maliye işlerine, hükümdar tarafından görevlendirildi ve Züleyha ile nikâhı yapıldı. Mısır
Azizli€i sırasında Kenan’da bulunan babası Hz. Yakup ve kardeşlerini Mısır’a getirtti ve oraya
yerleşmelerini sa€ladı. Hz. Yusuf (a.s.) 120 yaşında iken vefat etti. Hz. Yusuf (a.s.) dünya
saltanatına erişmiş; anne, baba ve kardeşlerine tekrar kavuşmuş oldu€u saadetli bir
durumda iken ölümünü istemesi sebebiyle, Kur’ân-ı Kerîm’de övgüyle ve sıddıkıyet
ünvanıyla yad edilmiştir.
-Z-
ZEMBİLLİ ALİ EFENDİ (?-1525):
Risale-i Nur'da cin ve insin şeyhülislâmı olarak zikredilen
(Şualar, 335.) Zembilli Ali Cemali Efendi, Karaman'da do€muştur. Kaynaklarda do€um tarihi
hakkında yeterince bilgi verilmemektedir. II. Bayezit, I. Selim ve I. Süleyman zamanlarında
şeyhülislâmlık yapan Ali Cemali Efendi, padişahın sınırsız yetkilerini dinin adalet anlayışı
çerçevesinde sınırlamasıyla tanınmıştır. 1503 yılında başladı€ı şeyhülislâmlık görevini
vefatına kadar devam ettirdi. Yavuz Sultan Selim, saltanatı boyunca onu makamında tuttu.
Dengeli ve temkinli tavırlarıyla Yavuz Sultan Selim'in birçok haksız ve yersiz hatasını önledi.
Kaynaklar, Ali Cemali Efendi'nin fikirlerini müdafaa konusunda pervasızlı€ı, hatasını gördü€ü
şahsın padişah dahi olsa yüzüne karşı söylemekten çekinmedi€i, yanlış hareketleri vaki
olan padişahın huzuruna aniden girmekten çekinmedi€i konusunda hemfikirdirler. Birçok
kişinin haksız yere idam edilmesine mani oldu. Azledilen bazı devlet memurlarının
görevlerine iade edilmelerini sa€ladı. Dürüstlü€ünü ve cesaretini hiçbir zaman yitirmeyen,
do€ruları ömrünün sonuna kadar söylemekten çekinmeyen Zembilli, bu özelli€ini Kanunî
zamanında da devam ettirdi. Zühd ve takva sahibi olup bütün ömrünü ilim, ibadet, ders ve
fetva vermeye hasretti. Kendisinden fetva isteyenlere kolaylık olsun diye, gündüzleri evinin
penceresinden zembil sarkıtır ve akşama kadar bekletirdi. Müşkülü olanlar yazdıkları
pusulaları zembile bırakırlardı. "Zembilli" lakabı işte bu durumundan dolayı kendisine
verildi ve bu lakapla meşhur oldu. Son dönemlerinde epey yaşlanıp hastalanmasına
ra€men görevinden alınmayarak kendisine fetva verme konusunda vekâlet etmek üzere,
Mevlâna Şeyh Muhiddin Muhammed bin Bahaeddin ve Şeyh Abdülkerim Kadirî, Kanunî
tarafından atanmışlardır. Bu durum Padişahın kendisine ne kadar de€er verdi€inin çok
önemli bir göstergesidir. ‹stanbul'da 1525 yılında vefat etti. Zeyrek'te yaptırdı€ı mektebinin
yakınındaki mezarlı€a defnedildi. Hanefi fıkhına dair "el-Mutahharat" (el-Muhtarat el-fatavi)
adlı eseri mevcuttur. Di€er eserleri; Muhtasar el-hidaye, Adabü'l-avsiya (muhtemelen bu
eser o€lu Fudayl Efendi'ye aittir), Risale fi hakk al-davaran.
ZÜBEYİR GÜNDÜZALP (1920-1971):
Kafkas asıllı, Konya'nın Ermenek ilçesine yerleşmiş
bir ailenin çocu€u olarak dünyaya geldi (1920). Asıl adı Ziver olup Üstad, Zübeyir bin Avvam
Hazretlerine atfen ismini Zübeyir olarak de€iştirmiş ve bu isimle tanınmıştır. ‹lkö€retimini
Ermenek'te yaptıktan sonra ortaokulu Silifke'de okuyup bitirdi (1939). Bu tarihten itibaren
önce Ermenek'te sonra Konya'da posta-telgraf muhabere memuru olarak çalıştı. Konya'da
bulundu€u sıralarda Nurlarla tanıştı ve ömrünün sonuna kadar iman hizmetini en güzel
şekilde ifa etti. Emirda€'da Üstad’ı ziyaret edip (1946) yanında kalmak istedi€ini bildirdi.
Memuriyetine devam etmesi, daha sonra yanına alınaca€ı cevabını aldı. 1948'de Afyon'da
tutuklanarak Bediüzzaman’la birlikte altı ay hapis yattı. Bu tarihten itibaren Üstad’ın
vefatına kadar hep yanında kaldı. Üstad’la hapis yatarken yanlışlıkla serbest bırakıldı€ında
bu fırsattan yararlanıp özgürlü€üne kavuşma şansına sahipti, ancak o, yapılan yanlışlı€a
SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBÎ | 463 |
Ş
AHIS
B
İLGİLERİ