hayat- içtimaiyenin hüsnücereyann temin eden, yalnz
Cehennem fikridir. Yoksa, Cehennem endiflesi olmazsa,
1
p
Öp
dÉn
¨r
?p
d o
şr
µo
?r
n
G
kaidesiyle o sarhofl delikanllar, hevesatlar
peflinde bîçare zayflara, âcizlere dünyay Cehenneme
çevireceklerdi. Ve yüksek insaniyeti, gayet süflî bir hay-
vaniyete döndüreceklerdi.
Dördüncü delil:
Nev-i beflerin hayat- dünyeviye-
sinde en cemiyetli merkez ve en esasl zemberek ve dün-
yevî saadet için bir Cennet, bir melce, bir tahassungâh
ise, aile hayatdr. Ve herkesin hanesi, küçük bir dünya-
sdr. Ve o hane ve aile hayatnn hayat ve saadeti ise,
samimî ve ciddî ve vefadarâne hürmet ve hakikî ve flef-
katli ve fedakârâne merhamet ile olabilir. Ve bu hakikî
hürmet ve samimî merhamet ise, ebedî bir arkadafllk ve
daimî bir refakat ve sermedî bir beraberlik ve hadsiz bir
zamanda ve hudutsuz bir hayatta birbiriyle pederâne,
ferzendâne, kardeflâne, arkadaflâne münasebetlerin bu-
lunmak fikriyle, akidesiyle olabilir.
Meselâ, der: Bu haremim, ebedî bir âlemde, ebedî
bir hayatta daimî bir refika-i hayatmdr. fiimdilik ihtiyar
ve çirkin olmufl ise de, zarar yok. Çünkü, ebedî bir gü-
zelli¤i var; gelecek. Ve böyle daimî arkadafll¤n hatr
için, her bir fedakârl¤ ve merhameti yaparm diyerek,
o ihtiyare karsna, güzel bir huri gibi muhabbetle, flefkat-
le, merhametle mukabele edebilir. Yoksa ksack, bir iki
saat sûrî bir refakatten sonra ebedî bir firak ve müfara-
kata u¤rayan arkadafllk, elbette gayet sûrî ve muvakkat
ve esassz, hayvan gibi bir rikkat-i cinsiye manasnda ve
âciz:
güçsüz.
akide:
inanç.
âlem:
dünya.
arkadaflâne:
arkadaflçasna.
bîçare:
çaresiz, zavall.
ciddî:
gerçek.
daimî:
devaml.
dünyevî saadet:
dünya mutlulu-
¤u.
ebedî:
sonsuz, sonsuza dek.
fedakâr:
feda eden.
fedakârâne:
fedakârca.
ferzendâne:
o¤ula yakflacak su-
rette.
firak:
ayrlk.
hadsiz:
snrsz.
hakikî:
gerçek.
hane:
ev.
harem:
kadn efl.
hatr:
sayg.
hayat:
ömür, yaflayfl.
hayat- dünyeviye:
dünya haya-
t.
hayvaniyet:
hayvanlk.
hevesat:
hevesler, nefsin istek ve
arzular.
hudutsuz:
snrsz.
huri:
Cennet güzeli.
hürmet:
sayg.
hüsnücereyan:
güzel hareket.
ihtiyar:
yafll.
ihtiyare:
yafll, ihtiyar kadn.
insaniyet:
insanlk.
kaide:
prensip, kural.
kardeflâne:
kardeflçe.
melce:
s¤nak.
merhamet:
acmak, karfllksz
flefkat, karfllksz sevgi.
müfarakat:
ayrlk.
muhabbet:
sevgi.
mukabele:
karfllk verme.
münasebet:
iliflki.
muvakkat:
geçici.
nev-i befler:
insano¤lu.
pederâne:
babaca.
refakat:
arkadafllk.
refika-i hayat:
hayat arkadafl.
rikkat-i cinsiye:
insann ken-
di cinsinden olana acmas.
saadet:
mutluluk.
samimî:
içten, candan.
flefkat:
acyarak ve karfllksz
merhamet muhabbet besle-
me.
sermedî:
devaml, sürekli.
süflî:
afla¤lk.
sûrî:
gösteriflte, fleklî.
tahassungâh:
s¤nma yeri.
temin:
elde etme.
vefadarâne:
vefal olarak.
zemberek:
hareketi sa¤layan
güç kayna¤.
1. Galip olan hükmeder.
162 | SÖZLER
O
NUNCU
S
ÖZ