Sikke-i Tasdik-i Gaybi - page 456

bir baştan bir başa fethedildi. Medine'de temeli atılan küçük ‹slâm devleti onun devrinde
büyük bir devlet oldu. Hz. Ömer idaresinin temelinde adalet vardı. O devletin temeline
adaleti yerleştirdi. Memurlarını ve valilerini halktan soruştururdu. Halkın içinde dolaşarak
ihtiyaç sahiplerini araştırırdı. Gayr-ı müslimlerin hakkını korurdu. Devletin malına karşı
hassastı. Yaklaşık on bir sene halifelik yapan Hz. Ömer, altmış üç yaşında iken şehit edildi.
-R-
REFET BEY (REFET BARUTÇU, YÜZBAŞI REFET BEY):
1886’da ‹stanbul’da do€du. Yüzbaşı
rutbesiyle orduda görev yaptı. Said Nursî Hazretlerini Barla’da ziyaret edip onun hizmetçisi
oldu. Üstatla beraber Eskişehir, Denizli ve Afyon hapishanelerinde tutuklu kaldı. Sormuş
oldu€u ilme ait sorularla Üstadının iltifatına mazhar oldu. Ve bu sorular neticesinde Risale-i
Nur’un çeşitli bahisleri cevabî mektup olarak yazıldı. Ve daha sonra Risale-i Nur’un içine
konuldu. Yüzbaşı Refet Bey 1975 yılında doksan yaşında iken Hakkın rahmetine kavuştu.
RÜŞTÜ (SÜLEYMAN RÜŞTÜ ÇAKIN):
(1899-1974): Said Nursî Hazretlerinin sadık
hizmetkârlarındandı. Üstadı tanıdıktan ve Risale-i Nur hizmetine çalışması sebebiyle 1935
tarihinde Eskişehir, 1943’te Denizli, 1958’de Ankara’da tutuklanıp hapsedildi. Hayatı
boyunca Risale-i Nur’ların yazılmasında, yayılmasında büyük gayretleri oldu. Risalelerin
lâhika mektupları içinde mektupları bulunmaktadır.
-S-
SABRİ ARSEVEN (SANTRAL SABRİ):
1893 yılında dünyaya gelmiştir. E€irdir’e ba€lı Bedre
köyünün imamıdır. 1943 yılında Üstatla birlikte Denizli’de dokuz ay hapis yatmıştır. Sabri
Efendi için Risale-i Nur’daki mektuplarda çeşitli iltifatlar ve takdirkâr ifadeler bulunmaktadır.
Santral Sabri, Nurların ilk neşir senelerinde Nurları civar bölgelerdeki insanlara ulaştırma
görevini hakkıyla yapmış, çevre köylere Nurları yaymıştır. Barla’da bulunan Üstatla bir
santral gibi irtibat kurmuştur. Sabri Efendi Said Nursî’ye talebe olmuş, onun mukaddes
davasına hizmetkâr olan kişilerdendir. 20 Şubat 1954 yılında E€irdir’in Pazar köyünden
Bedre’ye dönerken kamyonun devrilmesiyle, beyin kanaması geçirmiş ve vefat etmiştir.
SADIK:
Taşköprülü Sadık Bey 1902 yılında Kastamonu’nun Taşköprü ilçesine ba€lı
Kadıköy’de do€du 1971 yılında vefat etti. Plevne kahramanlarından Sadık Paşa’nın
torunudur. Harbiyede tahsil gören Sadık Bey aynı zamanda Sinop, Tosya, Kastamonu,
Çankırı, Düzce ve Adapazarı çevresinin ünlü efelerindendi. Bediüzzaman Hazretleri Eskişehir
Hapsinden tahliye edilip Kastamonuya getirildikten sonra onunla tanışan Sadık Bey efeli€i
bıraktı ve onun talebesi oldu. Aynı zamanda Bediüzzaman Hazretleriyle Denizli Hapsine
sevk edilen talebeler arasında bulunan Sadık Bey Üstadıyla birlikte bulundu€u 9 ay
boyunca ona hizmet etti. Sadık ve vefakâr Nur Talebelerinden olan Sadık Bey taşköprüye
döndükten sonrada boş durmadı ve güzel yazısıyla risaleleri yazarak neşretti.
SADİ-İ ŞİRAZÎ:
(1213. 1292) Ebu Abdullah Meşerrefüddin. ‹ranlı mutasavvıf ve mütefekkir
şairdir. Ba€dat’ta Nizamiye Medresesi’nde okudu. Devrin ünlü ‹slâm filozofu Sühreverdi ile
tanıştı. Eserleri manzum ve mensur olmak üzere ikiye ayrılır. Bostan ve Gülistan adlarını
taşıyan eserlerde manzum ve mensur bölümleri iç içedir. Sadi, ‹ran edebiyatında Arifname
denen ve daha çok felsefe-tasavvuf konularını işleyen şiir türünün kurucusudur. Manzum
ve mensur eserlerinde, ahlâk, erdem, iyilik, cömertlik, e€itim, bilginin yararlılı€ı, alçak,
gönüllülük, insan sevgisi gibi konuları işler.
Ş
AHIS
B
İLGİLERİ
| 456 | SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBÎ
1...,446,447,448,449,450,451,452,453,454,455 457,458,459,460,461,462,463,464,465,466,...560
Powered by FlippingBook