Sözler - page 338

r
OÉn
«r
æo
H ?p
H p
AÉn
«r
fo
O r
øj p
G : r
ºn
æ«p
H r
?n
ôn
µ p
f ? p
e r
¢ùn
> r
Qn
O r
¿ƒ o
¸
â r
°ùn
¨«p
gr
Qn
O ¸« p
g
Ondan dahi nazar› çevirip arkama bakt›m, gördüm ki;
esass›z, fânî bir dünya, hiçlik derelerinde ve adem zulü-
mat›nda yuvarlan›p gidiyor. Derdime merhem de¤il, bel-
ki vahflet ve dehflet zehrini ilâve etti.
(HAfi‹YE 6)
HAfi‹YE 6:
‹man, o zulümatta yuvarlanan dünyay› vazifesi bitmifl,
manas›n› ifade etmifl, neticelerini kendine bedel vücutta b›-
rakm›fl mektubat-› Samedâniye ve sahaif-i nukufl-u Sübhani-
ye oldu¤unu gösterir.
âr
°Sn
G ?n
OÉn
°ûo
c r
ôp
Ñn
b p
Q n
O r
ºn
æo
µ«p
e r
ôn
¶n
f p
A?n
RGn
ór
fn
G ¢r
û«p
> r
Qn
O n
h
â r
°S n
QG n
ój p
ó n
H r
RG n
Q p
O p
Qh o
ó n
H r
ó n
Hn
G p
?Gn
Qn
h
Onda dahi hay›r görmedi¤im için ön taraf›ma, ileriye
nazar›m› gönderdim. Gördüm ki, kabir kap›s› yolumun
bafl›nda aç›k görünüp; onun arkas›nda ebede giden cad-
de, uzaktan uza¤a nazara çarp›yor.
(HAfi‹YE 7)
HAfi‹YE 7:
‹man, o kabir kap›s›n›, âlem-i nur kap›s› ve o yol dahi, sa-
adet-i ebediye yolu oldu¤unu gösterdi¤inden, dertlerime
hem derman, hem merhem olur.
âr
°Sn
O r
Qn
O r
âr
°ù«p
f ip
õ«p
¸ ip
QÉn
«p
àr
Np
G p
Ar
õo
L r
õo
L Gn
ôn
e
‹flte flu alt› cihette ünsiyet ve teselli de¤il, belki dehflet
ve vahflet ald›¤›m onlara mukabil, benim elimde bir cüz-i
ihtiyarîden baflka hiçbir fley yoktur ki, ona dayan›p
onunla mukabele edeyim.
(HAfi‹YE 8)
HAfi‹YE 8:
‹man, o cüz-i lâyetecezza hükmündeki cüz-i ihtiyarî yeri-
ne, gayrimütenahi bir kudrete istinat etmek için bir vesika
verir; ve belki iman bir vesikad›r.
adem:
yokluk.
âlem-i nur:
ayd›nl›k bir dünya.
cihet:
yön.
cüz-i ihtiyarî:
seçme hakk›, ter-
cih etme serbestli¤i.
cüz-i lâyetecezza:
bölünemeyen
en küçük parça.
dehflet:
korku.
derman:
çare.
ebed:
sonsuzluk.
esass›z:
temelsiz.
fânî:
geçici, yok olan.
gayr-i mütenahi:
sonsuz.
hafliye:
aç›klay›c› not, dipnot.
ilâve etmek:
eklemek.
iman:
Allah’a inanma.
istinat:
dayanma.
kabir:
mezar.
kudret:
güç ve kuvvet.
mektubat-› Samedâniye:
hiç
bir fleye muhtaç olmayan Al-
lah’a ait ve her biri bir mek-
tup gibi manalar ifade eden
varl›klar.
merhem:
ilâç.
mukabele etmek:
karfl›l›k
vermek.
mukabil:
karfl›l›k.
nazar:
görüfl, bak›fl.
saadet-i ebediye:
sonsuz
mutluluk.
sahaif-i nukufl-u Sübhaniye:
kusur ve eksiklikten uzak
olan Allah’›n nak›fllar›n› gös-
terdi¤i sayfalar.
teselli:
avunma.
ünsiyet:
al›flkanl›k, yak›nl›k.
vahflet:
korku.
vazife:
görev.
vesika:
belge.
zulümat:
karanl›klar.
338 | SÖZLER
O
N
Y
ED‹NC‹
S
ÖZ
1...,328,329,330,331,332,333,334,335,336,337 339,340,341,342,343,344,345,346,347,348,...1482
Powered by FlippingBook