Sözler - page 521

eline geçtikçe, yar›s›n› ihtiyaten muhafaza et; yani, gide-
ce¤in yerde sana lâz›m olacak baz› fleyleri al.”
Bakt›m, nefsim raz› olmuyor. “Üçte birisini” dedi; ona
da nefsim itaat etmedi. Sonra “Dörtte birisini” dedi.
Bakt›m; nefsim müptelâ oldu¤u âdetini terk edemiyor. O
adam hiddetle yüzünü çevirdi, gitti.
Birden, o hâl de¤iflti. Bakt›m ki, ben tünel içinde su-
kut eder gibi bir sür’atle giden bir flimendifer içindeyim.
Telâfl ettim. Fakat ne çare ki hiçbir tarafa kaç›lmaz. Ga-
raipten olarak o flimendiferin iki taraf›nda pek cazibedar
çiçekler, leziz meyveler görünüyordu. Ben de ak›ls›z ace-
miler gibi onlara bak›p elimi uzatt›m, o çiçekleri kopar-
mak, o meyveleri almak için çal›flt›m. Fakat o çiçekler ve
meyveler, dikenli mikenli; mülâkat›nda elime bat›yor, ka-
nat›yor, flimendiferin gitmesiyle müfarakat›ndan elimi
parçal›yorlar, bana pek pahal› düflüyorlard›.
Birden, flimendiferdeki bir hademe, dedi: “Befl kurufl
ver; sana o çiçek ve meyvelerden istedi¤in kadar verece-
¤im. Befl kurufl yerine, elin parçalanmas›yla, yüz kurufl
zarar ediyorsun. Hem de, ceza var; izinsiz koparamaz-
s›n.”
Birden, s›k›nt›dan ne vakit tünel bitecek diye bafl›m› ç›-
kar›p ileriye bakt›m, gördüm ki, tünel kap›s› yerine çok
delikler görünüyor. O uzun flimendiferden, o deliklere
adamlar at›l›yorlar. Bana mukabil bir delik gördüm; iki
taraf›nda iki mezar tafl› dikilmifl. Merak ile dikkat ettim,
o mezar tafl›nda, büyük harflerle “Said” ismi yaz›lm›fl
SÖZLER | 521
Y
‹RM‹
Ü
ÇÜNCÜ
S
ÖZ
müptelâ:
düflkün, ba¤›ml›.
nefis:
kifli kendisi, arzu ve iste¤i.
sukut:
düflme, alçalma.
sür’at:
h›z.
flimendifer:
tren.
vakit:
zaman.
cazibedar:
çekici.
garaip:
tuhaf, flafl›lacak fley.
hademe:
hizmetçi.
hâl:
durum.
hiddet:
öfke.
ihtiyat:
ilerisini düflünerek
davranma.
itaat:
uyma, dinleme.
leziz:
lezzetli.
muhafaza:
saklama.
müfarakat:
ayr›lma, ayr›l›k.
mülâkat:
kavuflma, birleflme.
1...,511,512,513,514,515,516,517,518,519,520 522,523,524,525,526,527,528,529,530,531,...1482
Powered by FlippingBook