verişli olması geminin Cudi Dağında olduğu görüşünü kuvvetlendirmektedir. Cudi Dağı, Tür-
kiye Irak sınırına yaklaşık 15 km uzaklıkta elips biçiminde bir dağdır. Bulunduğu bölge ku-
rak bir bölge olmasına karşın, yüksek kesimlerinde çam ve meşe ormanları vardır ve bu
bölgeler çok yağış almaktadır. Dağın üzerinde 2000 metreyi aşan dört doruk vardır. Bunlar-
dan bir tanesi “Nuh Peygamber Ziyaret Tepesi” olarak adlandırılmaktadır.
CİHANABAD:
Şimdiki adı Delhi olan bu şehir Hindistan’ın başkentidir. Delhi nüfusunun
dörtte üçünü Hindular geri kalanını Müslümanlar oluşturur. Şehir, 13. yüzyıldan itibaren Ku-
zey Hindistan’da hüküm süren birçok Müslüman Sultanlığının merkezi oldu. Bu konumu
1558’de İngilizlerin son Babürlü Sultanı Bahadır Şah’tan idareyi teslim almalarına kadar sür-
dü. 1911’de İngilizler Hindistan’daki idare merkezlerini daha önce bulunduğu Kalküta’dan
buraya taşıdılar; 1947’de ise Hindistan Devletinin başkenti oldu.
-Ç-
ÇİVRİL:
İlçe, idarî bakımdan Denizli iline bağlıdır. Uşak iline bağlı Karahalı, Sivaslı ilçeleri,
Afyon iline bağlı Dinar, Dazkırı, Sandıklı ilçeleri ve Denizli İline bağlı olan Çal ilçeleri ile çev-
rili, kendi adıyla anılan ovanın üzerinde kurulmuş, isminin önüne “yeşil” kelimesini de ala-
rak anılan yeşillikler içinde, şirin, son senelerde Denizli iline, ticarî, sosyal, ekonomik ve ula-
şım yönünden en fazla gelişme gösteren bir ilçemizdir. İlçenin adı hakkındaki bütün bilgi ve
rivayetlerin kökü, “Çevril” kelimesine dayanmaktadır. Bu hususta ortak üç rivayet vardır.
Bunlardan hepsine de Çivril isminin, “Çevril” kelimesinden zamanla değişerek oluştuğu söy-
lenmektedir.
-D-
DÂRÜLHİKMETİ’L-İSLAMİYE:
25 Şubat 1918 tarihinde kuruldu. 17 maddelik nizamname-
si 5 Mart 1918’de kabul edildi. Sultan Reşat’ın emriyle 13 Mart 1918 tarihli Takvim-i Vekâ-
yi’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiye’nin görevleri bir yönetmelikle
belirlenmişti. Avrupa yaşayışının gençler arasında yaygınlaşması neticesi dini hayattan ya-
bancılaşmanını fazlalaştığı zamanda dini konularda beyannameler yayınlıyor, halkın soru-
larına cevaplar veriyordu, yaptırım gücü yoktu. Halledilmesi gereken konuları ilgili birimle-
re (şeyhülislâmlık, adalet nezareti, zaptiye) bildirmek üzere yazışmalar yapıyordu. Yabancı-
ların sorduğu dinî sorulara komisyonlarda görüşürerek cevaplar hazırlıyordu. Döneminde
büyük âlimleri bünyesinde bulunduran bir İslâm Akademisi özelliğindeydi. Bediüzzaman
Said Nursî’de olan kuruma tayin edilen 28 üye arasındaydı. Kurum dokuz üye ve bir baş-
kandan meydana geliyordu. Kuruluşun azaları sahalarında ilmî bakımdan otorite sayılan ki-
şilerdi. Dini konudaki karar ve bildirileri Ceride-i İlmiye isimli yayın organında yayınlanıyor-
du. Bu yayın organında üyeler isterlerse yazılarını da yayınlayabiliyorlardı.
DENİZLİ:
Denizli sanayisi ve ticareti çok gelişmiş olup, Türkiye’nin en hızlı kalkınan mer-
kezlerinden biridir. Said Nursî Hazretleri 1944 senesinde Denizli Hapishanesinde tutuklu ola-
rak bulunmuştur. “Meyve Risalesi” adlı eserini burada telif etmiştir. Bediüzzaman Said Nur-
sî 1944 tarihinde yanındaki beraber hüküm giydiği talebeleri ile birlikte beraat etmiştir.
DİCLE:
Güney Doğu Anadolu Bölgesinde bir akarsudur. 1900 km’lik uzunluğunun 523
km’si Türkiye topraklarındadır. Dicle Nehrinin başlangıç kesimi Ergani ve Maden Suyu adıy-
Y
ER
B
İLGİLERİ
| 468 | SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBÎ