talim ve terbiyeden sonra, 1915’de Çanakkale’deki 3. Kolorduya göreve gönderildi. Hulûsi
Bey yarım kalan e€itimini tamamlamak üzere 1925 yılında Harbiye Mektebine tekrar
dönmüş ve buradan mezun olmuştur. ediüzzaman Hazretleriyle tanışması ise 1929 yılının
bir bahar ayındadır. Bediüzzaman Hazretlerini ilk duydu€unda şeyh zanneden Hulûsi Bey
ona intisap etmek niyetiyle birkaç arkadaşıyla beraber ziyaretine gitti. Bediüzzaman
Hazretlerinin “Uzaklı€ın alâmeti olan mektuplaşmak âdetim de€ildir. Fakat sen yaz” demesi
üzerine kendisine mektuplar yazmaya başladı. Bu mektupların ço€u Mektubat isimli eserde
yer almaktadır. Hulisi Bey 1944 yılında albaylı€a terfi etti ve 1950’de Denizli Askerlik
Şubesinden albay rütbesiyle emekli oldu.Hulûsi Bey, 1929’daki görüşmenin üstünden
yaklaşık yirmi yıl geçtikten sonra, 1950’de Bediüzzaman Hazretlerini Emirda€’da ziyaret etti.
Bu görüşmeleri yirmi dakika sürdü. Bediüzzaman Hazretleriyle en son görüşmesi ise
1957’de, yine Emirda€’da olmuştur.Hizmetle dolu bir ömür geçiren Hulûsi Bey bir ders
sonrası rahatsızlanarak vefat etti. Kabri Harput’taki aile mezarlı€ındadır. Bediüzzaman
Hazretleri Risale-i Nur’un birinci talebesi olan Hulûsi Bey hakkında, “Nurun eskiden beri hiç
sarsılmayan muhlis bir kahramanı, elbette dünyanın geçici, kıymetsiz, fâni vaziyetleri
karşısında telâş etmez, ma€lûp olmaz inşaallah” buyurmaktadır.
HULÛSÎ-İ SANİ SABRİ:
Bakınız ARSEVEN.
HÜSREV ALTINBAŞAK: 1899’de Isparta’da do€du. 1977’de ‹stanbul’da vefat eti.
Bediüzzaman’la birlikte, Eskişehir, Denizli ve Afyon hapislerinde beraber bulundu. Isparta
kahramanlarından, Risale-i Nur’un hizmetkârlarından idi. En müşkül ve karanlık günlerde
Nur Risalelerine hizmet etmişti. Yüzlerce Risaleyi bir matbaa gibi ço€altmıştı. Güzel bir hatta
sahipti. Tevafuklu Kur’ân-ı Kerîm’i ilk defa yazanlardandır.
HÜCCETÜ’L-İSLÂM:
BakınızI GAZALÎ.
-İ-
İBRAHİM (A.S.):
Kur’ân-ı Kerîm’de adı çokça geçen bir peygamberdir. Onun dini, Kur’ân-ı
Kerîm’de adı Hanif olarak adlandırılmıştır. Hz. ‹brahim’e (a.s.) 10 sayfalık kitap nazil olmuştur.
Hz. Peygamber Efendimizin de atasıdır. Urfa’da do€du€u rivayet edilmektedir. Hz ‹brahim,
zamanının kralı Nemrut’u tevhit inancına davet etmiştir. Kabul etmeyen Nemrut, Hz.
‹brahim’i ateşe attırmış, fakat mu’cize olarak ateş onu yakmamıştır. Her zaman Allah’ın
dostlu€unu istemesi ve sadece ondan medet beklemesi sebebiyle kendisine Habibullah
veya Halilürrahman denilmiştir. Hz. ‹brahim, yaşı bir hayli ilerlemiş olmasına ra€men çocu€u
olmamıştı ve Allah’tan bir evlât istedi ve bu duası kabul edildi. ‹lk önce Hz. ‹smail, daha
sonra di€er eşinden Hz. ‹shak do€du. Bu sırada Hz. ‹brahim, o€lu ‹smail’i kurban etme
olayıyla imtihan edildi. O€lu ‹smail (a.s.) ile Kâbe’yi yeniden inşa eden Hz. ‹brahim, Kudüs’ün
el-Halil bölgesinde medfundur.
İBRAHİM BİN EDHEM:
Tabiînin meşhur âlimlerinden ve evliyanın büyüklerindendir.
Künyesi Ebu ‹shak olan ‹brahim Ethem, 96/714 yılında Belh şehrinde do€up 162/779'da
Şam'da vefat etmiştir. ‹brahim Ethem'in nesebi Hz. Ömer'e dayanır. ‹mam-ı Azam'ın
sohbetlerinde bulundu ve dinde fakih ve müctehit oldu. ‹brahim b. Ethem'in babası Ethem,
Belh şehrinin padişahı; kendisi onun şehzadesi olmasına ra€men, o bütün bu zenginlikleri,
serveti terk ederek kendisini Allah'a yöneltmiş ve ölünceye kadar Allah'ın yolunda
çalışmıştır.
SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBÎ | 449 |
Ş
AHIS
B
İLGİLERİ