Sözler - page 153

Hem, imtisal s›rr›yla, bir kumandan, bir tek neferi bir
arfl emriyle tahrik etti¤i gibi, bir koca orduyu da ayn› ke-
lime ile tahrik eder.
Hem, muvazene s›rr›yla, cevv-i fezada bir terazi ki, öy-
le hakikî hassas ve o derece büyük farz edelim ki, iki ce-
viz terazinin iki gözüne konulsa hisseder. Ve iki günefli de
istiap edip tartar. O iki kefesinde bulunan iki cevizi biri-
ni semavata, birini yere indiren ayn› kuvvetle, iki flems
bulunsa, birini arfla, di¤erini ferfle kald›r›r, indirir.
Madem flu adî, nak›s, fânî mümkinatta nuraniyet ve
fleffafiyet ve intizam ve imtisal ve muvazene s›rlar›yla en
büyük fley en küçük fleye müsavi olur, hadsiz hesaps›z
fleyler bir tek fleye müsavi görünür; elbette Kadîr-i Mut-
lak’›n zatî ve nihayetsiz ve gayet kemalde olan kudreti-
nin nuranî tecelliyat› ve melekûtiyet-i eflyan›n fleffafiyeti
ve hikmet ve kaderin intizamat› ve eflyan›n evamir-i tek-
viniyesine kemal-i imtisali ve mümkinat›n vücut ve ade-
minin müsavat›ndan ibaret olan imkân›ndaki muvazene-
si s›rr›yla, az-çok, büyük-küçük Ona müsavi oldu¤u gibi,
bütün insanlar› bir tek insan gibi bir sayha ile haflre geti-
rebilir.
Hem, bir fleyin kuvvet ve zaafça meratibi, o fleyin
içine z›dd›n›n müdahalesidir. Meselâ, hararetin derecat›,
so¤u¤un müdahalesidir; güzelli¤in meratibi, çirkinli¤in
müdahalesidir; ziyan›n tabakat›, karanl›¤›n müdahalesi-
dir. Fakat, bir fley zatî olsa, ar›zî olmazsa, onun z›dd› ona
müdahale edemez. Çünkü, cem-i z›ddeyn lâz›m gelir.
SÖZLER | 153
O
NUNCU
S
ÖZ
ferfl:
yeryüzü, zemin.
gayet:
son derece.
hadsiz:
s›n›rs›z.
hakikî:
gerçek.
hararet:
s›cakl›k, atefl.
hassas:
ölçüleri sa¤l›kl› ve kesin
olarak veren.
haflir:
Allah’›n, ölüleri diriltip
mahflerde toplamas›.
hesaps›z:
say›lam›yacak çokluk-
ta.
hikmet:
Kâinattaki ve yarat›l›flta-
ki ‹lâhî gaye.
imkân:
varl›¤›n olma veya olma-
ma olas›l›¤›n›n eflitli¤i.
imtisal:
emre tamamen uyma,
gerekeni yapma.
intizam:
düzen.
intizamat:
tertipler, düzenleme-
ler.
istiap:
içine alma, içine s›¤d›rma.
kader:
takdir, ‹lâhî hükümlerin
geçerlili¤i.
Kadîr-i Mutlak:
hiç bir kay›t ve
flarta tâbi olmaks›z›n her fleye
gücü yeten sonsuz kudret sahibi,
Allah.
kefe:
terazinin gözlerinden her
biri.
kemal:
kusursuz de¤erde, mü-
kemmellik.
kudret:
Allah’›n bütün varl›¤› çev-
releyen ezelî kuvveti.
kumandan:
emirleriyle erleri yö-
neten komutan.
lâz›m gelmek:
gerekmek.
melekûtiyet-i eflya:
varl›klar›n
görünmeyen iç yüzü, esas›, meta-
fizik özellikleri.
meratip:
mertebeler, kademeler,
dereceler.
muvazene:
eflit olma hâli, denk-
lik, denge.
müdahale:
kar›flma, el atma.
mümkinat:
yarat›lan tüm varl›k-
lar, varl›k âlemi.
müsavat:
beraberlik , eflitlik.
müsavi:
eflit, denk.
nak›s:
noksan, eksik.
nefer:
rütbesiz asker, er.
nihayetsiz:
sonsuz, uçsuz, netice-
siz.
nuranî:
nurlu, ›fl›kl›.
nuraniyet:
nurlu olufl, ayd›nl›k.
sayha:
ça¤›rma, hayk›rma.
semavat:
semalar, gökler.
fleffafiyet:
fleffafl›k, saydaml›k.
flems:
günefl.
tabakat:
tabakalar.
tahrik:
hareket ettirme.
tecelliyat:
tecelliler, güzel görün-
meler.
vücut:
var olufl, varl›k.
zaaf:
zay›fl›k, kuvvetsizlik.
zatî:
zata ait, özel.
z›t:
bir fleyin aksi, ters, karfl›t.
ziya:
›fl›k, ayd›nl›k, nur.
adem:
yokluk, hiçlik.
âdem:
insan.
adî:
baya¤›, de¤ersiz.
Allah:
kâinat› yaratan ve ida-
re eden tek mutlak varl›k,
varl›¤› kendinden olan ve ke-
mal s›fatlar›n› kendinde top-
layan hakikî ma’budun özel
ismi.
ar›zî:
varl›¤› kendinden olma-
yan, bir baflkas›na ba¤l› veya
muhtaç olan.
arfl:
gö¤ün en yüksek kat›.
arfl emri:
hareket komutu.
cem-i z›ddeyn:
iki z›dd›n bir
araya getirilmesi.
cevv-i feza:
gökyüzü, uzay.
derecat:
dereceler, basamak-
lar.
evamir-i tekviniye:
yaratma
içeren emirler, idare eden ka-
nunlar.
fânî:
muvakkat, geçici.
farz etmek:
var saymak.
1...,143,144,145,146,147,148,149,150,151,152 154,155,156,157,158,159,160,161,162,163,...1482
Powered by FlippingBook