleri müteaddit defalar arand¤ ve kendileri defalarca
hapislere atlarak orada fliddetli azaplar ve skntlar
çektirildi¤i hâlde, elmas kalemleriyle Risale-i Nurun bu
kadar senedir naflirli¤ini yapmfllardr. stedikleri takdirde
dünya nimetleri kendilerine yâr oldu¤u hâlde, her türlü
flahsî, dünyevî rütbelerden, varlklardan feragatle, ömür-
lerini Risale-i Nurun hizmetine vakfetmifllerdir.
Acaba, Risale-i Nur fiakirtlerindeki bu cehd ve kuvve-
tin, bu feragat ve fedakârl¤n ve bu derece sebat ve sa-
dâkatin sebebi nedir? diye bir sual sorulursa, bu sualin
cevab muhakkak ki flu olacaktr
:
Risale-i Nurdaki cerh edilmez yüksek hakikatler,
iman hizmetinin yalnz ve yalnz rza-i lâhî için yaplma-
s ve Bediüzzaman Hazretlerinin azamî ihlâsdr.
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, Barlada sekiz se-
ne kadar kalmfltr. Ekserî zamanlarn krlarda, ba¤ ve
bahçelerde geçiriyordu. ki-üç saat kadar uzaklktaki ten-
ha da¤lara veya ba¤lara çekilir, Nur risalelerini telif eder;
bir taraftan da telif etti¤i risaleler Isparta ve havalisinde
el yazsyla istinsah edilip kendisine gönderildi¤inde,
bunlar tashih ederdi. Bir gün içinde hem tashihat yapar,
hem gidip gelme dört-befl saat süren yerlere yaya olarak
gider, hem ayn günün üç-dört saatini telifata hasreder
ve hem de çok zaman yeme¤ini kendisi hazrlard. O za-
manlarda krk yerde, risaleler, Risale-i Nura müfltak ilk
talebeler tarafndan el yazsyla ço¤altlyordu. Üstat bu
kitaplar srtna yüklenir; da¤, ba¤ veya krlara kadar
TARHÇE- HAYATI
| 261
B
ARLA
H
AYATI
müteaddit:
ço¤alan, çok, birçok,
türlü türlü, çeflitli, birden fazla.
nimet:
servet, varlk.
rza-y lâhî:
Allahn rzas, hofl-
nutlu¤u.
rütbe:
sra, derece, mertebe, pa-
ye.
sebat:
kararl olma, kararndan
vazgeçmeme, azimlilik.
sual:
soru.
flahsî:
flahsa ait, kifliye, kendine
ait, flahsla ilgili, hususî.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
talebe:
ö¤renciler, tahsil görenler.
tashih:
düzeltme, daha iyi ve da-
ha do¤ru hale getirme, yanlfln
giderme.
tashihat:
düzeltmeler, tashihler.
telif:
kitap yazma, eser ortaya
koyma.
telifât:
telifler.
tenhâ:
sessiz, bofl, ssz.
azamî:
en fazla, en çok, niha-
yet derecede.
azamî:
maksimum.
azap:
eziyet, iflkence.
cehd:
azim, gayret, fedakâr-
lk.
cerh:
reddetme, iptal etme.
ekserî:
ço¤u zaman, çok defa,
ekseriyetle.
elmas:
çok de¤erli.
fedakâr:
kendini veya flahsî
menfaatlerini hiçe sayan, fe-
da eden.
ferâgat:
hakkndan isteyerek
vazgeçme.
hakikat:
gerçek, hayalî olma-
yan, görülen, mevcut olan, bir
fleyin asl ve esas.
hane:
ev, mesken, beyt, ika-
met edilen yer.
hasr:
yalnz bir fleye mahsus
klma, yalnz bir fleye kullan-
ma.
havali:
etraf, çevre, civar, yö-
re, dolay.
hazret:
sayg, ululama, yü-
celtme, övme maksadyla
kullanlan tabir.
hizmet:
bu flekilde yaplan ifl,
vazife, memuriyet.
ihlâs:
bir ifli, bir ameli, baflka
bir karfllk beklemeksizin, srf
Allah rzas için yapma.
iman:
inanma, inanç, itikat,
tasdik.
istinsah:
nüshasn yazma,
örne¤ini çkarma, kopya et-
me.
muhakkak:
hakîkat ve ger-
çe¤i belli olmufl, do¤rulu¤u
kesinlik kazanmfl, flüphesiz,
mutlak.