ederler. Çünkü, bu zat›n bütün hayat›nda, bütün davala-
r›, vahdaniyetten sonra haflirde temerküz ediyor. Hem,
umum peygamberleri tasdik eden ve ettiren bütün mu’ci-
zeleri ve hüccetleri, ayn› hakikate flahadet eder. Hem,
1
p
¬ p
?° o
S o
ôp
Hn
h
kelimesinden gelen flahadeti bedahet derecesine
ç›karan
2
p
¬ p
Ñ o
à o
c
n
h
flahadeti de, ayn› hakikate flahadet eder.
fiöyle ki:
Baflta Kur’ân-› Mu’cizülbeyan’›n hakkaniyetini ispat
eden bütün mu’cizeleri, hüccetleri ve hakikatleri, birden,
hakikat-i haflriyenin tahakkukuna ve vukuuna flahadet
edip, ispat ederler. Çünkü Kur’ân’›n, hemen üçten birisi
haflirdir; ve ekser k›sa surelerinin bafllar›nda, gayet kuv-
vetli ayat-› haflriyedir. Sarihan ve iflareten binler ayat›yla
ayn› hakikati haber verir, ispat eder, gösterir. Meselâ,
n
án
dn
õr
dn
R s
¿p
G r
ºo
µ
s
Hn
Q Gƒo
?s
JG ¢o
SÉ s
ædG Én
¡ t
`jn
G BÉ n
j
3
|}
r
än
Qu
ƒo
c ¢o
ùr
ªs
°ûdG Gn
Pp
G
o
ABÉ n
ª s
°ùdG Gn
Pp
G
5
|}
Én
¡n
dGn
õr
dp
R ¢o
Vr
Qn
’r
G p
ân
dp
õr
do
R Gn
Pp
G
4
|}
l
º«p
¶n
Y l
Ar
Àn
T p
án
YÉ°s
ùdG
8
|}
n
¿ƒo
dn
ABÉ°n
ùn
àn
j s
ºn
Y
7
|}
r
âs
?n
°ûr
fG o
ABÉ n
ª°s
ùdG Gn
Pp
G
6
|}
r
än
ôn
£n
Ør
fG
9
p
án
«p
°TÉn
¨ r
dG o
åj/
ón
M n
?'
«Jn
G r
?n
g
gibi otuz k›rk surelerin bafllar›nda, bütün kat’iyetiyle, ha-
kikat-i haflriyeyi kâinat›n en ehemmiyetli ve vacip bir ha-
kikati oldu¤unu göstermekle beraber, sair ayetler dahi o
hakikatin çeflit çeflit delillerini beyan edip ikna eder.
ayat:
iflaretler.
ayat-› haflriye:
haflirle ilgili ayet-
ler.
bedahet:
aç›kl›k.
beyan:
aç›klamak.
dehflet:
büyük korku hâli.
delil:
belge, tan›k.
ekser:
en çok.
hakikat:
gerçek.
hakikat-› haflriye:
haflir gerçe¤i.
hakkaniyet:
do¤ruluk.
haflir:
k›yametten sonra bütün
insanlar›n bir yere toplanmalar›,
toplanma.
hüccet:
delil.
ikna:
düflünceyi kabul ettirme.
ispat:
kan›t.
kâinat:
yarat›lm›fl olan fleylerin
tamam›, evren.
kat’iyet:
kesinlik.
Kur’ân-› Mu’cizülbeyan:
aç›kla-
malar›yla ak›llar› benzerini yap-
maktan âciz b›rakan Kur’ân-› Ke-
rîm.
mu’cize:
Allah taraf›ndan verilip,
yaln›z peygamberlerin gösterebi-
lecekleri büyük harika ifl.
müthifl:
dehflet verici, korkunç.
flahadet:
flahit olma, flahitlik, ta-
n›kl›k.
sarihan:
aç›kça.
tahakkuk:
meydana gelme.
tasdik:
onaylama.
vacip:
zorunlu.
vahdaniyet:
Allah’›n birli¤i ve
varl›¤›.
vuku:
meydana gelme.
1.
Ve peygamberlerine iman ettim.
2.
Ve kitaplar›na iman ettim.
3.
Günefl dürülüp topland›¤›nda. (Tekvir Suresi: 1.)
4.
Ey insanlar, Rabbinizden korkun. K›yamet gününün zelzelesi, muhakkak ki pek büyük bir
fleydir. (Hac Suresi: 1.)
5.
Ne zaman ki yer müthifl bir sars›nt›yla sars›l›r. (Zilzal Suresi: 1.)
6.
Gök yar›ld›¤› zaman. (‹nfitar Suresi: 1.)
7.
Gök yar›ld›¤›nda. (‹nflikak Suresi: 1.)
8.
Onlar birbirlerine neyi sorup duruyorlar? (Nebe Suresi: 1.)
9.
Dehfleti her fleyi kaplayan k›yametin haberi sana geldi mi? (Gafliye Suresi: 1.)
164 | SÖZLER
O
NUNCU
S
ÖZ