Davut (a.s.) aynı zamanda ‹srailo€ullarının devlet başkanıydı. Kendi zamanında Kudüs'ü
başşehir yapmış ve iktidarı merkezîleştirmiştir. Hz. Davud (a.s.) nübüvvet ve saltanatı
şahsında birleştiren ilk peygamber olmuştur. Hz. Davud (a.s.) zamanında ‹srailo€ullarının
hükümranlı€ı Fırat Nehrinden Kızıldeniz kıyılarına kadar yayılmıştır. Devleti yönetirken
adaleti öncelikle kendisi icra etmiştir ve davalara bizzat bakarak neticelendirmiştir. Hz.
Davud (a.s.) Hz. Süleyman'ın (a.s.) babasıdır. Hz. Davud'a (a.s.) mu’cize olarak eliyle demiri
hamur gibi yumuşatıp şekillendirmek özelli€i verilmiştir. Bununla birlikte Hz. Davud, (a.s.)
kendisine ihsan edilen güzel ve etkili sesiyle de bilinmektedir. O, Zebur-ı Şerif'i okurken
bütün mahlûkatın onunla birlikte Cenab-ı Hakkı tesbihe başlayacak derecede kendinden
geçti€i rivayetler arasındadır. Hz. Davud'un (a.s.) m.ö.1010 tarihinde vefat etti€i nakledilir.
Kendisinden sonra maddî ve manevî saltanatını, o€lu olan Hz. Süleyman (a.s.) devam
ettirmiştir.
DECCAL:
Hadis-i şeriflerde ahirzamanda meydana çıkıp insanlık âleminde fitne ve fesada
sebep olaca€ı belirtilen din düşmanı şahıstır. Kıyametin büyük alâmetlerinden olan Deccal,
kendisine tâbi olanlarla birlikte bütün semavî dinlere karşı mücadele ederek onları ortadan
kaldırmaya çalışacaktır. Sahip oldu€u tüm güç ve imkânlara ra€men bu amacına
ulaşamayacak olan Deccal ve onun yaymaya çalıştı€ı dinsizlik fikri, Hazret-i ‹sa tarafından
öldürülecektir.
-E-
EBU DAVUD:
Büyük hadis âlimidir. Kütüb-u Sitte'den biri olan "Sünen"in müellifidir.
Hadisleri toplarken çok titiz davranmıştır. ‹lim ö€renmek maksadıyla çok sayıda şehir ve
memleketi dolaşarak muhtelif alimlerin ilminden istifa etme yoluna gitmiştir. Bilgisini
sa€lamlaştırmak için bulundu€u şehirlerde uzun süre ikamet etmiştir. Ahmet bin Hanbel'in
de ilim meclislerine katılarak ondan istifade etmiştir. Künyesi Ebu Davud Süleyman bin
el-Eş'as bin ‹shak es-Sicistanî el-Ezdî şeklindedir.
Ebu Davud, hadis ilminde ulaştı€ı birikimi sayesinde bir anda yüz bin hadis hakkında
müzakere yapabilecek bir seviyeye ulaştı. Bu ilminin sayesinde ele alınan hadislerle ilgili
olarak, sa€lam veya zayıf yönlerini en ince teferruatına kadar ortaya koyacak bir duruma
geldi. Son derece takva sahibi olması, rivayet edenler hakkındaki geniş bilgisi, ona olan
güveni arttırdı. Ayrıca bunda çok güçlü bir hafızaya sahip olması da etkili oldu. Ebu Davud,
ilim ile yo€rulan ve büyük hizmetlere vesile olan ömrünü 889 yılında tamamladı. Bu yılın
21 Şubat'ında Basra'da vefat etti.
EBU BEKİR (R.A.):
‹lk Müslümanlardan olup, Hulefa-i Raşidîn'in birincisidir. Adı, Ebu Bekir
Abdullah bin Ebî Kuhafe Osman b.amir el-Kureyşi et-Teymî'dir. Fil Vakasından üç yıl kadar
sonra Mekke'de do€du. Annesi Ümmü'l Hayr Selma bint Sahr, Mekke döneminde; babası
Ebu Kuhafe, Mekke fethinden hemen sonra Müslüman olmuştur. Cahiliye döneminde
Abdü'l-Kâbe olan adının Müslüman olduktan sonra Hz. Peygamber tarafından Abdullah
olarak de€iştirildi€i rivayet edilir. Birçok lakabı vardır, ancak onun en meşhur lakabı
Sıddık'tır. Bu lakap kendisine Miraç olayını hiç tereddüt etmeden kabul etti€i için bizzat
Resul-i Ekrem tarafından verilmiş ve onunla şöhret bulmuştur. Mekke'de ilk dönemde onun
vasıtasıyla birçok kimse Müslüman olmuştur. Ticaretle u€raşan Ebu Bekir Mekke
döneminde Kureyşli müşriklerin işkencelerine maruz kalan birçok Müslümanı büyük
bedeller ödeyerek hürriyetine kavuşturmuştur. Hicrette Hz. Peygambere arkadaşlık etmiş,
SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBÎ | 443 |
Ş
AHIS
B
İLGİLERİ