Tarihçe-i Hayat - page 261

düflmanlar›na gö¤üs germifltir. Nur kahramanlar›n›n ha-
neleri müteaddit defalar arand›¤› ve kendileri defalarca
hapislere at›larak orada fliddetli azaplar ve s›k›nt›lar
çektirildi¤i hâlde, elmas kalemleriyle Risale-i Nur’un bu
kadar senedir naflirli¤ini yapm›fllard›r. ‹stedikleri takdirde
dünya nimetleri kendilerine yâr oldu¤u hâlde, her türlü
flahsî, dünyevî rütbelerden, varl›klardan feragatle, ömür-
lerini Risale-i Nur’un hizmetine vakfetmifllerdir.
“Acaba, Risale-i Nur fiakirtlerindeki bu cehd ve kuvve-
tin, bu feragat ve fedakârl›¤›n ve bu derece sebat ve sa-
dâkatin sebebi nedir?” diye bir sual sorulursa, bu sualin
cevab› muhakkak ki flu olacakt›r
:
“Risale-i Nur’daki cerh edilmez yüksek hakikatler,
iman hizmetinin yaln›z ve yaln›z r›za-i ‹lâhî için yap›lma-
s› ve Bediüzzaman Hazretlerinin azamî ihlâs›d›r.”
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, Barla’da sekiz se-
ne kadar kalm›flt›r. Ekserî zamanlar›n› k›rlarda, ba¤ ve
bahçelerde geçiriyordu. ‹ki-üç saat kadar uzakl›ktaki ten-
ha da¤lara veya ba¤lara çekilir, Nur risalelerini telif eder;
bir taraftan da telif etti¤i risaleler Isparta ve havalisinde
el yaz›s›yla istinsah edilip kendisine gönderildi¤inde,
bunlar› tashih ederdi. Bir gün içinde hem tashihat yapar,
hem gidip gelme dört-befl saat süren yerlere yaya olarak
gider, hem ayn› günün üç-dört saatini telifata hasreder
ve hem de çok zaman yeme¤ini kendisi haz›rlard›. O za-
manlarda k›rk yerde, risaleler, Risale-i Nur’a müfltak ilk
talebeler taraf›ndan el yaz›s›yla ço¤alt›l›yordu. Üstat bu
kitaplar› s›rt›na yüklenir; da¤, ba¤ veya k›rlara kadar
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 261
B
ARLA
H
AYATI
müteaddit:
ço¤alan, çok, birçok,
türlü türlü, çeflitli, birden fazla.
nimet:
servet, varl›k.
r›za-y› ‹lâhî:
Allah’›n r›zas›, hofl-
nutlu¤u.
rütbe:
s›ra, derece, mertebe, pa-
ye.
sebat:
kararl› olma, karar›ndan
vazgeçmeme, azimlilik.
sual:
soru.
flahsî:
flahsa ait, kifliye, kendine
ait, flah›sla ilgili, hususî.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
talebe:
ö¤renciler, tahsil görenler.
tashih:
düzeltme, daha iyi ve da-
ha do¤ru hale getirme, yanl›fl›n›
giderme.
tashihat:
düzeltmeler, tashihler.
telif:
kitap yazma, eser ortaya
koyma.
telifât:
telifler.
tenhâ:
sessiz, bofl, ›ss›z.
azamî:
en fazla, en çok, niha-
yet derecede.
azamî:
maksimum.
azap:
eziyet, iflkence.
cehd:
azim, gayret, fedakâr-
l›k.
cerh:
reddetme, iptal etme.
ekserî:
ço¤u zaman, çok defa,
ekseriyetle.
elmas:
çok de¤erli.
fedakâr:
kendini veya flahsî
menfaatlerini hiçe sayan, fe-
da eden.
ferâgat:
hakk›ndan isteyerek
vazgeçme.
hakikat:
gerçek, hayalî olma-
yan, görülen, mevcut olan, bir
fleyin asl› ve esas›.
hane:
ev, mesken, beyt, ika-
met edilen yer.
hasr:
yaln›z bir fleye mahsus
k›lma, yaln›z bir fleye kullan-
ma.
havali:
etraf, çevre, civar, yö-
re, dolay.
hazret:
sayg›, ululama, yü-
celtme, övme maksad›yla
kullan›lan tabir.
hizmet:
bu flekilde yap›lan ifl,
vazife, memuriyet.
ihlâs:
bir ifli, bir ameli, baflka
bir karfl›l›k beklemeksizin, s›rf
Allah r›zas› için yapma.
iman:
inanma, inanç, itikat,
tasdik.
istinsah:
nüshas›n› yazma,
örne¤ini ç›karma, kopya et-
me.
muhakkak:
hakîkat› ve ger-
çe¤i belli olmufl, do¤rulu¤u
kesinlik kazanm›fl, flüphesiz,
mutlak.
1...,251,252,253,254,255,256,257,258,259,260 262,263,264,265,266,267,268,269,270,271,...1390
Powered by FlippingBook