Üstat Said Nursî'nin
Isparta'da kametleri
1953 senesi yaz aylarnda Üstat Emirda¤ndan Ispar-
taya geldi. Ispartada pek çok sadk talebeleri vard. Da-
ha evvel gönderdi¤i mektuplarnda Ispartay taflyla,
topra¤yla mübarek olarak tavsif ediyor ve Risale-i
Nurun zuhuru ve intiflaryla vücut bulan manevî hayat-
nn idamesine en kuvvetli medar Isparta oldu¤unu beyan
buyuruyordu.
Filhakika, Isparta, Üstadn bu iltifatna lâyk oldu¤unu
uzun senelerdeki hâdiselerin flahadetiyle ispat etmifl ve
göstermifltir. Çünkü,
Risale-i Nur
un birinci medresesi ve
telif yeri olan Barla, Ispartann bir nahiyesidir.
Risale-i
Nur
un büyük mecmualar burada telif edilmifltir.
Risale-i Nuru binler kalemlerle en korkulu zamanlar-
da yazp neflredenler Isparta ve köylerindeki talebelerdir.
Misal olarak Sav köyünü göstermek kâfidir. Üstat Kasta-
monuda bulundu¤u zaman, Ispartann yalnz Sav kö-
yünde bin kadar kalem senelerce Nurlar yazmfl, ço¤al-
tlmasnda çalflmfltr.
Herbirisi birer vilâyet kadar, belki daha ziyade Risale-i
Nura alâka gösteren ve Nurlarn yaylmasnda birer sant-
ral misillü çalflan Nur merkezleri Ispartadadr. Gül ve
Nur fabrikalar ve bunlarn etrafnda Medrese-i Nuriye
TARHÇE- HAYATI
| 1033
I
SPARTA
H
AYATI
mecmua:
toplanp, biriktirilmifl,
düzenlenmifl yazlarn hepsi.
medar:
sebep, vesile.
medrese-i Nuriye:
nur medrese-
si; Risale-i Nurlarn okundu¤u
yerler.
Misal:
örnek.
misillü:
gibi, benzeri.
mübarek:
feyizli, bereketli, kutlu.
müdafaa:
savunma.
nahiye:
idarî teflkilâtlanmada ka-
za ile köy arasndaki kademe; bu-
cak.
neflr:
kitap basma, çkarma; her-
kese duyurma, yayma.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursînin eserlerinin
ad.
sadk:
do¤ru, gerçek; sözünde,
vaadinde, iflinde do¤ru olan.
flahadet:
flahit olma, flahitlik, ta-
nklk.
talebe:
ö¤renci.
tavsif:
vasflandrma, niteleme.
telif:
eser yazma.
vilayet:
il.
ziyade:
çok, fazla.
zuhur:
ortaya çkma.
alâka:
ilgi, iliflki. ba¤.
beyan:
açklama, bildirme,
izah.
evvel:
önce.
Filhakîka:
hakikatte, esasn-
da, hakikaten, gerçekten,
do¤rusu.
hâdise:
olay.
idame:
devaml ve daimî kl-
ma.
ikamet:
oturma, bir yerde
kalma.
iltifat:
ilgi gösterme, yüzünü
çevirip bakma.
intiflar:
yaylma, yaygnlafl-
ma, neflrolunma.
ispat:
do¤ruyu delillerle gös-
terme.
kâfî:
yeter, elverir.
manevî:
manaya ait, maddî
olmayan.