On Yedinci Sözün kinci Makam
(HAfiYE)
Brak bîçare feryad, belâdan; gel tevekkül kl.
Zira feryat belâ ender, hata ender belâdr; bil.
Belâ vereni buldunsa, atâ ender, safa ender belâdr; bil.
Brak feryad, flükür kl; mânend-i belâbil demâ
keyfinden güler hep gül mül.
Ger bulmazsan, bütün dünya cefa ender,
fenâ ender hebadr; bil.
Cihan dolu belâ baflnda varken, ne ba¤rrsn
küçük bir belâdan; gel, tevekkül kl.
Tevekkül ile, belâ yüzünde gül; tâ o da gülsün.
O, güldükçe küçülür; eder tebeddül.
Bil, ey hodgâm! Bu dünyada saadet, terk-i dünyada.
Hudabin isen, O kâfidir; braksan da,
bütün eflya lehinde.
Ger hodbin isen, helâkettir; ne yaparsan,
bütün eflya aleyhinde.
Demek terki gerektir, her iki hâlde bu dünyada.
Terki demek, Huda mülkü, Onun izni, Onun namyla
bakmakta;
Ticaret istiyorsan ger, flu fânî ömrünü bâkîye tebdilde.
E¤er nefsine talip isen, çürüktür, hem temelsiz de;
E¤er afak ister isen, fenâ damgas üstünde.
Demek de¤mez ki, alnsa; çürük maldr hep bu çarflda.
Öyle ise geç; iyi mallar dizilmifl arkasnda.
* * *
SÖZLER | 333
O
N
Y
EDNC
S
ÖZ
ger:
e¤er.
hakikat:
gerçek.
hafliye:
açklayc not, dipnot.
hata ender belâ:
hata içinde be-
lâ.
heba:
bofla harcama; kayp.
helâket:
yok olufl, felâket, mah-
volma.
hodbin:
kendini be¤enen, kibirli.
hodgâm:
kendini düflünen.
Hudâ mülkü:
Allaha ait.
hudabin:
Cenab- Hakk tanyan.
kâfi:
yeter.
kastî:
bilerek.
kemal-i intizam:
mükemmel ek-
siksiz düzen.
lehinde:
onun tarafnda, onun
faydasna.
makam:
bölüm, ksm.
mânend-i belâbil:
bülbüller gibi.
manzum:
düzenlenmifl.
namyla:
adna.
nazmetme:
düzenleme.
nefis:
can, kiflinin kendisi.
saadet:
mutluluk.
safa ender belâ:
zevk içinde be-
lâ.
suret:
flekil, biçim.
talip:
istekli.
tebdil:
de¤ifltirme.
tebeddül:
de¤iflme.
terk-i dünya:
dünyay terk etme.
tevekkül kl:
Allaha güven.
tevekkül:
Allaha güvenme.
zira:
çünkü.
afak:
kifliyi ilgilendirmeyen
dflardaki varlklar, olaylar.
aleyhinde:
karflsnda, onun
zararna.
atâ ender belâ:
lütuf içinde
belâ.
bâkî:
devaml, sonsuz.
belâ ender belâ:
belâ içinde
belâ.
belâ:
musibet, sknt.
bîçare:
çaresiz.
cefa ender heba:
sknt için-
de heba.
cihan:
âlem, dünya.
cihet:
yön.
damga:
mühür.
demâ:
her zaman.
fânî:
geçici, yok olan.
fenâ ender heba:
yokluk
içinde heba.
fenâ:
geçicilik.
feryat:
yardm istemek için
yüksek sesle ba¤rma, flikâ-
yet.
HAfiYE:
Bu ikinci makamdaki parçalar fliire benzer, fakat fliir de¤iller.
Kastî nazmedilmemifller. Belki, hakikatlerin kemal-i intizam cihetinde bir
derece manzum suretini almfllar.