tekrar ederek, izzet-i Rabbaniye o zalim kavimlerin aza-
b›n› ve rahîmiyet-i ‹lâhiye dahi enbiyan›n necatlar›n› ikti-
za etti¤ini ders vermek için, binler defa tekrar olsa, yine
ihtiyaç ve ifltiyak var. Ve icazl› ve i’cazl› bir ulvî belâgat-
tir.
Hem meselâ, Sure-i Rahman’da tekrar edilen
1
p
¿Én
H u
òn
µ
o
J Én
ªo
µ
u
H n
Q p
A n
B ’
'
G u
…n
Ép
Ñn
a
ayeti ile Sure-i Mürselât’ta
2
n
Ú/
Hu
ò n
µ
o
ª r
? p
d m
ò p
Än
er
ƒn
j l
?r
jn
h
ayeti, cin ve nev-i beflerin, kâinat›
k›zd›ran ve arz ve semavat› hiddete getiren ve hilkat-i
âlemin neticelerini bozan ve haflmet-i saltanat-› ‹lâhiyeye
karfl› inkâr ve istihfafla mukabele eden küfür ve küfran-
lar›n› ve zulümlerini ve bütün mahlûkat›n hukuklar›na te-
cavüzlerini as›rlara ve arz ve semavata tehditkârâne hay-
k›ran bu iki ayet, böyle binler hakikatlerle alâkadar ve
binler mesele kuvvetinde olan bir ders-i umumîde binler
defa tekrar edilse, yine lüzum var ve celâlli bir icaz ve ce-
malli bir i’caz-› belâgattir.
Hem meselâ, Kur’ân’›n hakikî ve tam, bir nevi müna-
cat› ve Kur’ân’dan ç›kan bir çeflit hulâsas› olan Cevfle-
nü’l-Kebir nam›ndaki münacat-› Peygamberîde (a.s.m.)
yüz defa
Én
æ° r
ü u
?n
N o
¿Én
en
’r
G o
¿Én
en
’r
G n
âr
fn
G =
s
’ p
G n
¬ '
d p
G n
B ’ É n
j n
?n
fÉn
ër
Ño
°S
3
p
QÉ s
ædG n
øp
e Én
æ u
én
fn
h Én
f r
ôp
Ln
G n
h
cümlesi, tekrar›nda tevhit gibi
kâinatça en büyük hakikat ve mahlûkat›n rububiyete
karfl› tesbih ve tahmit ve takdis gibi üç muazzam vazife-
sinden en ehemmiyetli vazifesi ve flekavet-i ebediyeden
SÖZLER | 737
Y
‹RM‹
B
Efi‹NC‹
S
ÖZ
cemal:
güzellik.
Cevflenü’l-Kebir:
büyük z›rh an-
lam›ndaki Hz. Muhammed’e va-
hiyle gelen, Esma-i Hüsnay› içine
alan bir münacat.
cin:
gözle görünmez, lâtif cisim-
lerden ibaret bir yarat›k.
ders-i umumî:
herkesi ve her fle-
yi içine alan ders.
ehemmiyet:
önemli.
enbiya:
nebîler, peygamberler.
hakikat:
gerçek.
hakikî:
gerçek, do¤ru.
haflmet-i saltanat-› ‹lâhiye:
Ce-
nab-› Hakk›n saltanat›n›n büyük-
lü¤ü.
hiddet:
öfke, gadap.
hilkat-i âlem:
âlemin yarat›l›fl›.
hukuk:
haklar.
hulâsa:
öz, esas.
icaz:
az sözle çok mana ifade et-
me.
i’caz:
mu’cizeli.
i’caz-› belâgat:
belâgatin mu’ci-
zeli¤i.
iktiza:
gerektirme.
istihfaf:
hafife alma, küçümse-
me.
ifltiyak:
flevklenme, afl›r› arzu et-
me.
izzet-i Rabbaniye:
Cenab-› Hak-
k›n izzet ve flerefi.
kâinat:
bütün âlemler, varl›klar.
kavim:
millet.
küfran:
nankörlük.
küfür:
Allah’›n varl›¤›na, birli¤ine
inanmama.
mahlûkat:
Allah taraf›ndan yara-
t›lanlar.
muazzam:
çok büyük.
mukabele:
karfl›l›k verme.
münacat:
Allah’a dua etme, ni-
yazda bulunma.
münacat-› Peygamberî:
Hz. Mu-
hammed’in duas›.
necat:
kurtulufl.
nev-i befler:
insanl›k.
rahîmiyet-i ‹lâhiye:
Allah’›n flef-
kat ve merhamet edicili¤i.
rububiyet:
Cenab-› Allah’›n her
mahlûku terbiye, tedbir ve besle-
yicili¤i.
semavat:
gökler.
flekavet-i ebediye:
sonsuz s›k›nt›
ve azap.
tahmit:
bütün övgünün yaln›z Al-
lah’a ait oldu¤unu söyleme.
takdis:
yüceltme.
tecavüz:
sald›rma.
tehditkârâne:
tehdit edercesine.
tesbih:
Allah’› bütün kusur ve
noksan s›fatlardan uzak tutma.
tevhit:
Allah’›n birli¤i.
ulvî:
yüce.
vazife:
görev.
zalim:
zulmeden.
zulüm:
haks›zl›k, eziyet.
alâkadar:
ilgili, münasebetli.
arz:
yer, dünya.
ayet:
Kur’ân’›n her bir cümle-
si.
azap:
ceza, fliddetli ac›.
belâgat:
sözün düzgün, ku-
sursuz, yerinde ve makam›n
icab›na göre söylenmesi.
celâl:
büyüklük, azamet.
1.
Ey insanlar ve cinler! Rabbinizin nimetlerinden hangi birini inkâr edersiniz? (Rahman Sure-
si: 13 v.d. Toplam 31 defa tekrar edilir.)
2.
Yaz›klar olsun o gün hakk› yalanlayanlara! (Mürselât Suresi: 15, 19, 24, 28, 34, 37, 40, 45,
47, 49.)
3.
Ey Allah’›m! Sen bütün kusur ve noksan s›fatlardan uzaks›n. Senden baflka ilâh yok ki, bi-
ze yard›m etsin. Emân ver bize; emân diliyoruz. Bizi Cehennemden kurtar, halâs eyle ve ne-
cat ver. (Cevflen’den dua)