Sikke-i Tasdik-i Gaybi - page 217

ÜÇÜNCÜ EMARE:
Bu üç güz mevsimidir; aynı zamanda medar-ı teselli üç
kerameti görüyoruz.
Birincisi:
Gavs-ı Azam (
RA
)
p
âr
bn
ƒr
dG s
…p
Qp
OÉn
b r
øo
c …/
ój /
ôo
e Én
j
Gk
ó«/
©n
°S ¢o
û«/
©n
J Ék
°üp
?r
îo
e !
tabiriyle on beş emare-i kaviye ile
bize baktığı ve teselli verdiği gibi,
r
?n
în
J n
’n
h r
?o
?n
a
emriyle
korkumuzu izale etmiş.
İkinci güzde:
Aynı mevsimde Hazret-i Ali (
RA
) aynen
o kudsî hafidinin başı üstünde bize bakıp korkulu,
me’yusiyetli vaziyetimizden ve yakında başımıza gelecek
vaziyet:
durum.
vukuat-ı mühimme:
mühim olay-
lar, vakıalar.
âlem-i islâm:
islâm âlemi.
Arabî:
Hicrî tarih.
arz:
dünya, yer küre.
aynen:
hiç değişmeden, aynı
şekilde.
cifir:
harflere verilen sayı kıy-
meti ile ibarelerden tarih veya
isme dair işaretler çıkarmak il-
mi.
elhâsıl:
sonuç olarak.
emare:
alâmet, belirti.
emare-i kaviye:
kuvvetli
emare, belirti.
emir:
buyruk.
fıkra:
bend, fasıl.
Gavs-ı Azam:
en büyük gavs,
Abdülkadir-i Geylânî Hazretle-
rinin namı.
güz:
sonbahar.
hâdise:
olay.
hafit:
torun.
haşiyecik:
küçük dipnot.
husumet:
düşmanlık.
izahat:
açıklamalar.
izale:
giderme.
keramet:
Allah’ın velî kulların-
da görülen olağanüstü hâller.
kudsî:
mukaddes, kutlu.
medar-ı teselli:
ferahlık sebe-
bi.
me’yusiyet:
ümitsizlik.
muvafık:
uygun.
Rumî:
Osmanlı devletinde
malî işlerde kullanılan güneş
takvimi.
Rus Harb-i müthişi:
Rusun
meşhur 93 Harbi.
sarahat:
apaçık.
tabir:
ifade.
tarih-i velâdet:
doğum tarihi.
tenvin:
iki üstün, iki ötre, iki
esreye denir.
teselli:
avunma.
tevafuk:
uygun gelme.
vaki:
meydana gelen.
w
»n
M
’dür.
w
»n
M
olsa, o vakit
»'
°ûr
în
J l
ás
«n
M n
Ón
a
Arabî bin üç yüz kırk sekiz eder
ki, aynı tarihte bu hâdise vaki olmuştur.
Hem üçüncü satırda
o
AÉn
°ûn
J r
øn
e r
ºp
°UÉn
Nn
h
fıkrasında
o
AÉn
°ûn
J r
øn
e
cifirce Hocamın
husumet ettiği bu adamların aynı isimlerinin adedine muvafık geliyor.
İzahata izin vermediği için bu kadar yazdırıldı.
r
?n
în
J n
’n
h r
Üp
QÉn
Mn
h
’den
sonra,
¢m
Vr
Qn
G s
?o
c ¢r
So
O
(HAŞİYECİK)
yani arza bastığın zaman ki, cifirce bin iki
yüz doksan beş Arabî, doksan üç Rumî tarihidir ki, tarih-i velâdetine ve
Rus Harb-i müthişine tevafukla beraber;
r
än
ôs
ªn
©n
J ¢p
Tƒo
Mo
ƒr
dÉp
H
fıkrası işaret
ediyor ki, yere bastığın zaman zemin, yer vahşîlerle şenleniyor, yani
vahşî Ruslar âlem-i İslâm’ı hırpalıyor. Kırk sene sonra o vahşîlerin elinde
esir olup onların en vahşî memleketine gideceksin; haber veriyor.
Elhâsıl,
r
?n
î
n
J
n
’n
h r
Üp
QÉn
Mn
h ¢n
ûr
î
n
J
n
’n
h r
?p
JÉn
?n
a
ve
r
än
ôs
ªn
©n
J ¢p
Tƒo
Mo
ƒr
dÉp
H ¢m
Vr
Qn
G s
?o
c r
¢So
O
bu satırda dört kelime ile başa gelen dört vukuat-ı mühimmeyi sarahate
yakın işaret ediyor.
HAŞİYECİK:
¢m
Vr
Qn
G s
?o
c
’deki
tenvin
,
nun
sayılır.
Hafız Tevfik
SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBÎ | 217 |
Y
İRMİ
S
EKİZİNCİ
L
EM
A
1...,207,208,209,210,211,212,213,214,215,216 218,219,220,221,222,223,224,225,226,227,...560
Powered by FlippingBook